*Bu haber, Atölye BİA İletişim Platformu atolyebia.org'da yayınlandı.
Mersin Barosu, 5 Nisan Avukatlar Günü'nde kentte bir tören düzenledi. “Mesleğimiz tehdit altında, 5 Nisan Avukatlar Günü’nü kutlayamıyoruz” açıklamasının yapıldığı törene yalnızca Baro yönetimi ve az sayıda avukat katıldı. Kentte yayım yapan Mersin Haberci gazetesi de 6 Nisan'da az sayıda avukatın katılımına dikkat çekerek durumu “Barodan sönük tören” başlığıyla haberleştirdi.
Ardından gazete 11 Nisan’da internet sitesinde “Başlığı beğenmedi, sansür uyguladı!” başlıklı bir haber yayımlayarak, Mersin Barosu Başkanı Gazi Özdemir’in “Barodan sönük tören” başlıklı haberden rahatsız olduğu için gazeteye baronun etkinliklerine dair bilgi verilmemesi, basın bültenlerinin iletilmemesi ve mail listesinden çıkarılması talimatı verdiği iddia edildi.
Hediye Eroğlu imzalı haberin ardından ulaştığımız Mersin Haberci Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Hediye Eroğlu, Baro Başkanı Özdemir’in, 6 Nisan tarihli gazetede yayımlanan “Mersin Barosu 5 Nisan Avukatlar Günü nedeniyle Cumhuriyet Alanında tören düzenledi. Törene katılımın düşük olması tepki çekerken, baro yönetimi eleştiri konusu oldu” şeklinde iki cümleden oluşan haberi beğenmediğini ve bu sebeple baronun basın sorumlusuna, Mersin Haberci gazetesine basın bülteni gönderilmemesi ve yapılacak açıklamalar öncesi bilgilendirilmemesi talimatı verdiğini söyledi.
Hediye Eroğlu, adliye otoparklarının avukatlara ücretlendirilmesini protesto etmek amacıyla Baro'nun 11 Nisan’da adliye önünde bir açıklama yaptığını ancak her zamankinin aksine Baronun bu kez öncesinde kendileriyle bir bilgi paylaşmadığını, açıklama yapıldığını baronun sosyal medya hesaplarından öğrendiklerini söyledi. Bilgilendirme yapılmamasının sebebini öğrenmek için baronun basın birimini aradığını belirten Eroğlu, şöyle devam etti:
“’Böyle bir eylem, açıklama yapılmış, neden öncesinde bize haber vermediniz? Yine mi basını çağırmadınız’ diye sordum. Basın sorumlusu, basını çağırdıklarını, yalnızca bizi çağırmadıklarını söyledi. Nedenini sorduğumda ise ‘Başkan beyin bu konuda talimatı var. Sizi bir süre etkinliklerimize davet etmeyecek, basın bülteni ve etkinlik duyurularımızı mail atmayacağız’ yanıtını aldım.”
Özdemir: Böyle bir tasarrufum olamaz mı?
Gazeteye bilgi verilmemesi ve iletişim kanallarının kapatılması iddiaları üzerine ulaştığımız Mersin Barosu Başkanı Gazi Özdemir ise ilk olarak “Hayır bu iddialar doğru değil” deyip yalanlasa da devamında Hediye Eroğlu’nu kast ederek kullandığı “Biz çalışmak istemedik kendisiyle. Bu benim tasarrufumda olabilecek bir şey değil mi?” ifadeleriyle iddiaları doğrulamış oldu.
Eroğlu’nun, “Baronun basın sorumlusu, bana Baro Başkanı'ndan bu yönde bir talimat aldığını söyledi” iddiasını sorduğumuzda ise Özdemir, “Basın sorumlusu nasıl bir talimat aldı bilmiyorum ama ben arkadaşla çalışmak istemiyorum. Bu da benim tasarrufumda olacak bir şey değil mi?” yanıtını vererek direkt olarak söylemese de Eroğlu ve gazetesine olan bilgi akışını kestiklerini vurguladı.
Özdemir: Böyle bir haber yapamaz
Eroğlu’nun, Baro Başkanı seçilmeden önce de aleyhinde çok sayıda yazı yazıp haber yaptığını belirten Özdemir, “Sansür uygulayacak olsaydım ilk başta uygulardım, ben Baro Başkanı olduktan sonra da kendisiyle çalışmaya devam ettim ama kimse kusura bakmasın da baronun kurumsal kimliğini küçük düşürücü bir haber yapamaz yani. Gazi Özdemir’le ilgili yapabilir, faaliyetlerimi eleştirebilir ama ‘Mersin barosundan sönük tören’ diye bir haber yapamaz. Burada Baronun kurumsal kimliği var ve bu herkesin üstündedir. Baroyu küçük düşüremezsiniz" dedi.
Geçmiş yıllardaki törenlerde de katılımın hep bu düzeyde olduğunu söyleyen Özdemir, “Tüm törenlere bakın, her zaman en fazla 20-30 avukat katılır zaten” diye konuştu.
Eroğlu: Bu ayıp Gazi Özdemir’e ait
Gazeteci Eroğlu, Özdemir’in hiçbir şekilde eleştiriye açık olmadığını, gazetelerine karşı bir önyargısının olduğunu ve bunun sebebinin de geçmişte Özdemir hakkında yaptıkları haberler olduğunu söyledi.
Baronun kendilerini mail listesinden çıkarmasını ve iletişimi kesmesini değerlendiren Eroğlu, “Bir demokrasi ve hak savunucusunun sansür uygulama hakkını kendinde görebilmesi, baroyu bu zihniyetle yönetebileceğini düşünmesi, baro yönetiminin buna sessiz kalması ve sonrasında da bu konuyla ilgili hiçbir işlem yapılmaması, Türkiye’nin geldiği acınası durumu da ortaya koyuyor. Hak mücadelesinde toplumun sesi olması gereken kurum bile baskı ve sansür uygulamayı kendinde hak görebiliyor, bu kadar cesur davranabiliyor. Oldukça acı bir durum” dedi.
Eroğlu, bu durumun Mersin Barosuna mâl edilemeyeceğini ancak sessiz kaldıkları sürece onların da bu ayıba dahil olduklarını söyledi.
(ASK/SO/NÖ)