Myanmar’ın Rakhine eyaletindeki (eski adıyla Arakan) şiddet olayları nedeniyle 2017’nin Ağustos ayı sonlarında 700 binden fazla Rohingya evlerini terk etmeye zorlandı ve Bangladeş’e sığındı.
Kamplarda sağlık hizmeti veren Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), konuyla ilgili yaptığı yazılı açıklamasında, aradan geçen bir yılın ardından 900 binden fazla Rohingya’nın halen mülteci olduğunu ifade etti:
“Mülteciler, yasal statülerinin tanınmaması ve plansız kurulan geçici kamplardaki insanlık dışı yaşam şartları nedeniyle çaresizliğe ve belirsizliğe sürükleniyor, fiziksel ve psikolojik sağlık sorunlarından kurtulamıyor.”
* Videoda, Muson yağmurlarının, mültecilerin yaşadığı kamplarda yetersiz altyapıyla birleştiğinde ne tür sağlık sorunlarına neden olduğunu anlatılıyor.
“En temel ihtiyaçları için altyapı yok”
Myanmar ordusu, 25 Ağustos 2017’de Rohingyalar’a karşı düzenlenen yeni bir “tasfiye operasyonu” ile şiddet uygulamaya başladı. 706 binden fazla Rohingya komşu ülke Bangladeş’e kaçmaya zorlandı.
Mülteciler, daha önceki şiddet olayları nedeniyle yerinden edilerek Bangladeş’e sığınan 200 binden fazla Rohingya arasına katıldı ve Cox Bazar bölgesindeki Rohingya nüfusu 919 bine çıktı.
Göç dalgasının ilk zamanlarında MSF ekiplerinin tedavi ettiği hastaların yarısından fazlasının şiddete bağlı yaralanmalar nedeniyle hastaneye getirildiğini belirten Bangladeş’teki MSF program direktörü Pavlo Kolovos, aşırı kalabalık kamplardaki olumsuz yaşam ve hijyen şartlarının neden olduğu diğer sağlık sorunlarının da kısa sürede Rohingya mülteciler arasında görüldüğünü vurguladı.
Kolovos,“Kamplarda gördüğümüz en büyük sağlık sorunlarından biri sulu ishal. Hastalığın bunca zamandır görülmesi, insanların en temel ihtiyaçlarını karşılayacak altyapının halen kurulmadığını ortaya koyuyor. İnsan sağlığını tehdit eden bu durum hiçbir surette kabul edilemez” dedi.
Sağlık hizmeti yetersiz, hukuki statüleri yok
Bir yılda 19 sağlık tesisi ve gezici klinikler aracılığıyla 656 bin 200’den fazla muayene gerçekleştiren MSF, mültecilerin durumunu şöyle anlattı:
* Mülteci statüsünde olmalarına ve Myanmar Hükümeti tarafından “vatansız” ilan edilmelerine rağmen, ev sahibi devletler halen Rohingyalar’a yasal statü vermiyor.
* Rohingyalar’ın plansız kurulan kamplarda maruz bırakıldıkları yaşam şartları, uluslararası düzeyde kabul görmüş insani standartların çok altında. Mülteciler bir yıldır, ilk geldiklerinde plastik örtülerden ve bambulardan yaptıkları eğreti çadırlarda kalıyorlar.
* Siklon ve muson yağmurlarının yoğun etkisi altındaki bölgede Rohingya mülteciler için sağlam ve güvenilir hiçbir yapı bulunmuyor.
* Rohingyalar’ın Myanmar’da gördüğü şiddetin boyutu ve bunun yarattığı travma göz önünde bulundurulduğunda, ruh sağlığı desteği ve cinsel şiddete maruz bırakılanlara yönelik sağlık hizmetleri yetersiz kalıyor.
* Yasal statüde yaşanan sıkıntılar ise, hayatta kalan Rohingya mültecilerin adalet sisteminden ve hukukun üstünlüğünden faydalanmalarını engelliyor.
* Kamp dışına çıkmalarına izin verilmeyen Rohingya mültecilerin çoğu, temiz içme suyu, tuvalet, eğitim ve iş imkanlarının yanı sıra sağlık hizmetlerine erişimde de büyük sorunlar yaşıyor. (AS)