Yayın ilkelerini ihlal ettiği kanaatine varılan yayın kuruluşlarına program durdurmanın yanı sıra idari para cezası da getiren "Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun Tasarısı", Meclis Genel Kurulu'nda kabul edilerek yasalaştı.
Yasaya göre, "milli güvenliğin açıkça gerekli kıldığı hallerde veya kamu düzeninin ciddi şekilde bozulmasının kuvvetle muhtemel olduğu durumlarda" Başbakan veya görevlendireceği Bakan, geçici yayın yasağı getirebilecek
3984 Sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunda değişiklik yapacak tasarı, geçmişte "özür veya özür", ardından "program durdurma" olarak seyreden cezalandırma sistemini tümüyle değiştiriyor.
Örneğin tasarı, "bölücü", "Atatürk ilke ve inkılaplarına aykırı", "kin ve düşmanlığa tahrik", "terör övgüsü", "suçu övme", "müstehcen", "cinsiyet eşitliğine ters", şiddeti özendirici" niteliğinde görülen yayınları daha ağır şekilde cezalandırıyor.
Türkçe dışında dillerde de yayın imkanı
Tasarıya göre, Türkçe dışındaki dil ve lehçelerde de yayın yapılabilecek. Yasada, bu durum, "Yayın hizmetlerinin Türkçe yapılması esastır. Ancak Türkçe dışındaki dil ve lehçelerde de yayın yapılabilir. Yayınlar seçilen dilin kurallarına uygun olarak yapılmak zorundadır. Bu yayınlara ilişkin usul ve esaslar Üst Kurulca yönetmelikle belirlenir" ifadesiyle güvence altına alınıyor.
Medya kuruluşunda toplam yabancı sermaye payı ödenmiş sermayenin yüzde 50'sine kadar olabilecek. Yabancı bir gerçek veya tüzel kişi, en fazla iki medya kuruluşuna doğrudan ortak olabilecek. RTÜK, yayın ilkelerine aykırı programı beş keze kadar durdurabilecek.
İlkiz: Hukuka ve halkın haber alma hakkına aykırı
Ancak Meclis'te kabul edilerek yasalaşan 'RTÜK Tasarısı', Başbakan'a geçici yayın yasağı yetkisi de tanıyor. İletişim hukukçusu Fikret İlkiz, tasarı halindeyken bianet'e düzenlemeyi, "hukuka ve halkın haber alma hakkına aykırı" olarak değerlendirmişti.
Bakan sansürü üç kez kullanıldı
Kamuoyu, yayınların Başbakan ve onun yetkilendirdiği Bakanın yayınları durdurmasına, 20 Kasım 2003'te İstanbul'da HSBC Bankası'nın bombalandığı, 22 Mayıs 2007'de Ankara'nın Ulus semtinde Anafartalar binasının bombalandığı ve 21 Ekim 2007'deki PKK'nin Dağlıca baskını döneminde tanık olmuştu. (EÖ)