Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin azami tutukluluk sürelerini 10 yıl ile sınırlandıran kararının ardından gerçekleşen tahliyeler için ''yargının tasarrufu" dedi.
"Bununla ilgili yasal düzenleme yapılacak mı?'' şeklindeki bir soruyu da Erdoğan, ''Gerekirse gereği yapılır. Ancak şu anda öyle bir şey yok. Daha önce çıkarılmış yasal düzenleme üzerinden olayı yapıyor...'' sözleriyle yanıtladı.
Baro Başkanı da "dört yıl" diyor
1 Ocak itibariyle yürürlüğe Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 102. maddesindeki değişikliği değerlendiren Demokratik Yargı Derneği yetkilisi Uğur Yiğit, NTV yayınında, tutuklama süreçlerinin uzunluğundan şikayet etti.
Uzun tutukluluk haliyle ilgili Yiğit, "Yargıdaki koşullar değişmediği sürece biz bunu tartışıyor olacağız" dedi. Programa katılan İstanbul Baro Başkanı Doç Dr. Ümit Kocasakal da, CMK'nın 102. maddenin yorumuyla ilgili, "Ben hesaplamadan bir artı üç olmak üzere, dört yıl anlıyorum" şeklinde konuştu.
Daha önce bianet'e konuşan avukat Ercan Kanar da, düzenlemenin özgürlükçü yorumlanması halinde dört yıllık tutukluların serbest bırakılmasına neden olabileceğini söylemişti.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) eski Türkiye yargıcı ve Milliyet gazetesi yazarı Rıza Türkmen de, düzenlemenin sadece 10 yıllık tutuklular için geçerli olmasını dünkü "Hukuk devleti nasıl olunmaz" başlıklı yazısında eleştirmişti; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırılık tehlikesine işaret etmişti:
"AİHM öncelikle tutukluluk şartlarının oluşup oluşmadığına, gösterilen gerekçelerin yeterli olup olmadığına bakar. Bu şartlar oluşmamışsa zaten ihlal sayar. Şartlar oluşmuşsa tutukluluk süresini değerlendirir. Ancak 10 yıl her şart altında çok uzun bir süredir."
Ergenekon, Dink, Zirve sanıkları yararlanamayacak
Yargıtay, dünkü (3 Aralık) kararında ağır cezalık suçlarda tutukluluk süresini beş yıl, "terör" suçlarında tutukluluk süresini azami 10 yıl olarak belirlediği için "Ergenekon", Hrant Dink cinayeti ve Malatya Zirve Yayınevi davasının tutuklu sanıkları için geçerli olamayacak.
Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 102. maddesinin 1 Ocak itibariyle yürürlüğe girmesiyle birlikte, Diyarbakır D Tipi Cezaevi'nde kalan Hizbullah Davası sanığı beş kişi dün gece (3 Ocak) tahliye olmuştu.
Kuriş ve Sincar cinayetleri sanıkları serbest
Serbest bırakılanlar arasında, İstanbul Beykoz'da Ocak 2000'de Hizbullah Örgütüne yönelik operasyonda yaralı olarak yakalanan ve örgütün lideri olmaktan mahkum edilen ancak cezası henüz kesinleşmeyen Edip Gümüş ve Cemal Tutar da var. Gümüş, 42 kişinin, Tutar ise 73 kişinin öldürülmesinden suçlanıyordu.
Bu cinayetler arasında 16 Temmuz 1998 tarihinde Mersin'de kaçırılan ve daha sonra cesedi gömülü olarak bulunan İslamcı feminist Gonca Kuriş ve 1993'te Batman'da uğradığı saldırıda öldürülen Kürt siyasetçi Mehmet Sincar da vardı. Salıverilenler arasında altı yıldır "çete lideri" olmak suçlamasıyla yargılan Sedat Şahin ile uyuşturucu sanığı Urfi Çetinkaya'nın sağ kolu Enver Sarı da bulunuyor. (EÖ)