Click here to read the article in English / Haberin İngilizcesi için buraya tıklayın.
Meclis’i barış için göreve çağırmak için Genel Kurul kapısında eylem yapan kadınların Meclis’e girmesinin yasaklandığı ortaya çıktı.
#Barışa1000Kadın kampanyası kapsamında toplanan imzaları Cuma günü Meclis Başkanına teslim etmeye giden kadın heyetinden iki kişi Meclis’e alınmadı.
Barış İçin Kadın Girişimi’nden Nimet Tanrıkulu ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı Başkanı Şebnem Korur Fincancı’ya haklarında “Meclis’e giriş yasağı” olduğu söylendi. Yasağın gerekçesi belirtilmedi, kadınlara yasağa ilişkin yazılı bir belge de sunulmadı.
Tanrıkulu ve Fincancı, 7 Ocak’ta Prof. Dr. Neşe Özgen, gazeteci Nadire Mater, insan hakları savunucuları Mine Nazari, Ümit Efe ve Ümit Sezer ile Meclis Genel Kurul kapısında beyaz tülbentlerle bir eylem yapmış ve Meclis’i barış için göreve çağırmıştı.
Fincancı “Biz hak savunucuları olarak sesimizi her türlü kanalda duyurmayı görev biliyoruz. Bir sorun olduğunu düşünüyoruz, bunu dile getiriyoruz. Bunun muhatabı Meclis, Meclis’te dile getirdik. Bu bir suç içermiyor, şiddet içermiyor. Biz sözlü olarak sorunu dile getirdik ve bu toprakların geleneği olan bir şey yaptık, tülbent attık yere” diye konuştu.
“Meclis asılların yeri, biz asılız”
bianet’e konuşan Türkiye İnsan Hakları Vakfı Başkanı Şebnem Korur Fincancı,
“Cuma BİKG’in barış için imzalarını götürecektik, Meclis Başkanından randevu alınmıştı. Abdullah Gül’ün kayınvalidesinin cenazesi nedeniyle randevu saati birkaç kez değiştikten sonra saat 17.30’da karar kılındı. Biz de önce basın açıklaması yaptık ve 16.45’te buluşup, koruma amirliğinin kontrol noktasından geçtik.
“Sonra Halkla İlişkiler Birimi’ne kimliğimizi bıraktık. Yedi kişiydik, beşimiz kimliklerini geri aldı. Orada çalışan kişi kalktı, içeri gitti, geldi. Biz sorunca sistemde bir sorun olduğunu söyledi. Ama orada klasörler açıldı, sayfalar karıştırılmaya başlandı.
“Bir süre daha bekledik. Sonunda halkla ilişkiler müdürü geldi, ‘Size meclis yasağı konulmuş. Girişiniz mümkün değil’ dedi. Gerekçesini sorduk ama gerekçeyi göremediğini söyledi. Ben de 7 Ocak’taki eylemle alakalı olup olmadığını sordum. O da içtüzüğe göre Meclis’te milletvekilleri dışında kimsenin basın açıklaması ya da eylem yapamayacağını söyledi.
“Ben de burası bize vekalet edenlerin yeri değil, burası asılların yeri, biz de asılız, dedim. Ama özel kaleme danıştıklarını ve içtüzük kurallarını uygulayacaklarını söyledi. Belge istedik, yazılı bir şey olmadığını söylediler.
“Koruma müdürüne gitmemiz söylendi, onlar ‘biz de zaten bir belge yok, olsa sizi buradan geçirmezdik’ dedi. Biz de Dilekçe Komisyonuna başvurarak hem yasağın gerekçesini soracağız hem de kaldırılmasını isteyeceğiz.” (ÇT)