Siyah Pembe Üçgen İzmir Derneği tarafından düzenlenen Baki Koşar Nefret Suçlarıyla Mücadele Haftası, ikinci gününe Trans Buluşma başlığı altındaki panelle devam etti. "Bölgesel Sorunlar" ve "Feminizm ve Seks İşçiliği" başlıklı iki oturumdan oluşan panel İzmir Alman Kültür Merkezi'nde gerçekleştirildi.
Geleneksel Baki Koşar Nefret Suçlarıyla Mücadele Ödülü'nü Hebun LGBT kazandı. Dernek temsilcileri, ödülü tüm nefret suçu mağdurları adına aldıklarını söyledi.
Ödül töreninin ardıdan, Siyah Pembe Üçgen'in sözlü tarih dizisin ikinci kitabı "90'larda Lubunya Olmak" da ilk okurlarıyla buluştu.
Ege'de 2012'de 126 hak ihlali
"Bölgesel sorunlar" oturumunda önce Ankara Pembe Hayat Derneği'nden trans aktivistler Selay Su ve Sinem Kuzucan devletin seks işçilerine yönelik politikasını aktardılar. Son 15 yıldaki dönüşümlerden, kötü gidişattan ve örgütlenmede yaşanan sıkıntılardan bahsettiler.
Ardından Tolga Sercan bu eril sistemde Trans Erkek Olmak üzerine bir sunum yaptı. Ve son olarak Siyah Pembe Üçgen'den trans aktivist Deniz Rojda Solmaz geçtiğimiz yıl Ege Bölgesi'nde yaşanan kayda geçirilebilmiş 126 hak ihlali vakasını ve bunların akıbetlerini anlattı. İzmir'de trans seks işçilerini örgütleme konusunda yaşanan sıkıntıları aktardı.
Feminizm ve seks işçiliği
Bu ilk oturumun ardından Siyah Pembe Üçgen İzmir'den trans aktivist Demet Yanardağ'ın moderatörlüğündeki "Feminizm ve Seks İşçiliği" başlıklı ikinci oturum başladı. Feminist Kolektif'ten Hasbiye Günaçtı, erkeklerin hep daha avantajlı olduğu bir sistemde eşit bir mücadelenin olmasının da söz konusu olmayacağını söyledi. Kadınların erkeklerin kullandığı söylemi ya da yöntemleri kullanmayacağını çünkü bunların kadınların özne olduğu mücadelelerde işlevsiz olduğunu belirtti.
Günaçtı, akademik bir tez için genelevde çalışan vesikalı seks işçileriyle gerçekleştirilen anketin sonuçlarını paylaştı. Tez çalışmasının fuhuşun ortadan kaldırılmasını amaçlaması, katılımcıların tepkisini çekti.
İstanbul Kadın Kapısı'ndan trans aktivist Şevval Kılıç genelevlerin seks işçilerinin güvenliği için hayati bir önem sahip olduğunu belirtti:
"Seks işçilerini savunmak ile seks işçiliğini savunmak aynı şey değildir. Bugün Türkiye'de sokaklarda çalışan 100 bin seks işçisi var; kadın, erkek ve trans seks işçisi. Sokakta çalışmak demek, korumasız, güvencesiz çalışmak demektir. 2002'den bu yana genelevlere yeni seks işçileri kabul edilmiyor ve bugün artık genelevler de kapatılıyor. Ancak bu, seks işçiliğini ortadan kaldırmak değildir. Seks işçilerini sokağa atmak demektir."
Daha sonra söz alan Transgender Europe temsilcisi Kemal Ördek seks işçilerinin yalnızca kadınlar ve translar olmadığını söyleyerek erkek seks işlerinin de olduğunun belirtti. Seks işçiliğinin bir beden satışı olmadığını söyledi. "Kimse kimseye bedenini vermez, satmaz ya da kiralamaz. Seks işçiliği bir seks hizmeti sunmaktır" dedi.
Avrupa'da yürütülen "Fuhuşu Bitirelim" kampanyası gibi kampanyaların yürütüldüğünü belirten Ördek, fuhuş vakalarında müşteriyi cezalandıran İsveç modeli hakkında bilgi verirken, seks işçilerinin müşterileri cezalandırıldığında daha güvencesiz koşullarda çalışmaya zorlandığını ve "müşterimizi cezalandırarak, aslında bizi cezalandırıyorsunuz" dediklerini anlattı.
Daha sonra feministler ve feministlerin seks işçiliğine bakışı üzerine yoğunlaşan konuşmalar dinleyiciler arasındaki Amargi İzmir ve SFK'lı feminist kadınların ve LGBT bireylerin de katılımıyla zihin açıcı, dinamik bir tartışmaya dönüştü.
Oturumların ardından Geleneksel Baki Koşar Nefret Suçlarıyla Mücadele Ödülü törenine geçildi. Ödül, bu sene pek çok güçlüğe karşı koyup Diyarbakır'da bir LGBT derneği kurmayı başaran ve Diyarbakır'da ailesi tarafından katledilen LGBT birey R.Ç. davasının takipçisi olarak kamuoyu oluşturmayı başaran Hebun LGBT Derneği'ne verildi. (BK/ÇT)