En tanınmış kitabı, siyasi rejimler ve şiddet arasındaki ilişkiyi konu alan Sombras do Paraiso (Editora Record, 1994 Rio)'dur.
Brezilya Federal Hükümeti'nde Sosyal Yardım Bakanlığı Yardımcılığı (1986/87), Rio de Janeiro Eyaleti'nde Kültür Bakanlığı Alt-Sekreterliği (1987/90) ve Brezilya Başkanlık Kabinesi'nde Müşavirlik (1996/2000) görevlerinde bulunmuştur.
Aynı zamanda, piyade askerlerin silah danışmanı olarak görev aldığı Brezilya Ordusu'nda teğmen (1965/66) olarak hizmet vermiştir.
Kadınlar silahsız bir dünya talep etmedikçe
Antonio Rangel Bandeira, halen Brezilya'da silah içerikli şiddete karşı açılan kampanyayı yürüten Sivil Toplum Örgütü Viva Rio'da silahsızlanma programını yürütmektedir.
24 Haziran 2002 tarihinde Rio de Janeiro'da 100 bin silahın imha edilmesi olayını koordine etmiştir -bu, dünyanın herhangi bir yerinde bir gün içerisinde en fazla sayıda imha edilen hafif silah sayısını göstermektedir.
Antonio'yu ilk Umut Vakfı tarafından düzenlenen 1. Uluslararası Bireysel Silahsızlanma Sempozyumu'na katıldığında tanımıştık. Kendisi burada silahsızlanmanın dama taşlarının kadınlar olduğunu, kadınlar kendileri ve çocukları için silahsız bir dünya talep ettikleri zaman dengelerin değişeceğini, silahların alınıp satılamayacağını söylemişti.
Yeterli istatistik çalışması yapıldığını, sayısını bile hatırlamadığı kadar çok toplantıya katıldığını, araştırmaların artık tekrardan öteye gitmediğini, bireylerin silahlanmasının ne acı bir toplumsal sorun olduğunu hükümeti hariç herkesin ıcık cıcık öğrendiğini söylemiş; bundan sonraki tek etkinliğinin hükümetleri eğitmek olacağını, bunu da sokakta Brezilyalı kadınlarla başaracağını ifade etmişti.
Umut Vakfı'ndan esinlenerek
Bir konuşmamız esnasında yasa tartışması yaparken alkollü silah taşımanın yasaklanması gerekliliğinden, silah edinmenin alt yaş sınırının yükseltilmesi gerekliliğinden ve hatta üst yaş sınırı getirilmesinden, silah taşıyanlar ile bulunduranlara zorunlu hayat ve sağlık sigortası getirilmesinden bahsettiğimizde, bu fikirleri geliştiren Umut Vakfı'nın sadece Türkiye'nin kazanımı değil dünyanın kazanımı olduğunu, bu fikirleri benimsediğini ve ülkesinde derhal bir kampanya başlatacağını söylemişti.
Bir yıl sonra Temmuz 2003'de Birleşmiş Milletler'in "Biennial Meeting on Action Program on Small Arms" (Hafif silahlar eylem programı Bienali) toplantısında kendisini gördüğümüzde 'I'm almost there' (Orada gibiyim) demişti. Bilgi, inanç, sevgi ve neşe doluydu. Ne yaptığını biliyor ve karizmasıyla kitleleri hareketlendirebiliyordu. Ama kimse hükümeti bu kadar kısa sürede eğitebileceğini hayal edemezdi.
Brezilya'da Silahlarla İlgili Yasa Değişti, Hükümet 2005'de Bireysel Silahların Toptan Kaldırılması için Referanduma Gidecek.
Antonio, dünyaca tanınmış bir aktivistken, elinde yüzlerce araştırma ve toplum önderlerine ait makaleler varken, şu basit sivil referandum sonucuyla harekete geçti: Brezilya halkının yüzde 74.1'i bireylere silah verilmesini doğru bulmuyordu, halkın yüzde 62.5'i silah taşımanın şiddetten kişiyi korumadığına inanıyordu. Yine halkın yüzde 49.6'sı evde silah bulundurmanın saldırıyı engellemediğine inanıyordu. Bunun ötesinde Brezilya yurttaşları yüzde 19.7 oranında silah bulundurmanın veya taşımanın şiddeti davet ettiğine inanmaktaydı (CNT/Sensus).
Brezilya başardı
Brezilya hükümeti bu çok kısa ve anlaşılır mesajı anladı ve Brezilya'da daha sıkı bir silah yasası kongreden geçti. Yeni yasayla;
(1) Silah edinme alt yaş sınırı 25'e yükseldi,
(2) Alkollüyken veya madde etkisindeyken silah taşınması durumunda silah ruhsatı iptal edilecek,
(3) Silah ruhsatı verme yetkisi yerel yönetimlerden alınarak merkez hükümete verildi,
(4) Silah taşıma ruhsatı için can güvenliği nedeniyle başvuru yapanların bu gerekliliği iddia değil ispat etmeleri beklenecek, bunun dışında sadece polis, güvenlik güçleri gibi profesyonel anlamda silah taşıması gerekli olanlara taşıma ruhsatı verilecek,
(5) Silah ruhsatı için başvuranlardan ayrıntılı sağlık (fiziksel ve ruhsal) raporu istenecek,
(6) Ruhsatsız silah ile yakalananlar ceza indiriminden faydalanma olanağı tanınmaksızın hapislikle cezalandırılacaklar,
(7) Silah ticareti (asker ve polis silahları ve mühimmatları haricinde) yapanlar kaçakçılık suçuyla yargılanacaklar ve 15 yıla kadar ceza indirimsiz hapislik cezası alacaklar,
(8) Meskun mahalde ateş edenler, havaya ateş edenler 4 yıl hapislikle cezalandırılacaklar. Bu ceza paraya çevrilemeyecek ve indirim yapılamayacak,
(9) Kaçak silah satanlar 4 ile 10 yıl arasında hapislik cezası alacaklar.
60 "silah" taslağınsan sonra
Kongrede dört ay boyunca silah yasasının sıkılaştırılması tartışılırken Brezilya'da 10 bin kişi daha silahlarla hayatını kaybetmişti. Antonio Brezilyalı kadınların nüfusa oranla çoğunlukta olduklarını biliyordu ve kadınları arkasına almaya kesin kararlıydı. Çünkü onların kocaları ve çocuklarıydı bu ölen 10 binler. Kadınlar geride kalıp çetin yaşam koşullarıyla tek başlarına mücadele etmeye mahkum edilenlerdi.
Bunu başarmak için Antonio 1996 yılından beri periyodik olarak 60 kez silah yasası öneri taslağı hazırlamış ve hükümetlere sunmuştu. Yasa yeni şeklini bu 60 taslaktan aldı.
Türkiye'ye gelelim; Mevcut hükümet 'silaha hayır' diyenlerden daha az bir yüzde ile başımıza hükümet oldu ve 'demokrasi', 'halk çoğunluğu' gibi laflar günlerce havalarda uçuştu. Halen uçuşmakta.
Peki ya 'silaha hayır' imza kampanyamıza imza verenlerin sayısı giderek milyonlarca artarsa ve kamuya arz edilirse 'demokrasi gereği', 'halkın çoğunluğu istedi' laflarına hükümet sahip çıkıp, silah lobicilerine rağmen ve silah ticaretinden elde ettiği trilyonlara rağmen bireysel silahlanmayı suç olarak kabul edecek mi? Yoksa 'hükümet yararına demokrasi' anlayışı korunacak mı?
Umut Vakfı, devlete çağdaş ateşli silahlar yasası taslak önerisi sunacak, imza kampanyalarına ve sokak etkinliklerine devam edecek ve bakalım Viva Rio'lu Antonio'nun Brezilyalı kadınlarla Brezilya'da başardığını Türk kadınları ile Türkiye'de başarabilecek mi? Göreceğiz ... (TG/NM)