"Doğan Grubu'na kesilen vergide siyasal iktidarın bir intikam ve sindirme çabası olduğunu görmemek mümkün değil. Ancak bu kuralsız medya dünyasında herkesin arka bahçesinin gömülü sakladığı bir şeyler olduğu muhakkak. Sonuçta kimsenin eli temiz değil..."
Maliye Bakanlığı'nın Doğan Yayın Holding'e 3 milyar 750 milyon TL'lik ceza ve vergi kesmesiyle ilgili İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aslı Tunç, bu sözleriyle bianet'e sorunun iktidar-medya-sermaye ilişkilerinin karmaşıklığını yansıttığını ifade etti.
"Ağır vergilendirmelerle basını susturma geleneği ne yazık ki yeni değil" diyen üniversitenin Medya ve İletişim Sistemleri Bölüm Başkanı Tunç, 1950'lerde dönemin Başbakanı Adnan Menderes'in vergi memurlarını muhalif gazetelere gönderdiğinin bilindiğini, günümüzdeyse medya yapısının çok daha fazla kirlendiği, siyaset-medya ilişkilerinin çetrefilleştiği, "denetimsiz bir ortamda da kuşkusuz cezalandırma adına kesilen vergi miktarları"nın da devasa boyutlara ulaştığını kaydetti.
"Uygulama, grubu yaralayıcı ve canını acıtıcı..."
Medya yapılanmasındaki başıbozuk gelişme ve yoğunlaşmanın, siyaset- iş dünyası- medyanın iç içeliğinin ve bu şirketleşen yapının içinde gazetecilik mesleğinin yıllar içinde kirlenmesinin söz konusu vergilendirme olayına da daha geniş kapsamlı bakılmasını gerektirdiğine işaret eden Tunç, şöyle konuştu:
"Ortada bir ihmal ve hata olsa bile, vergi ceza miktarı gerçekçi olamayacak kadar yüksek ve yıkıcı. Sonuç olarak bu, uygulamanın basit bir vergi cezası olmaktan öte, medya grubunu yaralayıcı ve canını acıtıcı bir şekilde planlandığının bir göstergesi.
Grubu özgürlük savunucusu ilan etmek de ironik"
"Sadece vergilendirme cezası özelinde bakarsak bir özgürlüklerin kısıtlanması sorunudur ancak Doğan Medya Grubu neden arkasına baktığında onca kişi ve kuruluşun için için sevindiğinin özeleştirisini de yapmalıdır.
"Geldiğimiz noktada Doğan Medya Grubu'nu ancak kendisi mağdur olunca basın özgürlüğü savunucusu ilan etmek oldukça ironiktir. Ancak Türkiye'de dengeler, iş ve menfaat ilişkileri sürekli değişmektedir.
"Doğan Medya Grubu bu ülkede basın özgürlüğünün savaşımını vermek adına, çalışanlarının haklarını korumak ya da habercilik mesleğine saygınlık kazandırma adına katkı yaptığını düşünmek imkansız.
"Demokrasilerde bu gazeteleri okumayın diye haykıran bir başbakan nasıl kabul edilemezse, medya sektörünün kontrolsüz ve regüle edilmeyen bir ticari yapı olması karşısında da aynı dirençle durmak gerekir."
Tardio: İletle raporunu etkileyebilir
Avrupa Birliği'nin idari organı Avrupa Komisyonu'nun sözcüsü Amadeu Altafaj Tardio, Doğan Yayın Holding'e verilen cezanın AB üyeliğine hazırlanan ve 14 Ekim'de açıklanacak olan Türkiye ile ilgili İlerleme Raporu'nu etkileyebileceğini söyledi. (EÖ)