Türkiye Barış Meclisi (TBM) siyasi parti temsilcileriyle yapılan görüşmelerin ardından çatışmasızlık sürecinin kalıcı hale gelmesi ve Kürt sorununda çözüm yönünde adım atılması için hükümeti sorumluluğunu yerine getirmeye çağırdı.
PKK lideri Abdullah Öcalan ve Barış ve Demokrasi Partisi'yle (BDP) başlatılan diyaloğu, ardından da örgütün eylemsizlik kararını bir ay daha uzatmasını umut verici olarak değerlendiren TBM "Hükümetin hızla güvensizliği giderecek yeni adımlar atması gerektiği kanısındayız. Bu konuda ikircikli ve çelişkili tutum ve davranışlardan mutlak olarak kaçınılmalıdır" dedi.
"İktidar partisinde hissedilen barış ve çözüm sürecinde bugüne kadar arzulanan düzeyde bir ilerleme sağlanamamasının ve yapılan hataların tek sorumlusu olarak Kürtlerin siyasi temsilcilerini gösterilmeye çalışılması bu süreci tehlikeye atan bir yaklaşımdır."
TBM, şu taleplerini yineledi:
* Öcalan ve BDP'yle başlayan diyalog güven verici bir biçimde sürdürülmeli.
* Diyalogun ve karşılıklı güven ortamının güçlendirilmesi için operasyonlar durdurulmalı ve çatışmasızlık hali kalıcılaştırılmalıdır. Yeni sınır ötesi harekât, buna yasal zemin oluşturan, bugünlerde TBMM gündemine alınan sınır ötesi operasyon yetkisine ilişkin tezkerenin süresinin uzatılması ve sınır ötesinde yeni askeri üslerin oluşturulması gibi girişimlerden de derhal vazgeçilmelidir.
* KCK üyesi oldukları iddiasıyla gözaltına alınan ve çok uzun bir süredir tutuklu bulunan Kürt siyasetçilerin yargılanmalarına nihayet 18 Ekim'de başlanacak. Bu hukuksuzluğun derhal son bulması ve tutukluların serbest bırakılması iktidarın samimiyetini gösterecek. Barış ve demokratik çözüm grupları hakkında açılan zorlama davalarında da benzer olumlu gelişmelerin yaşanması da benzer sonuçlar yaratacaktır. Ancak, kısa bir süre önce Urfa ve İstanbul başta olmak üzere birçok yerde KCK operasyonlarının yapılması bizleri kaygılandırmaktadır.
* Temsil adaleti için seçim öncesinde seçim barajı düşürülmeli, hatta kaldırılmalı. Başbakan tarafından ifade edilen "İstikrar için yüzde 10 şart" şeklinde hiç bir demokratik teamüle uymayan yaklaşımlar derin kaygı uyandırmaktadır.
* Her türlü etnik, dinsel ve kültürel ima ve çağrışımlardan arındırılmış; vatandaşlığı herkesin, etnik kökeni, dinsel inançları, cinsiyeti, cinsel yönelimi, siyasal görüşleri nedeniyle ya da başkaca bir nedenden dolayı ayrımcılığa uğramaksızın eşit hak ve sorumluluklar ile donatılacağı biçimde yeniden tanımlayan ve birlikte yaşamanın bir ifadesi olan bir anayasanın, kuşkusuz herkesin kendini özgürce ifade edebileceği bir ortamda toplumun tüm kesimlerinin katılımıyla hazırlanması için ivedilikle çalışmalara başlanmalıdır.
TBM, siyasi partilerle görüşmelerinin süreceğini, sivil toplum, emek ve işveren örgütleriyle de görüşmeler yapılacağını belirtti. Meclis, konuyu gündemde tutmak için bir dizi etkinlik de planlıyor. (EÜ)