Bolu Belediyesi Sahipsiz Hayvan Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi'ndeki bazı hayvanların soğuktan korunabilecekleri kulübeler yerine bağlı vaziyette açıkta tutulmaları ve donarak ölmesi üzerine görüşlerini aldığımız Turgutreis Hayvan Hakları Derneği'nden Yıldız Kürkçü, gönüllülere çok iş düştüğünü, belediyelerin hiçbir zaman kendi başlarına hayvanları yeterince koruyamadıklarını söyledi.
Yok etmenin, itlaf etmenin belediyeler için en kolay çözüm olarak görüldüğünü belirten Kürkçü, Bolu'da niçin palet, battaniye, yorgan yoktu, diye sordu; mutlaka Bolu'daki hayvanseverlerin organize olmaları gerektiğini vurguladı, barınakların bulunduğu yerlerdeki gönüllülerin varlığının ve çalışmalarının önemine değindi.
Bodrum'daki deneyimlerini aktaran Yıldız, yıllar önce harekete geçtiklerinde ortada barınak olmadığını, o zamanlar belediyelerin bütçelerinde "zehir" kalemi olduğunu, hayvanları itlaf etmek için zehir alındığını hatırlattı.
Böyle bir ortamda başlayan mücadelenin sonunda, "şimdi iki veterinerli, çalışanı olan, devamlı ameliyat yapan, aşı yapan, sokak hayvanlarının popülasyonunu mümkün olduğu kadar azaltmaya çalışan bir ekip"ten bahseder duruma geldiklerini anlattı. "Bizim burada her şeyimiz var; battaniye, yorgan... Bunlar her gün yıkanıyor. Bu işleri birilerinin yapması lazım. Belediye çalışanları bunları yapmaz..."
Gönüllü sistemi
Barınakların durumunun bölge halkıyla çok bağlantılı olduklarını belirten Kürkçü, yine Bodrum'daki deneyimden çıkarak, Bodrum'a sonradan yerleşenlerin barınaklarda daha fazla çalıştığını, daha etkin olduğunu anlattı.
Yıldız Kürkçü gönüllü sisteminin önemini anlatırken hem barınakların işleyişine hem de barınakların oluşturulmasındaki katkılara da değindi. Şu anda Turgut Reis'te yürüyen sistemde her gün bir gönüllünün barınağa geldiğini, bu kişinin her şey yapılmasına rağmen varsa gördüğü eksiklere dikkat çektiğini ve yardım ettiğini söyledi.
Kürkçü'ye göre, belediyenin tavrı önemli ancak gönüllülerin, hayvanseverlerin tavrı daha önemli. "Belediye sokak hayvanlarından nefret ediyor, elli işinin kırk dokuzuncusu gibi görüyorsa Bolu'daki gibi oluyor. Ama bunun aksini belediyeye kabul ettirecek olanlar hayvanseverler, dernekler, gönüllüler. Onlar baskı yapınca belediyeler harekete geçiyor. Bence Bolu ve benzer yerlerde gönüllü ve dernek eksiği var."
Maliyet sorunu
Kürkçü belediyelerin hayvan barınaklarıyla ilgili tutumunu değerlendirirken "maliyet" faktörüne de dikkat çekti. Belediyelerin barınak oluşmasıyla ortaya çıkan paraları ödemek istemediğini belirtti. Ancak bunun yasal bir zorunluluk olduğunun da altını çizdi.
"Kanun var, bu işler belediyelerin görevleri, diyor. Alacaksın, bakacaksın, hastaysa tedavi edeceksin, dişiyse kısırlaştıracaksın, numaralayacaksın, kayıt tutacaksın, aşılayıp aldığın yere bırakacaksın diyor, bu tüm belediyelerin yapması gereken en temel işlerden biri."
Kürkçü hayvanlar için yapılan masraflarla ilgili olarak yasal zorunluluk vurgusu yapsa da derneklerin öneminin burada da ortaya çıktığını söyledi. Dernek olarak finansmanlarını aidatlar ve bağışlarla kendilerinin karşıladığını, belediyenin çalışanlarıyla, elektrik-su gibi kalemlerle barınağın yükünü kaldırdığını ifade etti.
Derneğin ise elde ettiği gelirlerle belediyenin hemen devreye giremediği ihtiyaçları karşıladığını vurguladı. "Acil bir ameliyatta önemli bir antibiyotik gerekiyor, barınaktaki dolabımızda yoksa gidip onu temin ediyoruz. Aniden bir eksik çıkıyor, mama bitiyor mesela; belediye ihaleye girip mama alana kadar biz takviyemizi yapıyoruz."
"Veririz birer köpek, giderler"
Bolu'daki hayvan barınağının durumu ve soğuktan donan hayvanların hali önceki gün basına yansıdı. Bir sonraki gün de Bolu Belediye Başkanı'nın barınaktaki koşullara tepki gösteren hayvanseverlere yönelik "Veririz birer köpek, alır giderler" sözleri gazetelerde yer aldı. (YY)