Hakların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), Emekçi Hareket Partisi (EHP), Emek Partisi (EMEP), Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF), Türkiye İşçi Partisi (TİP) ve Toplumsal Özgürlük Partisi’nin (TÖP) “Barış ve Demokrasi için Buluşuyoruz Mücadelenin Olanaklarını Konuşuyoruz” başlığıyla düzenlediği çalıştay dün (2 Kasım) sona erdi.
Türkiye’de anayasal düzenin mevcut durumu, hak ve özgürlüklerin geleceği, kayyım uygulamaları, otoriterleşme süreci ve yeni dönemde barış arayışlarının olanakları üzerine 1-2 Kasım tarihlerinde Ankara’da düzenlenen çalıştayın bugün yayımlanan sonuç metni özetle şöyle:
“Siyasal iktidar son yıllarda çıkardığı yasalar, eğitimin müfredatı yanında tüm boyutlarına ve düzeylerine yönelik müdahaleler ve 11. Yargı Paketi gibi hazırlığı yapılan yargı paketleri ile tek merkezli, hukuk dışı, cinsiyetçi ve keyfiyete bağlı bir yönetim inşa etmektedir. Bugün içinde bulunduğumuz ağır siyasal ve ekonomik koşullarda, Ortadoğu’daki gelişmelerin de etkisiyle iktidarın hâlâ ‘barış’ olarak adlandıramadığı bir süreci yaşıyoruz. Elbette silahların devreden çıkması, toplumsal ve siyasi olarak çözüm olanaklarının geliştirilmesi için zeminin oluşması önemlidir. Ancak baskıcı, yasakçı, sansürcü ve keyfi politikalarıyla malul siyasi iktidarın, siyasi haklar, cezaevleri ve siyasi tutsaklar bakımından adım atmaması, Kürt halkının anadilinin kullanımı dahil Kürt sorununun demokratik, eşit haklara dayalı barışçı çözümü için gerekliliklerin gündeme bile gelmemesi bu sürecin, demokratikleşmeye değil, demokrasisiz bir barışa doğru evriltilmeye çalışıldığını göstermektedir.
“Bizler biliyoruz ki; sahici barış, hukukun ve adaletin tesis edilmesi ve demokrasi mücadelesinin birlikte yürütülmesi ile mümkündür. Kayyım kararlarının geri çekilmesi, hasta tutsakların serbest bırakılması, AYM ve AİHM kararlarının uygulanması için hiçbir yasal engel yoktur; yalnızca siyasi irade eksiktir. Bizler, Kürt sorununun eşit haklara dayalı çözümünü ve ülkenin demokratikleşmesini temel alan bir barış hattını önemsiyoruz. Emek, demokrasi ve barış güçleri olarak bugün bu hattı birlikte örmek, demokratik hakları ve siyasal özgürlükleri kazanmak bizim tarihsel sorumluluğumuzdur.

Tarihin dönüştürücü gücü
“İktidarın siyasal, ekonomik ve toplumsal düzeyde uyguladığı politikaların tekabül ettiği hattın ve bir bütün olarak muhalefeti dağıtmaya ve daraltmaya yönelik politikalarının farkındalığıyla; ekonomik, demokratik haklar, siyasal özgürlükler için mücadeleyi büyütmekte kararlıyız. Barış ve demokrasi mücadelesi, iktidardan beklentiyle ve bekleyerek değil; ancak halkın kendi özgücüyle, birleşik mücadelesiyle kazanılabilir. Emek ve demokrasi güçleri olarak; partilerin, sendikaların, meslek örgütlerinin, kadın ve gençlik inisiyatiflerinin, inanç örgütlerinin, ekoloji ve köylü hareketlerinin, doğasını, suyunu, toprağını ve varlığını savunan tüm halk örgütleri ile demokrasi ve barışı esas alan siyasi yapıların özgünlükleriyle dahil olduğu ortak-birleşik bir mücadele hattında buluşması gerekliliği her zamankinden daha açıktır.
“Bugün değiştirici ve dönüştürücü gücü açığa çıkaracak olan, halkın örgütlülüğü ve birleşik mücadelesidir. Bu inançla, çağrımız; barışın, demokrasinin ve özgürlüğün ortak mücadele imkânının güçlendirilmesi ve büyütülmesi için bu sorumluluğu duyan tüm toplumsal ve siyasal kesimlere; tarihin, an’ın ve geleceğin dönüştürücü gücünedir.”
Metnin tamamını okumak için tıklayın. (TY)

