Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nin yenileme çalışmalarıyla ilgili bakanlıktan açıklama bekleyen İstanbul Tabip Odası, SES ve DİSK bugün bir yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirdi.
Türkiye’deki modern psikiyatrinin kurucusu olarak kabul edilen Dr. Mazhar Osman tarafından kurulan hastane bir süredir yenileme çalışmalarıyla gündemde.
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Ağustos ayında "Bakırköy ruh ve sinir hastalıkları hastanesinin bizim tıp tarihimizde önemli bir yeri vardır. Tarihi, gelecekte de önemli rol üstlenecektir. Onun ruhuna uygun olarak yarınlarda kamu-özel işbirliği ile yapılacak" demişti.
Bakanlığın da açıklamasından anlaşılacağı üzere kamu-özel ortaklığında yenilenmesi planlanan hastane için Rönesans şirketiyle sözleşme imzalandı. Ancak projenin detaylarına dair kamuoyuna açıklanan başka bir bilgi yok. Hastanenin ağaçlarının işaretlenmesi kaygıları daha da arttırdı.
Özel sektöre kaynak aktarımı var
bianet’e konuşan Türk Tabipleri Birliği 2. Başkanı Prof. Raşit Tükel, Bakanlığın açıklamasının tatmin edici olmadığını, hastanenin geleceğine dair nasıl bir proje hazırlandığını, Rönesans şirketiyle nasıl bir sözleşme imzalandığını kamuoyuna açıklamalarını talep etti.
“Bakan somut projenin ne olduğunu açıklamıyor. Ortada bir şartname var, buna göre toplam 900 yataklı 6 fizik tedavi rehabilitasyon hastanesi, Bolu, Diyarbakır, Erzurum, Bakırköy, Maraş, Samsun, Trabzon ve Van’da toplam 1030 yataklı 8 psikiyatri hastanesi, toplam 600 yataklı 6 yüksek güvenlikli adli psikiyatri hastanesi, yani toplamda 2530 yataklı sağlık tesisleri yapılacak.
"Şartname bu, ancak projede somut olarak ne olduğunu bilmiyoruz. Kamu-özel ortaklığı modeliyle yapılan bir uygulama bu. Bu sistemde ihaleyi ala şirkete 25 yıl yüksek kiralar ve hizmet bedeli ödüyorsunuz. Ayrıca, bu şirketlere görüntüleme ve laboratuvar hizmetlerinin de aralarında olduğu bazı hizmetlerin ve alanların işletmesi de devrediliyor. Yüklenici firmalar, laboratuvar ve diğer tıbbi destek hizmetleri ile bilgi işlem, çamaşır, temizlik, güvenlik, yemek dahil olmak üzere destek hizmetlerinin yapım ve işletmesi de üstleniyor.
Kar amacı ve rant söz konusu
"Sağlık hizmetleriyle uyumlu olmak kaydıyla da ticari alanlar açılıp işletilebiliyor. Burada özel sektöre bir kaynak aktarımı söz konusu. Üstelik şirkete hazineden ödenmek kaydıyla yüzde 90 doluluk garantisi de veriliyor. Sağlık hizmetinde hasta garantisi olabilir mi? Ortada sağlık hizmetinden hem kar amacı gütme hem de toplumsal yararlılığı olan böylesine değerli arazileri ranta açma söz konusu.”
Yenilemeye ihtiyaç var
Tükel, hastanenin yenilemeye ihtiyacı olduğunu ve buna da kimsenin karşı olmadığına dikkat çekti.
“Hastanenin günümüz ihtiyaçları kapsamında, bilimsel gelişmelere uygun olarak yenilenmeye ihtiyacı var. Ancak bu genel bütçeden sağlanmalı. Kamudan özele kaynak aktararak, sürekli doluluğu garanti ederek, tıbbı hizmetlerden kar amacı güderek olmamalı.
"Hastane yapmanın çok yüksek bedelleri yok. 25 yıl sürekli kira ödeyerek özel şirkete çok yüksek miktarlarda borçlanmaya göre düşük denebilecek maliyetler bunlar. Kamu-özel ortaklığı modeli daha önce İngiltere’de denendi ancak ya işten çıkarmalarla sonuçlandı, ya da hastaneler kapandı.” (NV)