Asulis Dil Diyalog Demokrasi Laboratuvarı, bugün (21 Aralık) “Türkiye'de Barış Gazeteciliği ve Medya” paneli Hrant Dink Vakfı Havak Salonu’nda gerçekleşti.
Dün (21 Aralık) saat 18.30’da yapılan paneli gazeteci Nurcan Akad modere etti, Prof. Dr. Sevda Alankuş, gazeteci Mete Çubukçu ve insan hakları savunucusu Murat Çelikkan konuşmacı olarak yer aldı.
Panelde konuşmacı ve katılımcılar Çatışmalı süreçlerde ve savaş ortamında medyanın rolü ne olmalı?”, “Gazeteciliğin evrensel ilkelerine ve etik kodlarına bağlı kalan bir habercilik anlayışı, barış gazeteciliği için yeterli mi?”, “Barış gazeteciliğinin kendisi habercilikte siyasal ve etik bir tercih olarak mı düşünülmeli?” soruları üzerinden tartışma yürüttü.
TIKLAYIN - BARIŞ GAZETECİLİĞİ KÜTÜPHANESİ
İlkeli gazetecilik mi barış gazeteciliği mi?
Akad: Gazeteciliğin evrensel değerlerini savunarak barış gazeteciliği yapmış olur muyuz?
“Barıştan ve barış haberciliğinden çok uzak olduğumuz bugünlerde bu panel çok anlamlı. Son bir yıldır bu tür panellere davet edildiğimde bir ikilem yaşıyorum. Barış gazeteciliği ya da hak odaklı habercilikten ziyade gazeteciliğin kendisini tartışmamız gereken bir dönemden geçiyoruz.
“Önceden de ideal olan değildi ama medya biraz daha dikkatli olurdu. Haberler bu kadar kışkırtıcı değildi. Gazetecilik ilkelerine baktığımızda kışkırtıcılıktan uzak bir dil kullanmak da evrensel ilkelerde yazıyor. O zaman Murat Çelikkan’a sormak istiyorum. Gazeteciliğin evrensel değerlerini, etik kodlarını savunarak barış gazeteciliği yapmış olur muyuz?"
Çelikkan: Barış gazeteciliği ile genel geçer gazetecilik arasında fark var
"Asgari gazetecilik ilkelerinin geçerli olmadığı, gazeteciliğin öyle yapılmadığı bir dönemdeyiz. Genel geçer gazetecilikle barış gazeteciliği arasındaki fark, içeriğe değinmeksizin çeşitli haber ve açıklamalar yapma yaklaşımı, çözümden uzak haberler yapma yaklaşımı ve gazeteciliğin eril diline ilişkin yaklaşımda ortaya çıkıyor.
"Örneğin şiddet ya da “terör” haberinde bunun kaynaklandığı yere değinerek olayı anlatmak barış gazeteciliğinin dışında bir pratik. Yani bu çatışmanın arka planının ne olduğunu ve farklı aktörlerin bu konudaki pozisyonlarına değinmeksizin bir çatışmanın haberini yapmak meslek ilkelerine göre yapılmış bir haber olsa da barış gazeteciliği açısından sorunlu bir yaklaşım.
"Farklı aktörlerin sesini duyurmanın, ötekileştirmemenin, feminizan bir dil kullanmanın çok önemli olduğuna inanıyorum."
Barış gazeteciliğinden ne anlamalıyız?
Akad: Bu durumda Sevda Alankuş’a şunu sormak istiyorum: Barış gazeteciliği dediğimizde ne anlamalıyız?
Alankuş: Barışın pozitif tanımı üzerine kurulu bir kavram
"Barış gazeteciliği, 1960’larda, haberlerin negatif olması, gerilim ve savaşı kışkırtmasıyla ortaya çıkıyor. Sadece çatışma ve şiddet dönemlerinde barış ve çözüme yönelik habercilik değil aynı zamanda çatışmayı önleyici, barışı korumaya yönelik bir proaktif habercilik kavramı olarak kullanılıyor. Yani barışın pozitif tanımı üzerine kurulu.
"Savaşa neden olabilecek yoksulluk nefret ötekileştirme toplumdaki gerilimin kaldırılmasına katkıda bulunan gazetecilik. Demokratik rejimler içinde demokratik yöntemlerle çözümlenmesi hayat projeniz olduğunuzda yaptığınız habercilik de barış gazeteciliğine dönüşüyor."
Çatışmanın içinde barış dilini korumak
Akad: Mete Çubukçu çok sayıda çatışma alanlarında gazetecilik yapmış birisi. Çatışma ortamlarında barış dilini koruyabilmek, barış gazeteciliği yapabilmek ne kadar mümkün?
Çubukçu: Gazeteciler içselleştirmeli
"Evrensel gazeteciliğin temel kurallarının barış gazeteciliğine içkin olduğunu düşünüyorum. Barış gazeteciliği, evrensel ilkelerin üzerine de bir şeyler koyarak ilerleyen bir anlayış. Objektif yazılmış, hakikate en yakın yazılmış bir metin en azından savaşa ya da savaşan taraflara hizmet etmez. Barış gazeteciliğinin maddelerine belki birebir uymaz, ama ona hizmet eder.
"Barış dili içselleştirilmediği için, dilin barıştan savaş diline nasıl kolayca dönebildiğini gördük. Bunun nedeni gazetecilerin bunu içselleştirmemesi. İşin pratiği ise çok zor değil. Savaş bölgelerinde sivillerin hikayelerini, savaşın öteki yüzünü göstermekle mümkün. Bu şekilde savaşın o yıkıcı dilini kırmak mümkün oluyor."
Etik seçim olarak barış gazeteciliği
Akad: Barış gazeteciliği, gazeteciler açısından etik bir seçim mi?
Çelikkan: Mesleğin kurucu gereklerinden
"Mesleğin kurucu gereklerinden biri bu. Siyasi ideolojisinden bağımsız olarak Türkiye’deki gazetelerin Türkiye’nin taraf ya da dahil olduğu çatışma ya da savaş durumlarını ele alış şekli bir futbol maçı milli maç aktarma düzeyinde. “Bizden ölen var mı”, “Biz kazandık mı”… Karşı tarafa dair bilgiler ise neredeyse yok.
"Sadece bizim ölülerimizden bahsediyoruz ama haberin aslı orada ölenlerin hepsini içeriyor. Ben bunun bir etik duruş, kişisel bir mücadele meselesi olduğuna inanıyorum.
"Kuralına göre yapılan gazetecilik objektif ve tarafsız değildir. Böyle bir şey yok. Dolayısıyla ben demokrasi barıştan yana taraf olmayı doğru buluyorum."
Alankuş: Etik bir tercih
“Etik ve aynı zamanda politik bir tercihtir. Demokrasiden yana bir tercihtir. Çünkü barış olmadan demokrasi, demokrasi olmadan barış olmaz. Barış gazeteciliğini genel geçer gazetecilikten farklı kılan öteki merkezli bir etik anlayış.
"Çünkü genel geçer gazeteciliğin üzerinde kurulu olduğu etik, birey merkezlidir. Aslında olması gereken öteki merkezli bir habercilik.
"Barışı sevmek sizi her zaman barışın yanında kılmaz. Genel geçer gazeteciliğin tanımladığı haber değeri, kaynakları, tanımı, editöryel değerleri, ters piramidi sorunsallaştırmak, yeniden “öteki merkezli” olarak tanımlamak gerekiyor."
Panel, soru cevap kısmının ardından sona erdi.
Asulis Dil Diyalog Demokrasi Laboratuvarı'nın tanıtım raporuna şu bağlantıdan ulaşabilirsiniz.
Konuşmacılar hakkındaProf. Dr. Sevda AlankuşBİA Eğitim Danışmanı, Kadır Has Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı (Prof. Dr.). Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunu. Yüksek Lisans ve doktora derecelerini Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi alanında ve aynı üniversitede tamamladı. Akademik çalışmalarına 1988-89 yıllarında Leeds Üniversitesi'nde devam etti. Ege ve Ankara üniversiteleri iletişim fakültelerinde 1982-1999 yılları arasında öğretim üyesi olarak çalıştı. Doçentlik ve profesörlük unvanlarını İletişim Bilimleri alanında aldı. Doğu Akdeniz Üniversitesi, İletişim ve Medya Çalışmaları Fakültesi (1999-2008), İzmir Ekonomi Üniversitesi İletişim Fakültesi (2008-2013) dekanlıklarında bulundu. IPS İletişim Vakfı/bianet yayınlarından çıkan Barış Gazeteciliği Elkitabı'nı yazdı; Gazeteciliğe Başlarken, Kadın Odaklı Habercilik/Women-Focused Journalism, İnsan Hakları Haberciliği, Çocuk Odaklı Habercilik, Medya ve Toplum, Medya Etik ve Hukuk,Yeni İletişim Teknolojileri ve Medya, Gazetecilik ve Habercilik, Radyo ve Radyoculuk kitaplarını yayına hazırladı, önsözlerini yazdı. Nurcan AkadGazeteciliğe Nokta Dergisi’nde başladı. Nokta Dergisi’nin Ankara istihbarat şefi oldu. Sırasıyla Güneş Gazetesi Ankara Temsilcisi; Hürriyet haber müdür yardımcısı, haber müdürü ve yazı işleri müdürü ile haber koordinatörü; Akşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni olarak çalıştı. Şu an Türkiye’nin ilk online tablet gazetesi Zete’nin kurucusu ve yayın danışmanı. Murat Çelikkan30 yıldır muhabirlikten yayın yönetmenliğine ve dergicilikten köşe yazarlığına gazeteciliğin çeşitli kademelerinde görev aldı. İnsan hakları savunucusu. İnsan Hakları Derneği, Türkiye İnsan Hakları Vakfı, Af Örgütü, Helsinki Yurttaşlar Derneği’nin kuruluşunda görev alıp daha sonra üyesi olarak çalıştı. İşkence, ifade özgürlüğü, mülteci ve sığınmacı hakları, medya etiği, Kürt meselesi, barış ve geçmişle yüzleşme konularında çalışmalar yaptı. Hala Hafıza Merkezi’nin (www.hakikatadalethafiza.org) yöneticileri arasında yer alıyor. Mete ÇubukçuGazeteci. NTV’de ‘Mete Çubukçu’yla PASAPORT’ adlı haber programını yapıyor. Dünyanın birçok kriz ve savaş bölgesinde haber yaptı. Uzun yıllardır Ortadoğu’yu takip ediyor, yazıyor ve konferanslara katılıyor. Bizim Filistin (2002) Ateş Altında Gazetecilik (2005), Ortadoğu'nun Yeniden İşgali (2006), Yıkılsın Bu Düzen-Arap Ayaklanmaları ve Sonrası (2012) adlı kitapları var. |
(EA)