Demokratik Toplum Partisi'nin (DTP) kapatılmasının ardından Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) tabelası asılan Tarlabaşı'ndaki İstanbul il binasındayız.
Partililerden bir kadınla son günlerde yaşananlar üzerine çay içip, sohbet ediyoruz.
"İlk kez kapatılmadık ki. Halkımız buna alışık" diyor.
"Kapatma neyse de" diyor "son günlerde parti binalarımıza yönelik saldırılar tedirginlik verici boyutta."
"Barış hakkında konuşulmaya başlandığı sırada yaşanan bu kapatma kararının insanların umutlarını kırdığını, iyi niyetli adımların karşılık bulmamasının kendisinde de biraz yılgınlık yarattığını" ekliyor.
13 Aralık Pazar günü DTP'lilere yönelik silahlı saldırıya geliyor söz.
"Anlık bir şey olduğunu düşünmüyorum" diyor.
"Bir gün önce çeşitli İnternet sitelerinde eylemimize yönelik bir saldırı düzenlenmesiyle ilgili şeyler yazılıyordu. Bu nedenle Taksim'de yapacağımız eylemin yerini değiştirdik. Ancak grup yine de saldırdı."
Saldırganlardan birinin para aldığı, bu nedenle silah sıktığı şeklindeki açıklamalarına inanmıyor.
"Provokasyon ya da anlık bir şey olmadığı açık. Ancak bu biraz hedef şaşırtma. Burada daha önce de pompalı tüfekler ateşlenmiş, Başbakan da bu saldırıları halk tepkisi olarak görmüş, desteklemişti. Başbakan böyle derse daha çok silah sıkılacaktır."
Ahmet Türk'e getirilen siyasi yasağın ardından medyanın özellikle Emine Ayna'ya neden yasak getirilmediği şeklindeki haberleri sıklıkla yaptığından şikayet eden genç kadın "Basın Ayna'yı hedef gösteriyor. Bu sokakta eylemcilere silah sıkanları yönlendirmek değil mi?" diye soruyor.
"Kürt halkı barış istiyor. Bu konuda çok netler. Ne olursa olsun barış için mücadeleye devam edecekler" diye ekliyor.
"İnsanlar barışın herkesin faydasına olduğunu anlamıyorlar. Anlamak istemeyenlerin oyununa geliyorlar. Bu savaştan para kazananlar masa başlarında planlar yapıyor, olan sokaktaki yoksullara oluyor" diyor ve ekliyor:
"Çocukken başlayan savaş gençliğimizde de sürüyor. Umarım yaşlılığımıza kadar beklemeyiz barışı görmek için."(BÇ)