Adana, Antep, Ankara, Antalya, Aydın, Van ve İzmir Baroları, Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun (HSK) 7 Mayıs’ta yaşamını yitiren Grup Yorum üyesi İbrahim Gökçek için paylaşımda bulunan İzmir Karşıyaka Hakimi-Yargıçlar Sendikası Başkanı Ayşe Sarısu Pehlivan hakkında üç ay uzaklaştırma kararı verilmesine ve İzmir Hakimi-Demokrat Yargı Derneği Eş Başkanı Orhan Gazi Ertekin hakkında soruşturma başlatılmasına ilişkin açıklama yaptılar.
Yedi baronun ayrı ayrı yaptığı yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi:
İzmir Barosu: Gözdağı veriliyor
“Her iki hakimimiz de hukukun üstünlüğü, insan hak ve özgürlükleri ile yargı bağımsızlığı için yıllardır tüm gücüyle çalışan vicdanlı ve aydın hukukçulardır. İfade özgürlüğü ve evrensel hukuk ölçütlerinin yanı sıra insanın ‘insan’ olarak sahip olması gereken en önemli kriterdir.
"Vicdan ölçütüne uygun paylaşımları nedeniyle her iki hakimimiz açısından başlatılan sürecin, esasında, iktidarın politikalarına ve düşüncelerine aykırı düşünen hakim ve savcılara bir gözdağı olduğunun farkındayız.
“Ayşe Sarısu Pehlivan'ın ve Orhan Gazi Ertekin’in yanında olduğumuzu bildiriyor, haklarında başlatılan sürece derhal son verilmesini talep ediyoruz.”
Van Barosu: Masumiyet karinesini ayaklar altına alındı
"Yaşam hakkını savunan, son derece insani ve vicdani söylemleri ifade özgürlüğü kapsamında dile getiren hakimler hakkında soruşturma başlatarak akabinde görevden alan HSK; Anayasa'ya, AİHS'e ve diğer uluslararası sözleşmelere açıkça aykırı davranmıştır.
"HSK, görevi ile ilgili herhangi bir şikayet sonucu değil, hakkında hiçbir mahkumiyet cezası olmadığı halde masumiyet karinesini ayaklar altında ezen bir kesimin sosyal medya üzerinden başlattığı linç kampanyası sonucunda görevden uzaklaştırma kararı almıştır. Bu kararın hukuki hiçbir yönü olmadığını ve Anayasanın 26. ve 138. maddelerine açıkça aykırılık taşıdığını vurgulamak istiyoruz.
Antalya Barosu: Farklı seslere tahammülsüzler
"Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun, yargıç güvencesi ve netice olarak Yargı bağımsızlığı için var olması gerekirken, ifade özgürlüğüne, insan haklarına yönelik bu hukuksuzluğun bir parçası olması ve alelacele yapılan soruşturmalar maalesef bu yaşananların iki hakime yönelik bir soruşturmadan daha çok; farklı seslere olan tahammülsüzlüğü göstermektedir.
"Ayşe Sarısu Pehlivan ve Orhan Gazi Ertekin hakkında yapılan hukuka aykırı işlemlerin sonlandırılmasını, görevlerini bağımsız bir şekilde sürdürmelerinin sağlanmasını talep ediyoruz."
Antep Barosu: Yargı bağımlı hale getiriliyor
"İki hakimin sadece düşünce ve görüş paylaşımı yapmış olması nedeniyle sosyal medya üzerinden hedef gösterilerek bir linç kampanyası başlatılması sonrası HSK'nın bağımsız bir kurum olduğu iddiasını göstermek yerine, otomatik soruşturma ve otomatik tedbir kararı ile en yüksek süre için görevden uzaklaştırma kararı verilmiş olması, kararın Kurulun bağımsız iradesince değil, Twitter trolleri ve onların sırtını sıvazlayanların etkisi ile verildiğini düşündürmektedir.
"Hakim ve savcıların seslerinin kısıldığı, örgütsüz bırakıldıkları için yargının daha da bağımlı hale getirildiği bugünleri yaşamakta olduğumuz bir gerçektir."
Ankara Barosu: Hakim vicdanın varlık sebebidir
"Hakim Ayşe Sarısu Pehlivan'ın tüm mesleki sıfatlarından arî, sadece "insan" olarak bir ölümden duyduğu üzüntüyü dile getirdiği paylaşımdan sonra HSK tarafından hakkında soruşturma başlatılması ve tedbiren görevden uzaklaştırılması, ifade özgürlüğünden yargı bağımsızlığına kadar insan onuru için var olan en temel özgürlüklerin ve ilkelerin yok sayılmasıdır.
"İnsan yaşamına değer vermek, hakim vicdanın koşulsuz şartsız varlık sebebidir. Hakim Ayşe Sarısu Pehlivan ile insan hayatına değer veren tüm hakimlerin ve dile getirmekten korkmayan vicdanların yanında olduğumuzu kamuoyuna arz ederiz."
Adana Barosu: Görevine döndürülmeli
“Yaşam hakkının kutsallığı için insanlığın gereğini yerine getiren bir hakim, hukukta asla yeri olmayacak trollerin kışkırtmasıyla açığa alındı. “İnsanlar ölmesin, yaşasın!” denilmesine bile tahammülü olmayanlar var. Hakimler, savcılar, hukukçular tüm meslekleri icra edenler önce insandır.
“Yargıçlar Sendikası Başkanı ve Karşıyaka Hakimi Ayşe Sarısu Pehlivan’ın bir insan, bir anne olarak yaptığı sosyal medya paylaşımlarını gerekçe göstererek onu meslekten uzaklaştırmak, skandal bir karar ve hukukun katledilmesidir. Bu cezadan derhal vazgeçilmeli; hakim Ayşe Sarısu Pehlivan görevine döndürülmelidir.”
Aydın Barosu: HSK'nin misyonuyla bağdaşmıyor
"Hakim Ayşe Sarısu Pehlivan, "Bir anne, bir kadın, dahası bir insan olarak" ölümlerden duyduğu üzüntüyü dile getirdiği için görevden uzaklaştırılmasını, HSK'nın Anayasal görevi, misyonu ve vizyonuyla bağdaştırmıyoruz.
"Bu tasarrufun yargıç bağımsızlığının ağır bir ihlali olarak değerlendirdiğimizi ve Anayasanın 2, 26 ve 138. maddeleri ile evrensel hukuk ilkeleri adına Hakim Ayşe Sarısu Pehlivan'ın yanında olduğumuzu kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz."
Ne olmuştu?
Ayşe Sarısı Pehlivan, ölüm orucunu 323. gününde sonlandıran İbrahim Gökçek'in yaşamını yitirmesinin ardından sosyal medyadan "İbrahim artık yok. Sözcükler anlamını yitirdi. Yaşatamadık!", "Ölüm adın kalleş olsun" diye mesaj atmıştı. Paylaşımın ardından HSK, Pehlivan hakkında soruşturma başlattı ve üç ay görevden uzaklaştırma kararı verdi.
HSK, Orhan Gazi Ertekin hakkında da 'Terör Örgütü Propagandası Yapmak' suçu kapsamında soruşturma başlattı. HSK, soruşturma kapsamında İzmir Adliyesi'ne müfettiş gönderdi. Ancak Ertekin konuyla ilgili kendisine tebligat ulaşmadığını belirtti.
Ertekin, soruşturmaya konu olan paylaşımında şöyle demişti: "Ölüm oruçları bir karabasan gibi çöktü üstümüze ve hepimiz bir biçimde başa çıkmaya çalışıyoruz. Yaşam ile ölümün sınırında düşünmeye ve davranmaya davet edildiğimiz böyle bir anda ikircikli davranışlar geliştirmeyecek bir toplum yoktur.
Hayatımızın akışını bozan bir sorumluluk çağrısıdır bu çünkü ve hele de böyle bir dönemde üstesinden gelebilmek çok zordur. Huzursuzluk, şaşkınlık, kayıtsızlık, öfke, kin, nefret, hınç...
Ölüm orucu tercihinde bulunanlara yönelik -İktidara karşı kayıtsızlık duygusuna eşlik eden-bir öfke oldukça yaygın. Bazılarımız bu öfkeyi genel bir kayıtsızlığa dönüştürmeyi, bazılarımız ertelemeyi bazılarımız ise bir nefret ve hınca dönüştürmeyi tercih ediyor. Acıyla, öfkeyle, sorumluluk çağrısı ile başa çıkma biçimlerimiz bunlar... Yas biçimlerimiz..." (RT)