Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şubesi, bugün yaptığı basın açıklamasında 18 Ocak 'ta gerçekleşen tutuklamalarla ilgili basında yer alan haberleri, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün açıklamalarını değerlendirdi ve iddiaları yanıtladı.
ÇHD İstanbul Şubesi'nden Zeycan Balcı Şimşek, soruşturmadaki gizlilik kararı kalktıktan sonra, Emniyet Müdürlüğü'nün operasyonla ilgili açıklamalarının ne kadar asılsız olduğunun görüleceğinden söz etti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Bekir Bozdağ'ın konuyla ilgili açıklamalarına cevaben de şunları söyledi:
"Toplumsal muhalefetin bu kadar diri olmasını sindiremediler. Kamuoyunun bu kadar yüksek sesle 'artık yeter, avukatlarımıza dokunma' demesine, bu toplumsal muhalefete inanamadılar."
Bir çelik kapı
Şimşek, derneğin çalışmalarının süreceğini belirtti:
"Derneklerimiz açık kalacak, bizler devrimcilerin, işçilerin, sokakta infaz edilenlerin savunucusu olmaya devam edeceğiz. Tutuklanan dokuz meslektaşımızın her birinin ayrı dosyaları var ama aksayan hiçbir işleri olmadı. Dosyaları devralan meslektaşlarımız davalara gönülden inanarak giriyorlar."
Zeycan Balcı Şimşek, dernekte veya avukatlık bürolarında 11 çelik kapı bulunduğu iddialarıyla ilgili de şöyle konuştu:
"Erdoğan'ın konuşmasında, '11 çelik kapıları var, avukatlar gece vakti toplantı yapıyorlarmış' ifadeleri yer alıyor. 11 çelik kapı akıl dışıdır."
"Ayrıca 11 çelik kapının olması da suç değildir. Biz 11 kapının arkasına sığınacak bir şey yapmıyoruz. Şu algıyı anlamak mümkün değil; Başbakan sayısız güvenlik ve korumayla dolaşırken, bu kadar yüksek bir güvenlik algısı varken, bize bir çelik kapıyı çok görüyor. Bu durumu terör örgütü üyeliğiyle bağdaştırıyor."
"Kozmik Oda tutanakta yazmıyor"
Çağdaş Hukukçular Derneği yönetim kurulu üyesi Avukat Süleyman Gökten de "Yalanlar ve gerçekler savaşıyor. Gerçekler kazanacak" başlıklı basın açıklaması metnini okudu:
"Yapılan aramalarda bir 'kozmik oda' bulunduğundan bahsediliyor. Ancak ne Emniyet'in beyanatlarında ne de basında yer alan haberlerde odanın arama yapılan çok sayıda büro ve evden hangisinde bulunduğu söylenmiyor. Sözü geçen oda ve içinde bulunanlar, arama ve el koyma tutanaklarında da belirtilmiyor."
"Emniyetin açıklamalarında ajanlık iddiaları var. Ancak gözaltına alınan hiçbir müvekkile ifade ve sorgulamalarında ajanlık suçlaması yöneltilmedi."
"Kayır hakkında arama kararı yoktu"
Basın açıklamasında, "DHKP-C'nin Türkiye sorumlusu olduğu" iddia edilen Kamile Kayır'ın Halkın Hukuk Bürosu'nda gizli bir bölmede yakalandığı iddialarına ilişkin de açıklamada şu ifadeler yer aldı:
"Kamile Kayır'ın Türkiye sorumlusu olduğuna dair kesinleşmiş mahkeme kararı nerededir? Halkın Hukuk Bürosu'nda misafir olarak bulunan Kayır gizlenen, saklanan birisi de değildir. Baskın esnasında da bürodan zorla çıkartılana kadar savcının yanında kaldı. Hakkında o güne kadar arama kararı da yoktu."
Aşçı: İş yoğunluğu nedeniyle büroda kalıyoruz
Avukat Behiç Aşçı da avukatların "toplantı yaparken basıldığı" iddialarına yanıt verdi:
"Büroyu iş yoğunluğu nedeniyle ev-ofis olarak kullanıyoruz, arkadaşlarımız gözaltına alındığında toplantı halinde değillerdi, uyuyorlardı. Bu süreçte çok yalan söylendi. Yasa gereği aramada bir baro temsilcisi bulunması zorunluydu ancak bürosunun kapısı sabaha karşı 04:00'te kırıldı, dört saat baro görevlisinin gelmesini beklendi."
Avukat Ömer Kavili de "Polis tamamen bireysel hakaret etti, bu operasyon öfke ve intikam aracı olarak kullanılmaktadır. Hukuksuzca yapılan aramalardaki deliller dosyada yer alamaz ancak bu pratikte uygulanmıyor, yine uygulanmayacak" dedi.
ÇHD'li avukatlar, toplantıda, iddianamenin kabulüyle dosyadaki gizlilik kararının kalkacağı belirtilerek, "bu hukuk dışı dosyanın boş ve delilsiz sayfaları ortaya çıktığında bunları ifşa edeceklerini" açıkladılar. (ECA-BA/AS)