ABD Ankara Büyükelçisi Thomas Barrack, perşembe günü Erdoğan-Trump görüşmesi öncesinde ve görüşme sırasında Türkiye kamuoyunda yankılanmaya devam eden "Erdoğan'a meşruiyet sağlama"ya ilişkin sözlerine açıklık getirdi.
Halk TV Washington Temsilcisi Serra Karaçam, Erdoğan-Trump görüşmesi sonrasında canlı yayında Thomas Barrack'a "meşruiyet sağlama" ifadesiyle neyi anlatmak istediğini sorduğunu ve Barrack'ın şu yanıtı verdiğini aktardı:
Barrack: "'Meşruiyet' sözüyle Erdoğan'ın Amerikan kamuoyu nezdindeki meşruiyetini ifade etmek istedim"
"Kendisine 'meşruiyet sağlayacak bir görüşme' dediniz. Bu ifadeyi Türkiye'de 19 Mart sürecinden sonra, yaşanan ceza süreçlerine mi yorarak anlamalıyız? Erdoğan'ın ne gibi bir meşruiyete ihtiyacı var?' diye sorduğumda o 'bunun Amerika bağlamında bir meşruiyet olduğunu, Türkiye'nin önemli bir savunma alıcısı olduğunu, Kongre önünde, Trump önünde ağırlanmayı hak eden bir lider olduğunu, bölgedeki istikrarda Türkiye'nin önemli bir ağırlığı olduğunu' ve [meşruiyet sözünü] bu amaçla söylediğini ifade etti.
"Dolayısıyla 'Erdoğan'ın demokrasi ve meşruiyet noktasındaki duruşuyla ilgili değil de Amerika'da NATO karşıtı, Rusya yanlısı gibi konulardan ziyade Amerikalıların onun, istikrar noktasında, ülkenin jeopolitik önemi açısından yeterince tanınmadığı veya burada ağırlanmayı hak ettiğinin bilincinde olmadığını' ifade etti. 'Bu yüzden ifade ettim' diye belirtti.
Ancak kendisine Suriye ve başka sorular da soruldu. Yine yaptırımlarla ilgili sorular da soruldu. Kendisine Başkanın CAATSA yaptırımlarını kaldırmakla ilgili bir yetkisi olmadığı hatırlatıldığında 'birtakım Kongre ile ilgili yollar var' dedi. 'MBA dediğimiz yaptırımları başkan kendisi kaldırabilir ama CAATSA yaptırımları için belli gereklilikler var 'dedi. 'Nedir bu gereklilikler' dediğimde ise "şu anda ulusal röportajda ayaküstü cevap vermek istemediğini" ifade etti. Ancak CAATSA'nın kalkması bir günde buradan çıkınca uygulanacak bir şey olmayacak gibi görünüyor. F-35'lere geri dönmemiz için de, yine, belli süreçler aşılacak. Dolayısıyla bugün bir çerçeve gibi düşünülebilir. Suriye ile alakalı da yine sahadaki duruma dikkat çeken açıklamalar yaptı."
Barrack ne demişti?
BBC Türkçe'nin haberine göre Barrack, 2025 Concordia Zirvesi kapsamında 24 Eylül'de düzenlenen "Diplomasi Sesleri: Amerika'nın Dünyadaki Rolünü Şekillendirmek" adlı panelde Türkiye ve ABD Kongresi arasındaki sorunlara dair bir soruyu yanıtlarken S-400, F-35 ve F-16'lar gibi başlıkları hatırlatarak "10 yıldır aynı meselelerle uğraşıyoruz" dedi.
Barrack, ABD Başkanı Donald Trump'ın iki ülke arasında tartışmalı başlıkları aşmak için yeni bir yaklaşım ortaya koyduğunu söyledi:
"Başkanımız 'Bundan bıktım, ilişkiler düzeyinde cüretkar bir adım atalım ve ihtiyacı olanı verelim' dedi."
"'Tamam sayın başkan, neye ihtiyacı var?' diye sorduğumda 'meşruiyet' dedi. Çok akıllı biri. Mesele sınırlar, S-400 ya da F-16'lar değil. Mesele meşruiyet."
Barrack, Türkiye'nin ABD'nin "en sıkı NATO müttefiki" olduğunu vurguladı ve buna rağmen Ankara'nın Avrupa Birliği'ne (AB) alınmadığına dikkat çekti.
Barrack, ABD Başkanı Donald Trump'ın iki ülke arasında tartışmalı başlıkları aşmak için yeni bir yaklaşım ortaya koyduğunu söyledi:
"Trump ve Erdoğan çok şey başarabilir"
ABD'nin Ankara büyükelçisi, ilişkilerin seyri hakkında şu yorumu yaptı:
"[Erdoğan] 71 yaşına geldi. [Türkiye] bir demokrasi ama otoriter gibi. Başkan Trump dahice bir şekilde 'çözüm olarak ona meşruiyet vermeliyim' dedi. Şu an bu oluyor. Bence bunun sonucunda büyük değişiklikler göreceksiniz."
Barrack ayrıca Türkiye'nin ABD'den savaş jeti alımlarına da değindi.
Türkiye'nin "dünyada en fazla F-16 alan ülke" olduğunu söyleyen Barrack, bunun Lockheed'i ayakta tuttuğunu söyledi.
Büyükelçi, "Bizse onu engelleyip F-35 vermeye çalışıyoruz" dedi.
Türkiye, Rusya'dan S-400 hava savunma sistemini satın almasının ardından ABD ile ortak üretim sürecine girdiği F-35 programından çıkarılmıştı.
Barrack, aynı gün İhlas Haber Ajansı'na verdiği demeçte "Türkiye'nin bölgesel istikrar merkezi olarak meşruiyeti çok büyük" ifadelerini kullandı.
ABD'li diplomat, Türkiye'nin ABD'nin "karmaşık bir bölgedeki en büyük ortağı" olduğunu söyledi ve sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ortadoğu'nun diğer bölgelerinde kaos hüküm sürerken, bu tüm ipleri bir araya getirmek için bir fırsat. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başkan Trump harika liderler. Bence çok şey başarabilirler."
Barrack'a medya ve siyasetten tepkiler
Barrack’ın bu sözleri, yandaş olmayan medyada “skandal”, “kriz” gibi başlıklarla aktarıldı ve hem siyasetçiler hem de kanaat önderleri ve yorumcular tarafından yoğun tepkilerle karşılandı. Kimi medya başlıkları şöyleydi.
Diken
“Barrack: Trump, Erdoğan için ‘Ona meşruiyet vermeliyim’ dedi” başlıklı haberde, bu ifadenin doğrudan dış müdahale ima ettiğini vurguladı.
Egepostası
Barrack’ın açıklamalarının Erdoğan-Trump zirvesinden bir gün önce gelmesine dikkat çekti; “meşruiyete ihtiyaç var” söylemi manşet yapıldı.
Yurttaş Haber
“ABD Büyükelçisi Barrack’ın Meşruiyet Açıklaması Kriz Yarattı” başlığıyla bu sözlerin oldukça tartışma yarattığını yazdı.
Türkinform
Haberde “Barrack’tan Erdoğan hakkında skandal sözler” ifadesi kullanıldı.
CHP'li İlhan Uzgel: "Meşruiyetin kaynağı milletin kendisi"
CHP Dış Politika Koordinatörü Prof. Dr. İlhan Uzgel, Barrack’ın açıklamalarına sosyal medya üzerinden tepki gösterdi. Uzgel şöyle dedi:
“'Onlara ihtiyaçları olanı verelim' diyor Trump. Tom Barrack 'bu nedir' diye sorunca ‘O meşruiyet’ diyor Ankara Büyükelçisi […] Erdoğan’ın meşruiyet ihtiyacının karşılanması Trump’ta, Beyaz Saray’da… Meşruiyetin kaynağı milletin ta kendisi.”
Uzgel, Türkiye’nin çıkarlarının yalnızca F-16 ya da F-35’ten ibaret olmadığını da vurguladı.
Gelecek Partisi/ Ahmet Davutoğlu: "Cumhurbaşkanı meşruiyeti Türk halkından alır"
Davutoğlu sosyal medya paylaşımında Thomas Barrack'ı görev sınırlarını aşmakla suçladı ve sözlerin Türkiye'ye hakaret niteliğinde olduğunu iddia etti:
“Görevlerinin sınırlarını aşma Büyükelçi! Türkiye’de Cumhurbaşkanı ve TBMM meşruiyetini Washington’dan değil Türk halkından alır! … Bu açıklamalar Türkiye Cumhurbaşkanına ve Türk demokrasisine hakaret niteliği taşıyor.”
Ayrıca , uzman yorumlarında da bu ifadelerin dış politika, diplomasi ve bölgesel güç dengeleri açısından sinyal taşıdığı yorumları yer aldı. Örneğin, Anadolu Ajansı’na göre bazı uzmanlar Barrack’ın sözlerinin İsrail-Lübnan denkleminde “ABD’nin pozisyonunu” yansıttığını ileri sürdü.
(AEK)




