* Fotoğraf: Ankara’daki eylemci öğretmen Acun Karadağ’ın da destek verdiği geçen haftaki eylemden.
Kanun hükmünde kararname ile ihraç edilen öğretmenler Nursel Tanrıverdi ile Selvi Polat, bu kez de hakimlikten yurtdışına çıkış yasağı ve imza verme şartıyla serbest bırakıldı.
İki öğretmene daha önce, oturma eylemi yaptıkları Bakırköy Meydanına “200 metreden fazla yaklaşmama” şeklinde adli kontrol uygulanmıştı.
TIKLAYIN - Öğretmenlere Adli Kontrol: “Meydana 200 Metreden Fazla Yaklaşmaları” Yasak
“Tam oturacakken gözaltına alındık”
Bakırköy 1. Sulh Ceza Hakimliğinin kararında, bu yasağı ihlal ederse tutuklanabilecekleri uyarısı yer alıyordu.
Ancak Tanrıverdi ve Polat, kararın ertesinde, 13 Ağustos Pazartesi de meydana çıkarak eylem yapmak istedi ve yine gözaltına alındılar.
Nursel Tanrıverdi, o gün nasıl gözaltına alındıklarını bianet’e anlattı:
“Bakırköy meydanına ‘Direne direne kazanacağız’ sloganıyla girdik, pankartımızı açtık, basın açıklamamızı okuduk. Tam oturacakken gözaltına alındık. Polislerin amiri ‘Şiddet uygulamayın’ diye uyarıyordu. Ancak Ataköy Karakolunda parmak izimiz alınırken, fotoğrafımız çekilirken zor kullandılar. Daha sonra Kartaltepe Karakoluna götürüldük.”
“Suç oluşması için en az üç kişi gerekiyor”
İki öğretmen bir gün gözaltında tutulduktan sonra ertesi gün adliyeye götürüldü ancak savcılığa çıkarılmadan direkt hakimliğe sevk edildiler.
Bakırköy 6. Sulh Ceza Hakimliğinde savunma yapan avukatı Ferdi Yamar da, iki öğretmenin karakolda susma hakkını kullanarak savcıya ifade vermek istediklerini söylemelerine rağmen savcılığın ifade almadan hakimliğe sevk ettiğini belirtti.
Ayrıca, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yasasına muhalefet suçunun oluşması için bahsi geçen toplantıda kanunen en az üç kişinin bulunması gerektiğini ifade eden avukat Yamar, öğretmenlerin toplam iki kişi olduğunu ve bu şekilde suçun unsurlarının oluşmadığını belirtti.
Avukat Çiğdem Akbulut, iki öğretmenin “solcu oldukları için ihraç edildiğini” söyleyerek solcu olmanın suç olmadığını, müvekkillerinin suçsuz olduğunu, serbest bırakılmaları gerektiğini ifade etti.
Bakırköy 6. Sulh Ceza Hakimliği ise 14 Ağustos tarihli kararında, her hafta Cumartesi günü karakola imza atmaları şartıyla ve yurtdışına çıkış yasağına hükmederek öğretmenlerin serbest bırakılmasına karar verdi.
Ne olmuştu?
Nursel Tanrıverdi, bianet’e, eylemlere nasıl başladıklarını ve neler yaşadıklarını şöyle anlatmıştı:
“17 yıllık öğretmenim. Son görev yerim İstanbul Hazır Giyim Ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Kağıthane Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesiydi.
“7 Şubat 2017 tarihli, 686 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile işten atıldım. Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eğitim Sen üyesiyim. Bu tarihte, İstanbul’da 200 KESK üyesi ihraç edildik. 56’sı akademisyen, diğerleri öğretmendi.
“20 şubat 2017’de KESK İstanbul Şubeler Platformu imzasıyla direnişe başladık. Pazartesi, Çarşamba, Cuma ve Cumartesi günleri Bakırköy, Kadıköy ve Kartal’da 3’er saatlik oturma eylemleri yapıyorduk, imza standımız vardı. 1 Haziran 2018’e kadar alanlara bir müdahale olmamıştı. Ara ara polis tacizi dışında... Ama Bakırköy Meydanına seçim standı kurulunca gözaltılar da başladı. Her gözaltına alındığımızda Vatan Caddesindeki İstanbul Emniyet Müdürlüğüne götürüldük, dövüldük.
“KESK seçimden hemen sonraki 25 Haziran’da herhangi bir çağrı yapmadı, ancak biz Bakırköy’de, ‘Mücadelemiz seçimlere indirgenemez’ diyerek alana çıktık. Eylemlere devam ediyoruz.” (AS)