Türkiye Barış Meclisi'nin düzenlediği "Yeni Anayasa Sürecinde Demokratikleşme ve Kürt Sorunu" konferansında yeni bir Anayasa'da "Vatandaşlığın kimsenin etnik kökeni, dinsel inançları, cinsiyeti, cinsel yönelimi, siyasal görüşleri nedeniyle ayrımcılığa uğramayacağı biçimde tanımlanması" talebi öne çıktı.
9 ve 10 Şubat günlerinde Ankara’da gerçekleştirilen konferansta "Sadece Kürt sorununun çözümünün değil, Türkiye’nin bütün bölgelerinde yoksulluğun giderilmesi ve demokrasinin güçlenmesi için bölgesel yönetimlerin geliştirilmesi gerektiği" vurgulandı.
konferansın "Kadın Hareketi ve Barış" başlıklı oturumunda barış mücadelesiyle kadınlara yönelik şiddete karşı mücadele arasındaki bağa, erkek egemen şiddete karşı mücadele etmeden barış yönündeki mücadelelerin inandırıcı olamayacağına dikkat çekildi.
Konferanstaki sunumların ardından oluşturulan talepler şöyle:
- Kamusal hizmetlerin çok dilli olarak sunulması.
- Din ve inançlar üzerindeki her türden devlet tasarrufunun kaldırılması.
- Devletin operasyonları durdurması ve Kürt tarafının da bir an önce eylemsizlik sürecine girmesi.
- Anayasa militarizmden, güvenlik rejimi zihniyetlerinden arınmış olmalı.
- Vatandaşlığı, herkesin, etnik kökeni, dinsel inançları, cinsiyeti, cinsel yönelimi, siyasal görüşleri nedeniyle ya da başkaca bir nedenden dolayı ayrımcılığa uğramaksızın eşit hak ve sorumluluklar ile donatılacağı biçimde yeniden tanımlamalı.
- Anayasada yalnızca ayrımcılığa yol açan anlayışların temizlenmesiyle yetinilmemeli, aynı zamanda ayrımcılığın her türünü kesin bir dile yasaklayan maddeler yer almalı.
- Anayasa, etnik, dinsel ve kültürel imalara ve çağrışımlara hiçbir yerinde ve hiç bir biçimde yer vermemeli.
- Yurttaşların temel hak ve özgürlüklerini, sosyal adaletin tesisi yönünde, çalışanların ekonomik ve sosyal haklarını, doğal ve kültürel çevre ve varlıkların korunmasını güvence altına almalı.
- Tekçi siyasal yapılar ve yönetim yöntemleri yalnızca Kürt sorununun değil, ülkenin bütün temel sorunlarının çözümü önünde engel teşkil ediyor. Bunun yerine, yerel ve bölgesel yönetimlerin etkin olacağı yeni bir yönetim biçimi anayasada düzenlenmeli. (NZ/TK)