Barış İçin Akademisyenler (BAK), Prof. Dr. Füsun Üstel hakkındaki mahkumiyet kararının kesinleşmesinden sonraki hukuki süreçlere ilişkin bilgilendirme metni paylaştı.
“Hukuki süreçlerde gelinen nokta, Anayasa Mahkemesi’nin ve Adalet Bakanlığı’nın ivedilikle adım atması gerektiğini göstermektedir” diyen BAK, metin kapsamında taleplerini de sundu.
“Terör örgütü propagandası yapmak” suçlamasıyla 1 yıl 3 ay hapis cezası onanan barış bildirisi imzacısı Füsun Üstel, 8 Mayıs'tan beri Eskişehir Kapalı Kadın Cezaevi’nde tutuklu.
AYM’den dosyanın ivedilikle incelenmesi talebi
BAK, Anayasa Mahkemesi’nin görüştüğü barış için akademisyenler dosyaları arasında Füsun Üstel’in dosyasının da bulunduğunu hatırlatarak sürecin ivedilikle ilerlemesini istedi:
“Prof. Dr. Füsun Üstel’in başvurusunun tedbir talepli olduğunun ve infazına başlanmış bir hapis cezasının gerektirdiği ivedilikle incelenmesinin öneminin tekrar altını çiziyoruz. Başvurular birleştirilmiş olduğundan, ivedilikle inceleme gereği tüm dosya için geçerlidir.
TIKLAYIN - Barış Akademisyenleri Yargılamalarında AYM Belirsizliği
“Başvurucular açısından Bakanlık görüşüne karşı beyan sunma süresinin tamamlanmasının ardından dosyanın ivedilikle incelenmesini talep ediyoruz.
“Adalet Bakanlığı yetkisini kullansın”
“Açık ceza infaz kurumlarına ayrılma ve denetimli serbestlik konusunda süregiden, mevzuata ve Yargıtay içtihadına aykırı olan uygulamaya bir son verilmesini, bu çerçevede Prof. Dr. Füsun Üstel’in vekilleri tarafından yapılan kanun yararına bozma talebi konusunda Adalet Bakanlığı’nın yetkisini kullanmasını ve konunun Yargıtay’ın önüne gitmesinin sağlanmasını talep ediyoruz.
TIKLAYIN - Savcı İtiraz Etti, Füsun Üstel Açık Cezaevine Geçemiyor
“TMK m. 7/2 hükümlüleri açısından süren bu hukuka aykırı uygulamanın sona ermesi için ceza infaz kurumlarının yönetimlerinin Adalet Bakanlığı tarafından bilgilendirilmesini talep ediyoruz.
“İfade özgürlüğünü ihlal eden hukuki süreçler sonlansın”
“Prof. Dr. Füsun Üstel ve tüm Barış Bildirisi imzacıları yönünden, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 26. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesiyle güvence altına alınmış olan düşünce ve ifade özgürlüğünün ihlali niteliğindeki bütün hukuki süreçlerin sonlandırılmasını talep ediyor, Adalet Bakanlığı’na bu anlamdaki sorumluluğunu anımsatıyoruz.
“Bu bağlamda, ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü, akademik özgürlük ihlalleriyle sonuçlanan adli ve idari süreçlerin son bulmasını, bu hak ve özgürlüklerin uluslararası insan hakları hukuku standartları çerçevesinde korunmasını sağlayacak adımların atılmasını, basında da yer bulmuş olan yargı reformu paketinin ivedilikle TBMM’ye ve kamuoyuna sunulmasını talep ediyoruz.”
Ne olmuştu?
Kürt illerindeki sokağa çıkma yasakları sırasında "Bu suça ortak olmayacağız" bildirisine imza atan akademisyenler hakkında 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) “örgüt propogandası” fiilini düzenleyen 7/2 maddesinden dava açıldı.
5 Aralık 2017'den bu yana devam eden yargılamalar kapsamında 8 Mayıs 2019 itibariyle 191 akademisyen hapis cezasına mahkum oldu.
191 kişi içerisinden 28 kişinin hapis cezası 2 yılın üstünde kaldığı için (CMK md. 286), 6 kişi ise hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmediği için toplamda 34 kişinin mahkumiyet kararı ertelenmedi.
İtiraz yoluyla İstinaf Mahkemesi’ne giden bu mahkumiyet kararlarından Prof. Dr. Füsun Üstel'e 32. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 4 Nisan 2018'de verilen 1 yıl 3 aylık hapis cezası kararı 25 Şubat 2019'da onandı.
İstinafın onama kararının ardından infazın durdurulması için Üstel'in avukatları İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesine itiraz etti ancak cezanın infazına başlandı. Üstel, 8 Mayıs'ta onanan 1 yıl 3 aylık hapis cezasının infazı için Eskişehir Kadın Kapalı Cezaevi’ne teslim oldu.
Üstel'in açık cezaevine ayrılma talebiyle başvurduğu İnfaz Hakimliği 21 Mayıs'ta açıkladığı gerekçeli kararında Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nin kararlarına atıf yaparak “Terör örgütü propagandası” yapmaktan ceza alanların hakkında açık ceza infaz kurumuna ayrılma ve denetimli serbestlik hükümleri uygulanırken “örgüt mensubu gibi değerlendirilemeyeceği” yönünde hüküm kurdu.
Ancak Cumhuriyet Savcısı Hüseyin Özdemir’in karara itirazını değerlendiren Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesi, İnfaz Hakimliği’nin verdiği açık cezaevine geçiş kararını kaldırarak dosyayı iade etti. (TP)