78'liler Girişimi, Bakır hakkında davanın "silahsız terör örgütleri" kapsamını belirleyen ancak 18 Temmuz 2006'da yürürlükten kaldırılan Terörle Mücadele Yasası'nın (TMY) 7. maddesine göre açıldığını, Bakır ve aynı davada yargılanan sanıkların hukukta yeri olmayan "manevi cebir" gerekçesiyle cezalandırıldıklarını savundu.
78'liler Girişimi: Delil ve suç unsuru olmadan ceza
78'liler Girişimi aktivistlerinden ve uluslararası basın kartı sahibi Bakır, 16 Mart 2006'da İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanmış ve savcının beraat talebine rağmen 2 yıl 6 ay hapis, bin 666 YTL para cezası, kamu haklarından men ve yurtdışı yasağının onanması ile cezalandırılmıştı. Karar son olarak "gerekçeli karar belirtme gereği duyulmadan" Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nce onanarak kesinleşmişti.
Bir yazılı açıklama yapan 78'liler Girişimi, "Hakkında hiçbir delil ve suç unsur bulunmamasına rağmen Mehmet Bakır'a verilen ceza, bu ülkemizde halen muhalif gazetecilerin hiçbir hukuka sığmayan yargılamalarla cezaevine gönderilebileceğinin somut kanıtıdır" dedi.
Açıklamada, "Tüm yasal değişikliklere ve düşünce özgürlüğü için yürütülen mücadelelere rağmen hala özgür düşüncenin ve muhalif olmanın terörle özdeş tutulduğu bir ülkede yaşıyoruz" tespitine de yer verildi.
UAÖ, İHD, ÇHD ve TİHV'den yargılama tepkisi
Girişim, kamuoyunu Uluslararası Af Örgütü'nün (UAÖ) Acil Eylem çağrısı başlattığı Mehmet Bakır ile dayanışmaya ve bu "hukuk skandalı"na karşı durmaya çağırdı.
Girişimin hukuksuzluk olarak eleştirdiği iddialar arasında, Bakır ve diğer sanıkların gözaltında susma hakkını kullanmalarının 'örgüt tavrı' olarak kayıtlara geçirilmesi, otomobilde hiçbir doküman bulunmadığı halde polis tutanaklarında "örgütsel belgelerin ele geçirildiği"ni kayda geçmesi, işkence ve kötü muameleye ilişkin suç duyurularının yanıtsız kalması, Yargıtay kararında gerekçeye yer verilmemesi de bulunuyor.
Geçtiğimiz günlerde ortak açıklama yapan Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İzmir Şubesi, İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) İzmir Temsilciliği, dava sürecinin Devlet Güvenlik Mahkemeleri'ni akla getirdiğini bildirmişlerdi.
Gazeteci Bakır'ın hiçbir delil ve suç unsuru olmaksızın mahkum edildiğini açıklayan Girişim, aydın, yazar ve muhalif kimliklerinin "manevi cebir" kavramıyla cezalandırılmalarının "en az 301. madde kadar düşünce ve ifade özgürlüğünün üstünde Demokles'in kılıcı gibi sallanan, hukuksuz bir yöntem" olduğunu bildirdi.
Berlin'de oturan ve gazetecilik yapan Bakır, 9 Temmuz 2002'de İzmir'de yargılanmaya başlamıştı. Mehmet Desde, Mehmet Bakır, Maksut Karadağ, Hüseyin Habib Taşkın ve Şerafettin Parmak'ın "örgüt üyeliği", Metin Özgünay, Ömer Güner ve Ergun Yıldırım'ın da "örgüte yardım ve yataklık etmek" ile suçlandığı dava, Yargıtay 9. Dairesi'nin 25 Aralık 2006 tarihinde cezaları onamasıyla sonuçlanmıştı. (EÖ/TK)