Kandil ve Mahmur mülteci kampından çözüm sürecine destek vermek için Türkiye'ye gelen gruptan 13 kişi hakkında açılan davada mahkeme dokuz sanığın zorla getirilmesine karar verdi.
Mahkeme adreslerine bildirim yapılmayan üç sanığa da tebligat gönderilmesini istedi. Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün başlayan dava 25 Kasım'a ertelendi. Sanıklar "örgüt üyeliği", "örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek", "örgüt propagandası" gibi suçlarla yargılanıyor.
Geçen hafta görülen ve aynı gruptan 17 kişinin yargılandığı iki ayrı davada mahkemeden 13 tutuklama kararı çıkmıştı.
Bugünkü duruşmaya başka bir suçlamayla tutuklu bulunan grup sözcüsü Şerif Gençdal katıldı; 12 kişiyse katılmadı. Gençdal ay başında tutuklanmıştı.
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, milletvekilleri Ayla Akat Ata, Özdal Üçer ve İbrahim Binici'nin yanı sıra Türkiye Barış Meclisi üyeleri, hak savunucuları da davayı izledi.
Barış Meclisi önceki gün (22 Haziran) İstanbul'da düzenlediği basın toplantısında dosyaların kapatılmasını talep etmişti.
Bir yılda hava döndü
PKK lideri Abdullah Öcalan, barışçıl bir çözüm umutlarının yeşerdiği bir dönemde Avrupa ve Kandil'deki PKK'lilerle, 1990'lar boyunca Güneydoğu'dan gitmek zorunda kalanların oluşturduğu Mahmur kampından bir grubun Türkiye'ye dönmesini önermiş; öneri barış savunucularından da destek görmüştü.
24 kişi Ekim 2009'da Habur sınır kapısında Türkiye'ye geldi. Onbinlerce insan tarafından karşılandı.
Grubun gelişinin ardından yaşananlar şüphecilerin kaygılarını doğruladı. Öcalan'ın "yol haritası" hazırlığı, temmuzda hükümetin "açılım" açıklaması Kürt sorununun demokratik çözümünü tartışmaya açmıştı. Bir yıl içinde hava tamamen tersine döndü. Demokratik Toplum Partisi (DTP) kapatıldı; Kürt siyasetçiler ve hak savunucuları KCK operasyonlarıyla cezaevine gönderildi.
Barış Grubu'nun Habur'da ve Diyarbakır'da on binlerce insan tarafından karşılanmasının ardından muhalafetin milliyetçi tepkisine karşılık veremeyen hükümet, açılımı zaten somut adımlara dökememişken söylemini de değiştirdi; yeniden "terörle mücadele"ye odaklandı. (EÜ/EÖ)