Haberin Kürtçesi için tıklayın
Adalet Bakanlığı Cumhuriyet gazetesi davasında yargılanan gazete yazar ve yöneticileri için AYM’ye yapılan bireysel başvurulara ilişkin görüş bildirdi.
Cumhuriyet’in haberine göre Bakanlık, Turhan Günay’ın başvurusu dışında kalan 9 başvuruyu tek dosyada topladı. Ahmet Şık’la ilgili olarak ise ayrı bir görüş bildirdi.
AİHM cevabı yinelendi
Bakanlığın her iki görüşünde de Mayıs 2017’de Turhan Günay başvurusuna karşı verilen cevaplar ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ndeki (AİHM) başvuruya karşı verilen cevaplar yinelendi, “Gazetecilikten tutuklu değiller” dendi.
Bakanlık adına verilen dilekçelerin altında AKP’nin 2014’teki Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu seçimlerinde açıktan desteklediği Yargıda Birlik Derneği’nin başkanı olan Müsteşar Yardımcısı Musa Heybet’in imzası yer aldı.
Tanıklığı olmayan tanık Rıza Zelyut
Bakanlık, suçlama konusu yayınlarda “15 Temmuz darbe girişimine yönelik bir çağrı olduğunu” bunların “cebir ve şiddeti teşvik içerdiğini” iddia etti, Kadri Gürsel’in yazısı için, “subliminal mesaj” içerdiği iddiasını yineledi, Aydın Engin’in yazısına koyduğu “Cihanda sulh, peki yurtta ne?” başlığı da bu kapsamda suç olarak nitelendirildi. Bakanlık 15 Temmuz’dan sonra, bu başlığın “cebir ve şiddete teşvik olduğunun” daha iyi anlaşılacağını ileri sürdü.
Bakanlık, soruşturma aşamasında herhangi bir bilgisi veya görgüsü olmamasına karşın tanık olarak dinlenen Aydınlık gazetesi yazarı Rıza Zelyut’un iddialarına da görüşte yer verdi.
Pideci "unutuldu"
Güray Öz’ün “FETÖ/PDY” soruşturması geçiren bir kişiyle iletişim kaydı bulunduğunu iddia eden bakanlık, Öz’ün duruşmada bu kişinin Ankara Çankaya’daki pideci olduğunu açıklamasına ise yer vermedi.
Bakanlık, 15 Temmuz 2016 sonrası yapılan haberlerin terör örgütleri lehine olduğunu ileri sürdü.
Şık için ayrı görüş
Görüşte, Ahmet Şık’ın tutukluluğuna gerekçe gösterilen Twitter paylaşımları, haber ve röportajları sıralanarak, “Bu tip yazı ve paylaşımlar ifade ve basın özgürlüğü ile açıklanamaz” denildi.
Başvurucuların “FETÖ/PDY” ve “PKK/KCK” adına faaliyette bulunduklarının kesin olduğunu belirten Bakanlık bu durumun ifade özgürlüğüne müdahale olarak görülmemesi gerektiğini kaydetti. Ancak ardından “Bakanlığımız müdahalenin ulusal güvenliğin veya kamu güvenliğinin korunması, kamu düzeninin sağlanması ve suç işlenmesinin önlenmesi gibi meşru amaç güttüğü kanaatindedir” dedi.
Zekeriya Öz'ün ifadeleri savunma olarak yer aldı
Bakanlık, terör örgütlerinin geniş kitlelere etki edebilmek için çeşitli kurum ve kuruluşlarda görev yapan kişileri yapılarına dahil ettiğini söyledi ve “Bu gibi hallerde de soruşturma konusu yapılan, o kişilerin mesleki faaliyetleri olmayıp, terör örgütü lehine yaptıkları eylemleridir. Başvurucu hakkındaki soruşturma da bu kapsamda olup gazetecilik faaliyetiyle ilgili değildir” ifadelerini kullandı. Firari durumdaki savcı Zekeriya Öz, Oda TV soruşturması kapsamında tutuklanan Ahmet Şık için de aynı ifadeleri kullanmıştı.
AYM başvuryu Perşembe günü (11 Ocak) görüşecek. (EA)