3. Köprü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Yeni İstanbul” hayalinin ilk ayağıydı. Hedef önce yol sonra da yapılaşmanın önünü açmaktı.
3. Köprünün İstanbul’a verdiği zararları Kuzey Ormanları Savunması’ndan (KOS) ve aynı zamanda şehir plancısı olan Başar Toros ile konuştuk.
Toros, bağlantı yollarıyla beraber, köprünün inşaatına başlanılan 2013’ten bu yana bölgede 3 buçuk milyondan fazla ağacın kesildiğini söylüyor.
Ulaştırma Bakanı "381 bin adet ağaç kesildi" diyor8 Haziran 2016’da 3. Köprüde incelemelerde bulunan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, köprüyü de içine alan Kuzey Marmara Otoyolu inşaatı sırasında 381 bin adet ağaç kesildiğini veya nakledildiğini söyleyerek şöyle konuşmuştu: “Yaptığımız protokole göre 5 misli ağaç dikmemiz gerekiyor yani yaklaşık 1 milyon 900 bin adet. Biz bugüne kadar yüklenicimizle birlikte 2 milyonun üzerinde ağaç diktik. Ancak bununla da yetinmiyoruz. Yaklaşık 1,5 milyon adet ilave ağaç dikeceğiz.” Bakanın toplamda söylediği rakam Kuzey Ormanları Savunması'ndan Başar Toros'un ifade ettiği "3,5 milyon ağaç kesildi" bulgusuyla örtüşüyor. Kuzey Ormanları Savunması raporu için tıklayın Arslan aynı yıl 31 Temmuz’da yaptığı açıklamada 3. Köprü ve 3. Havalimanı için dikilecek ağaç sayısının 9 milyonu bulacağını söyledi. Medyascope’tan Ali Emre Mazlumoğlu’nun 8 Şubat 2017 tarihli haberinde ise, sadece Kuzey Marmara Otoyolu için kesilen ağaç miktarının hektar ölçümüyle yapıldığında İstanbul’un Beşiktaş ilçesinden daha büyük bir alanı kapsadığı belirtiliyor. |
TIKLAYIN - 3. Köprünün Sekiz Yıllık Hikayesi
Köprüyle Avrupa yakasından Anadolu’ya transit geçiş sağlaması planlanan Kuzey Marmara Otoyolu’nun (KMO) inşaatı ise kısmen bitmiş vaziyette. Fakat KMO projesi kapsamında kıyım yapılan ağaçların sayısı henüz bilinmiyor.
Fotoğraf galerisi için tıklayın
"Bölge imara açılırsa geri dönüşü olmayacak"
3. Köprü için yargı süreçleri yürütülse de şu an köprü işler vaziyette. İstanbul ne kaybetti?
Bizans'ın gelip buraya yerleşmesinin, Osmanlı'nın medeniyeti burada devam ettirmesinin sebebi Kuzey Ormanları'ydı. İstanbul'un yer altı ve yer üstü bütün su kaynakları buradan gelir. Her zaman kalabalık bir memleket olduğu için su sorunu da hep vardı.
İlk olarak Bizans Belgrad Ormanları'ndan suyu kemer sistemiyle getirip kente taksim etmeye çalıştı ama Osmanlı tamamladı. Mimar Sinan'ın çok ciddi eserleri var.
Birincisi su dediğimiz şey İstanbul'da Kuzey Ormanları demek. İkincisi bu kadar büyük bir kentte inşaatların, sanayinin yarattığı hava kirliliğine rağmen hala nefes alabilmemizin sebebi kuzeyden gelen rüzgarlarının orman içindeki oksijeni alıp kente doğru aktarması. Kuzey Ormanları ile İstanbul arasında hava koridorları var mesela ama şu an inşaat sermayesi onları tıkamakla meşgul.
Biri Kağıthane'ye gelen Cendere Vadisi. İstanbul'a oradan çok ciddi soluk depolanır. Bütün bunlar Kuzey Ormanları ekosisteminin bir parçası ve İstanbul'un İstanbul olmasının sebebi bu ekosistemin yarattığı zenginlik.
Verilen zararın geri dönüşü var mı?
İmara açılırsa geri dönüşü olmayacak. Hala umudumuzun olmasının nedeni hem köprünün hem de Kuzey Marmara Otoyolu'nun birer boşluktan ibaret olması. Kestiler, beton döktüler ancak biz o betonları kaldırırsak orman 10 yıl içinde o betonları kendi kendine kapatır.
Ama dertleri orayı parsel parsel satmak. Projeler Kuzey Ormanları'nın içinde kanser gibi lekeler büyütüyor.
İmara açılmaya başlayan araziler bu lekeler kapsamında mı değerlendiriliyor?
Eyüp tarafında binlerce villa inşaatı sürüyor. İnşaatlar Göktürk’te ormanın sınırlarına dayandı ve hatta derelerin kenarlarından doğru içeri giriyor.
Kemerburgaz, Sarıyer... Her yerde aynı tehlike. Çünkü bir yandan da çıkardıkları yasalarla köylük statüsünü alıp bölgeyi mahalle yapabiliyorlar. Mahallenin merası da olamayacağına göre meralar yapılaşmaya açılabilir, diyorlar. Şu anda ormanın bir parçası olan meralar, villa sitelerle dolmaya başlıyor. Bu evler için çok ciddi paralar isteniyor çünkü yanından hemen 3. Köprüyü geçirmiş. Böyle bir rant işliyor.
"Bu projeler katliam paketidir"
3. Köprü, 3. Havalimanı, Kanal İstanbul, Kuzey Marmara Otoyolu (KOM) gibi birçok proje neden farklı zamanlarda aynı bölgede ortaya çıktı?
Bu projeler katliam paketidir aslında. Hiçbiri kendi başına bir şey ifade etmiyor. Köprüden şu an araç geçmiyor, zararda.
Havalimanı bu haliyle çöp bir proje. İstanbul'dan buralara metro götürülmezse bir anlamı yoktu ki o da başladı. Kamu kurumlarını bu civara taşımaktan söz ediyorlar. Esenler Otogarı'nı bile bu tarafa almayı konuşuyorlar.
Şu an yaptıkları bu projelerle gerekçe yaratarak kenti kuzeye doğru büyütecekler. Bu da kentin yaşam kaynaklarının yok edilmesi anlamına geliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan bizim bu yazı dizisini hazırlamamıza neden olan konuşmasında İstanbul'a ihanet ettiklerini itiraf etti. 3. Köprü de İstanbul'a ihanet mi?
Erdoğan'ın söylediği 'yatay yapılaşma' ya da 'ihanet' lafı İstanbul'un eleştirisi filan değil tam da buraları yağmalamak için söylenen bir laftır. Bu ihanet hikayesini şimdi Kuzey Ormanları’nda villa kentler oluşturmak için kullanacaklar.
Köprü geçiş ücreti açılışta otomobiller için 9,90 lira olarak belirlendi. Mart 2017 itibariyle bu rakam otomobillerde 12,20 oldu. Neden hedeflenilen rakamlar karşılanamıyor?
Kuzeyde hala yeterli yapılaşma yok, o nedenle. Birinci ve ikinci köprünün trafiğini rahatlatma ihtimali yok çünkü her köprü kendi trafiğini yaratır. 15 yıl boyunca orası yağmalanıp villalarla dolacak ve ondan sonra o köprü çalışmaya başlayacak.
Ancak bütün o dönem ve sonrası İstanbul'un doğasının katliamına, vatandaşın cebinden çıkan paraya mal olacak.
Üçüncü köprü ihtiyaç mıydı İstanbul için?
İstanbul'un büyümeye değil küçülmeye ihtiyacı vardı. Çünkü zaten ülke planlaması açısından çok kötü bir yerde konumlandırılmış bir şehir. Bütün sanayinin yığıldığı, bitmeyen bir şehir oldu. İzmit'le birleşti arada boşluk yok. Öbür tarafta Tekirdağ doldu. Marmara Bölgesi ülke planlaması açısından eşitsiz, dengesiz, tüm ülkenin kaynaklarını da sömüren, çevre açısından sürdürülebilir olmayan ve böyle bir sanayi bölgesini temizleyebilecek bir doğa yapısı da olmayan bir bölge.
Yol giden yere nüfus götürülüyor. O açıdan bakıldığında 3. Köprünün değil TEM'in bile İstanbul'dan geçmemesi lazımdı. Gaziosmanpaşa diye bir yer yoktu, TEM yarattı orayı. Şimdi de 3. Köprü kendi semtini yaratacak.
Büyük bir orman işgali zaten vardı. Şimdi inşaat sermayesinin son saldırısı olan KMO ile yollar artık ormanın üstünden geçiyor. Bu yol 20 yıl kapatılmadan kalırsa zaten artık bunları konuşmuyor olacağız çünkü orman kalmayacak.
"Çok ciddi odun satıyorlar herhalde"
Köprünün etrafında kalan ve turizm bölgesi olarak bilinen Şile, Riva, Kilyos gibi yerlere etkisi nedir ve yakın gelecekte nasıl olacak?
Şu an hepsi büyük kasaba ve şehir olma yolunda ilerliyor. Üstünde oturdukları rantın farkındalar ve bunun yolunu yapıyorlar.
Ayrıca Kuzey Ormanları'nın içinde çok büyük oranlarda askeri alanlar var. Şimdi onları kapatıp şehrin dışına atacaklarını söylüyorlar. Nasıl köprüyü ve KMO'yu yaptılar oraları da alıştıra alıştıra imara açmaktan başka hiçbir düşünceleri yok. Bu anlamda bahsettiğiniz bölgeler ormanın kuzeyinde kalan ve büyük tehlike arz eden kentleşmeye gidecek bölgeler.
Köprünün proje aşamasında girişte ve çıkışta olmak üzere iki bağlantı yolu belirlendi. Şu an bu yolların sayısını bile bilmiyoruz. Nasıl ve neye göre işliyor süreç?
Şu an Kilyos'a bile bağlantı yolu koydular. Her yere çıkış verdiler. Arıcılar'dan başlayıp Kemerburgaz'a giden dört şeritli kocaman bir yol vardı. Onu bağlantı yolu olarak kullanmak yerine hemen yanına aynı güzergahta binlerce ağacı kesip bağlantı yolu yaptılar. Benim anladığım çok ciddi odun satıyorlar herhalde. 10 yıllık stoklarını doldurmuşlardır.
KMO ve 3. Köprü yapımında tahmini ağaç kıyımı ne kadardır?
KMO'nun hesabını henüz yapamadık ama köprüde ve ilk etaplarda üç buçuk milyon ağaç kesildi diye biliyoruz. Bunlar yan projeler hariç rakamlar.
"Oradan yol geçirmek Kuzey Ormanları'nı imara açmak demektir"
Bölgede yaşayan canlılar nasıl etkilendi, endemik bitki türlerine ne oldu?
Bu bölgede karaca, tilki ve inanılmaz bir kuş nüfusu vardı. Su içmek zorundalar ama su yok. İnsanların girmediği yer kalmamış ve o gürültüde zaten yaşama şansları yok.
Memeli hayvanların olmadığı ormana koru ya da kent ormanı denir. Zaten şu an amaçları Kuzey Ormanları'nı bağlantı yollarıyla parçalayıp yeni çıkardıkları 'kent ormanı' lafını uygulamak. Duran ormanın çevresini duvarla kapatıyor, içine betonla yol açıyor, cami vesaire yapıyor, kesemedikleri ağaçlarla oyuncaklı mesire parkı yapıp 'kent ormanı yaptık' diyorlar.
Birincisi orman yapılabilen bir şey değil. İkincisi kentin ormanı olmaz. Kent korusu ya da kent yeşil alanı olur.
Köprünün farklı bir şekilde yapılma ihtimali var mıydı?
Boğaziçi gibi bir ekosistem içinden yol geçirmek barbarlık. Bunu farklı şekillerde yapmak istemek de barbarlıktır. Orman içinde ulaşım projesi yapılmaz. Zaten bu da ulaşım projesi değil. Eğer oradan yol götürüyorsan Kuzey Ormanları'nı imara açıyorsun demektir. (TP)
* Fotoğraflar: Tansu Pişkin - bianet
6 İHANET PROJESİ YAZI DİZİSİ
1- İstanbul'a İhanet Eden 6 Proje
2- 3. Köprünün Sekiz Yıllık Hikayesi
3- Başar Toros: 3. Köprü İçin Dökülen Betonu Kaldırırsak Orman Kendini Yeniler
4- 3. Havalimanının Sekiz Yıllık Hikayesi
5- Cerit: İstanbul’un Kuzeyine Havalimanı Bahaneli Ticari Alan Yapılıyor
6- 3. Havalimanı Çevresinde Denizde Ağlara Balık Değil Moloz Takılıyor
7- Galataport Projesinin 15 Yıllık Tarihi
8- Gümüş: Şehir Kapitalizmle Değil Kapitalizm Dışı Mekanizmalarla Gelişir
9- Kabataş Martı Projesinin 12 Yıllık Hikayesi
10- Baysal-Uzunçarşılı: Hedef Muhafazakar Kentler İnşa Ederek Yeni Bir İstanbul Yaratmak
11- Tarlabaşı'ndaki Kentsel Dönüşümün 12 Yıllık Hikayesi
12- Suntekin: Tarlabaşı’ndaki İnsanlar Sadece Birbirleriyle Dayanışarak Var Olabiliyorlar
13- Göğü ve Yargıyı Delen Gökdelen Projeleri
14- Kahraman: İstanbul Planlama Disiplininden Nasibini Almamış Bir Şehir