29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nda görüştüğümüz Prof. Dr. Serpil Sancar "Devlet politikası olarak toprak üzerindeki egemenlikle değil, barışla, insanın gelişimiyle ölçülecek bir cumhuriyetten bahsetmek gerek" diyor.
Bunun tam tersi yapılıyor Sancar'a göre. "Cumhuriyet hep bir toprak parçası ve devlet egemenliği olarak anlaşılıyor. Bu da ülkeyi savaşa, militarist politikalara kaydırıyor. Bu çok ciddi bir risk. Gene böyle bir konjonktürdeyiz."
"Sorunları şiddetle aşar, kalanlarla devam ederiz" mantığı
Bu cumhuriyet algısının sonuçlarından biri de "Sorunları gerektiğinde şiddetle aşarız; geri kalanlarla devam ederiz" mantığı.
"Oysa, barış üzerinden, karşılıklı uzlaşmalarla yürüyen, insanların desteklenerek, ikna edilerek kazanıldığı siyasi stratejiler vardır. Bunun gelişme, kalkınma ve demokrasiye giden yol olduğunu düşünüyorum. Dünyada artık kimse savaşla, militarizmle demokrasinin, özgürlüklerin kurulacağını düşünmüyor."
"Cumhuriyet barış politikası izleyemiyor"
Sancar bu durumu dönüştürmek isteyenlerinse güçsüz olduğu bir dönemden geçtiğimiz kanısında.
"Bu dönemde PKK'nin yarattığı akıl dışı şiddet nedeniyle militarist güçler çok yaygın bir ortam buluyor. Bu aklı gündem gündeme sokuyorlar. Çok yoksul, az eğitimli, çıkışsız kitlelerin korkularını kışkırtarak militarizmi yaygınlaştırıyorlar. Ama buradan bir toplumsal huzur çıkmıyor. Cumhuriyet barış politikası izleyemiyor."
"Topraktaki egemenliğe dayalı militarist akıl"la alt sınıfların korkuları arasında yakın bir iletişim oluştuğunu düşünen Sancar, "Bunlar Kürt sorununu geriye itip, sorunu PKK sorunu, Irak ve Barzani sorunu olarak görüyorlar. İstenen de Türkiye'nin Irak'ta bir Kürt devletini olanaksız hale getirecek askeri operasyon. Ama bu, bir arada yaşamayı daha da zorlaştıracak."
Sermaye aklı militarizme sığmıyor
Sancar kapitalizmin bu kurgudaki yerine de değiniyor. "Sermaye aklı dediğimiz, karşılıklı kazanç üzerinden düşünen bir başka akıl var. Toprak üzerindeki tahakkümün aklıyla sermayenin kazanç dünyasının aklı farklı. Ve bu militarizme, şiddete, topraktaki egemenliğe dayalı siyaset anlayışını gerileten bir hat. Ama aynı zamanda sermayenin aklına savaş üreticilerinin aklı egemen oluyor. Türkiye'de böyle bir lobinin son dönemde çok güçlü olduğunu düşünüyorum."
Emekçilerin de savaşa yönlendirilmesinden söz ediyor Sancar: "Eğer bir etnik grubun işlerini ellerinden aldığını, güvenlik açısından onları tehdit ettiğini düşünüyorlarsa, emekçilerin aklı da savaştan yana olabiliyor."
Laiklik ve sosyal devlet
Sancar Anayasa'da cumhuriyetin nitelikleri olarak geçen "demokratik, laik, sosyal, hukuk devleti"yle ilgili, en çok "sosyal devlet"in unutulduğunu anımsatıyor. "Devletin sosyal olması hiç konuşulmuyor. Ayrıca laikliğin de doğru uygulandığını düşünmüyorum. Bu, devlet tarafından örgütlenmiş bir inanç sistemi." (TK)