1 Eylül Barış Günü’nde, Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), Türk Tabipleri Birliği (TTB) açıklama yaptı.
Açıklamalarda, barışın ve barış içinde yaşama hakkının temel insan hakkı olduğu vurgulandı.
HDP: Barış mücadelesinden vazgeçilemez
HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Sezai Temelli imzalı yazılı açıklama şöyle:
“Barış sözü ve mücadelesi, barış imkanlarının zayıf olduğu zamanlarda esas olarak önemli ve değerlidir. Savaş ve çatışmaların sürdüğü topraklarda barış mücadelesini ve sözcülüğünü yapmak, bu talebin zeminini olgunlaştırmak önemli görevlerden birisidir.
“Bugün Türkiye'nin ihtiyacı F-35 savaş uçaklarını almak, S 400 füze sistemlerini ülke topraklarına taşımak değildir. Milyarlarca doları üretken olmayan silahlanma alanlarına yatırmak değildir.
“Bir ay içinde bedelli askerlikten faydalanmak için 400 binden fazla kişi başvurduysa ve 1 milyon 350 bin kişi asker kaçağı ve bakaya durumundaysa, bu veriler de gençlerin çatışma ve savaş ortamlarından uzak durmak istediklerini açıkça göstermektedir.
“Erdoğan-Bahçeli ittifakı ise iktidarlarını sürdürmek için savaş ve çatışma dilini ve uygulamalarını, ayrıştıran ve düşmanlaştıran üslubu kullanmaktan vazgeçmemektedir. Toplumda sürekli bir savaş iklimini canlı tutarak var olmayı seçmektedir. 'Ülkemize karşı ekonomik savaş sürdürülüyor' tezi, sadece yanlış iç ve dış politikaları, yanlış ekonomik tercihleri örtme çabasıdır.
“İç ve dış politikada gündemi savaş ve çatışma ekseninden çıkaran, barış ve demokrasi zeminine oturtan bir mücadele bu nedenle de bugünün temel ihtiyacıdır.
“Suriye'de devam eden savaşın sona erdirilmesi, Arapların, Kürtlerin, Türkmenlerin, Ezidilerin, Müslümanların ve Hıristiyanların eşit ve demokratik ortamda, karşılıklı saygı ve siyasal eşitlik temelinde bir arada yaşamasının koşulu barış ve demokrasi müzakereleridir. Tarafların masada karşılıklı oturacağı ve birlikte demokratik bir Suriye için adım atacakları ortamın sağlanmasıdır.
“Türkiye'de barışın ve huzurun sağlanmasının yolu da farklı kültürlerin, kimliklerin, inançların ve anadillerin demokratik ve eşit koşullarda bir arada yaşamasıdır.”
“Barışı herkes için talep ediyoruz”
Sendikalar ve meslek örgütlerinin açıklaması da şöyle:
“Barışı yaşadığımız ülkede ön koşulsuz olarak herkes için talep etmek, komşu ülke halkları başta olmak üzere tüm halklarla barış içinde yaşanmasını istemek ve kendi ülkemizde eşit, demokratik, özgür ve barış içinde yaşamak için mücadele etmek insan olmanın şartıdır.
“Emekçiler için, kadınlar için, ezilen halklar için barış, emeğinin karşılığını alabilmektir. Halkların eşit ve özgür birlikteliğinin sağlandığı, demokratik taleplerinin karşılandığı bir toplumsal mutabakattır. Halkların kardeşliğidir. Sadece bugünü değil geleceği de savunan ekolojik bir yaşamı hakim kılmaktır. Ötekileştirmenin ortadan kalkmasıdır. Derelerin özgür akmasıdır. Kadın erkek eşitliğidir. Çocuğun da hakları var diyebilmektir. Türcülüğü reddetmektir. Göçmenleri düşman görmemek, dayanışmayı büyütmektir.
“2018 dünyasında, Ortadoğu coğrafyasında Türkiye’de her şeye rağmen barışı savunmaya kararlı emek ve meslek örgütleri olarakemekçilerin ve ezilen halkların kendi hakları için yürüttükleri mücadelenin en temel başlığının barış olduğunun altını bir kez daha çiziyoruz.” (AS)