"Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ "Başbakan'ın bir açıklaması oldu. Bu konuda daha yapılması gerekenler odluğunu sizin bu konuyu çok iyi bildiğinizi ve bir çalışmanın yürütüldüğüne de inandığını söyledi. Bu çalışma nedir?" sorusunu cevapladı.
Başbuğ soruyu soran Murat Yetkin'e "bugünkü yazınızdan belliydi" diyerek cevaba girdi.
"TSK'de demokrasi ve hukuk devleti ilkelerine aykırı düşüncede olanlar barınamaz. Şimdi bugüne kadar yaşanan süreçte neler oldu, neler yapıldı, bundan sonra neler olabilir sorusu soruluyor. Bu konuyu doğru anlayabilmeniz için ilk önce askeri mahkemelerinin yetki ve sorumluluklarını anlamanız lazım. Maalesef rahmetli Uğur Mumcu'nun dediği gibi, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi oluyoruz."
Askeri mahkemeler: "Askeri mahkemelerin yetki ve sorumlulukları çok açık. Merak ediyorsanız Askeri Yargı Usul Kanunu'nun 9. maddesini okuyun. Orada derki, "Askeri kişilerin askeri suçları varsa ortada bunlar askeri mahallerde askerlik hizmetleriyle ilgiliyse buna bakacak olan yargı makamı askeri yargıdır" çok açık. Söz konusu iddiada nedir karşımıza gelen? Suçun Genelkurmay Karargahı'nda işleniği iddia ediliyor. Kim işledi? Askeri kişiler. Bu kadar açıkken hala yok efendim askeri mahkeme mi bakar sivil mahkeme mi bakar yaklaşımı abesle iştigaldir. İkincisi askeri mahkemelerle ilgili olarak çok yanlış değerlendirmeler yapılıyor. Bazı akademik ünvana sahip kişiler artık dünyada Avrupa'da askeri mahkemelerin bile kalmadığını söyleyecek kadar cahilce belki de maksatlı beyanlarda bulunuyorlar. Askeri mahkemeler bugün geçerli."
Başbuğ pek çok ülkede askeri mahkeme olduğunu, askeri mahkemenin bağımsız olmadığına, yargının iki başlı olduğuna dair yorumların gerçekdışı olduğunu söyledi.
Soruşturma tekrar açılabilir
12 Haziran günü Taraf'ta çıkan haberin üzerine askeri savcılığın yetkisi dahilinde olduğu için soruşturmaya başladığını söyleyen Başbuğ devam etti:
"Bu andan itibaren bu belgenin bulunduğu -ki bu İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın dosyasındaki bir belgedir- Başsavcılıkla işbirliği yaptılar. Bizim amacımız burada bu belge doğru mudur değil midir, bunu bulmak mecburiyetindeyiz. Biz İstanbul Başsavcılığı'na, elinizde ne kadar bilgi belge varsa verin dedik ve soruşturma 12 gün sürdü. Diyeceksiniz ki soruşturma yetersiz diyeceksiniz, bir taraftan niçin 12 gün sürdü diyeceksiniz. Bu kadar çelişki olur mu?
"Şimdi Genelkurmay Askeri Savcılığı kovuşturmaya yer olmadığını kararını vermiştir. Bu karar kesin değildir. biz hukuk devletiyiz, ilkelerine sadığız. Kesin değildir evet. Önemli olan şu, bu belgenin doğru olduğuna ilişkin yeni delil bilgi emare çıkarsa, bu soruşturma tekrar açılabilir. Olayda bir müştereklik bulunabilir. Müştereklik demek, sivil ve askerin beraber yapması gerekmektedir.
"Genelkurmay ve Askeri Savcılık olarak biz üzerimize dşen görevi yerine getirdik. Biz bundan sonra ne istiyoruz? İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan istiyoruz. Bu belgenin gerçek olmadığı noktasından hareketle, bu kağıt parçası kimler tarafından ne amaçla hazırlandı. Bunu bulunuz. Yoksa İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan doğru mudur yanlış mıdır noktasında, soruşturma şartları çerçevesinde istemiyoruz bu bizim işimiz." (EZÖ)