Bodrum’dan Diyarbakır'a uzanan barış yolu 2015’in son günün de tamamlandı. 31 Aralık sabahı yaklaşık 70 kişi ilk önce Diyarbakır belediyesinde eş başkanlarla buluştu. Özellikle barış aktivisti kadınlar ve Gültan Kışanak arasındaki dayanışma ve sevgi bağı fotoğrafların kadrajlarından taşıyordu.
BODRUM'DAN DİYARBAKIR'A BARIŞ YÜRÜYÜŞÜ
Kışanak: Sur halkı savaşa hapsedilmiştir
Her iki tarafta da oldukça mutlu görünüyordu. Birisi yaşananlara bir ses istemiş öbürü o sese cevap olmuştu. Gültan Kışanak surların içinde yaşayan halkın tam anlamıyla hapis edildiğini söyledi. Coğrafi olarak Diyarbakır surlarının içinde yer alan Sur mahallesine giriş yapılan kapıların emniyet güçleri tarafından kapatıldığını ve üstüne bomba kurşun yağdırılan halkın her türlü temel yaşam ihtiyacından mahrum bırakıldığına vurgu yaptı. Belediye olarak mahalleye de hizmet götüremediklerini açıkladı. Ancak batıdan gelen bu insanların varlığıyla kendilerini yalnız hissetmediklerini de ekledi.
TIKLAYIN - BODRUM'DAN DİYARBAKIR'A BARIŞ İÇİN YÜRÜYORUM
Barış derken silahların gölgesinde biber gazı
Görüşmenin ardından barış grubu da halkın yürüyüşüne katılarak Dağkapı'daki barikatın önüne geldi. Ellerinde barış yazılı dövizleri, barış güvercini olan pankartlarıyla yürüyüşün en önünde yer aldılar. Kısa bir süre sonra özel harekat timleri önlerinde duran TOMA’yı su sıkarak üstlerine sürmeye başladı. Kalabalıktan polise doğru bir el yapımı bomba atıldığı haberleri daha sonra basına yansıdı. Ancak yürüyüşün en önünde duran grup böyle bir şeye tanıklık etmemişti. Daha sonra kendi içlerinde de bu durumu konuşurken polisin provokasyonu olma ihtimalini çok yüksek olarak değerlendirdiler.
Gözaltına alınanlar
Saldırı sırasında gruptan Pınar Ercan, Pınar Öğrenci, Arzu Erdemir, Aziz Kılıç ve Atalay Yeni gözaltına alındı. Barış Yolcuları'nın çoğunluğu bugün 14.00'de Diyarbakır'dan ayrılıyor. Gruptan bir heyet gözaltına alınan arkadaşlarının durumunu takip etmek için Diyarbakır'da kalacak.
TIKLAYIN - DİYARBAKIR: YENİ YIL GELMİŞ NEYİME
Er: Beş arkadaşımız gözaltına alındı
Gözaltına alınan Pınar Öğrenci kendisine doğrultulan silahlar arasında bir süre bekletildi. (Fotoğraf: Reuters)
Galeria iş merkezine sığınan grup üyeleri burada da korku dolu anlar yaşadı. Çünkü bir süre sonra polisler ellerinde uzun namlulu silahlarla iş merkezine girip zaten gazdan dolayı nefes alamayan gözlerini açamayan insanları döverek gözaltına almaya başladı. Barışa yürüyorum grubundan Hacer Er o anlarını şöyle anlatıyor:
“Gazdan ve TOMA’dan kaçıp Galeria iş merkezine sığındık. Nefes alamıyor gözümüzü açamıyorduk. Oradaki manavdan limon alıp yüzümüze sürdük. Herkes yanındaki kontrol etmeye çalışıyordu. Sonra marketin içine girdik. Bir süre sonra yeniden bir koşturma başladı. Önce anlamadık polisler silahlarla içeri girmişler. Bağırıp hakaret ediyorlardı. Daha sonra keyfi olarak önüne geleni tutup alın bunu, bunu da alın diyerek gözaltı yaptılar. Bizden de beş arkadaşımız bu şekilde gözaltına alındı.”
Okay: Burada başka bir hayat yaşanıyor
Gruba katılanların birçoğu ilk defa Diyarbakır'a gelmiş hatta ilk defa politik bir eyleme katılıyordu. Bu sebeple kendilerini korumakta da zorlandılar. Kaçarken nereye gideceklerini bilemediler. Yerlerde kar olması da işi oldukça zorlaştırdı. Koşarken düşenler oldu.
Arzu Okay da yaşadıkları karşısında büyük bir şaşkınlık yaşıyordu. 63 yaşında devletin bu yüzüyle karşılaşan Okay polisin yürüyüşteki sivillere saldırmasına anlam veremedi.
“En öndeydik, hiç bir şey yapmayan bir gruba saldırdılar. Durup dururken saldırdılar. Bizler ellerinde barış yazılı dövizler taşıyan sivillerdik. İnsanlar ölmesin demek istedik. Demek ki birileri barış istemiyor. İşler artık çığırından çıkmış. Başımıza bunlar geliyor hiç bir basın organı bundan bahsetmiyor. Hala yürüyüşteki insanları suçlu göstermeye çalışıyorlar. Bize bunları yapan polis abluka altındaki Kürt halkına neler yapmaz? Türkiye'deki herkesin buraya gelip burayı yaşaması gerekiyor. Burada bilmediğimiz, yaşamadığımız gibi bir hayat var. Sur'dakiler de bizim gibi insan neyin cezası bu kime kesiliyor? Savaşmayın diyene saldırılır mı?”
Kastamonulu: Gezi'de bu kadar korkmadım
Barışa yürüyenler batıdan gelmiş olmanın polisin yaklaşımında bir değişiklik yaratacağını umuyorlardı. Bu sefer ki polis saldırının ya olmayacağı ya da daha hafif olabileceğini düşünüyorlardı. Onların varlığının Kürtlere biraz nefes aldırabileceğine inanıyorlardı. Ancak onlar da bu sefer Kürtlerle aynı kaderi paylaştılar. Barış Yolcularından Gizen Kastamonulu bu durumu şöyle anlattı.
“Ben Antakya'dan katıldım barışa yürüyorum grubuna. Basın açıklaması yapılırken uyarı olmadan aniden saldırdılar. Galeria iş merkezine koştuk. Bir sürü sivil insan içerdeydik. Ama yoğun gazdan dolayı nefes almakta zorlanıyorduk. Biz yukarı çıktık oradaki ofislerden birine girdik. O sırada silahlı polisler geldi. İçeri girip gözaltı yapmaya başladı. Ben buradaki gibi korkmadım daha önce. İstanbul’da Gezi eylemlerine katılmıştım. Ama burası öyle değildi. Çok daha korkunçtu. Biz buraya gelirken annelere umut oluruz diye düşünüyorduk. Onlar bizi teselli etti. Gelip yüzümüzü sildiler. Sizi böyle karşılamak istemezdik dediler. Bizim onlara destek olmamız gerekirken onlar bizi sakinleştirip destek oldular.”
Bodrum’a dönünce Diyarbakır’daki devleti anlatacaklar
Batıdan gelen barışçılar daha önce görmedikleri bu kadar korktukları bir devletle karşılaştı. Ancak tüm yaşananlara rağmen barışı konuşmaktan ve haykırmaktan vazgeçmeyecekler gibi görünüyor. Baroyu, KJA’yı (Özgür Kadın Kongresi) ziyaret eden grup 2016’ya da halkın tuttuğu nöbete katılarak girdi. Bodrum'a dönünce de barışı konuşacakları toplantılarla Diyarbakır'da gördükleri devleti batıya anlatacaklar. (EK/HK)
* Fotoğraflar: Evrim Kurdoğlu