Beyoğlu ilçesindeki Okmeydanı'na bağlı Fetihtepe, Kaptanpaşa, Keçecipiri, Piripaşa, Piyalepaşa ve Kasımpa'ya bağlı Kulaksız mahalleleri içerisinde bulunan bazı yerler Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 6306 sayılı "afet yasası" kapsamında riskli alan ilan edildi.
bianet'e konuşan Okmeydanı Çevre Koruma Derneği Başkanı Ali Çetkin, Okmeydanı'nda Beyoğlu Belediye Başkanı'nın iddia ettiği gibi halkın yüzde 98'inin değil sadece yüzde 12'sinin ikna edildiğini söyledi.
"Okmeydanı'nda şu ana kadar vatandaşınokmeydanı.com sitesinde de görüldüğü gibi sadece 3151 kişiye tapu verildi. Bunların da zaten 722'sinin tapusu vardı. Diğerleri görüşme yaptı ancak taksitler ve kendilerine başka yerde hisseli tapu verileceğini öğrenince imza atmadı. Yani Misbah Demircan'ın dediği gibi halk ikna olmadı. Belediye sadece 2300 kişiyi ikna edebildi. Gerisi bu yalanlara kanmadı, Okmeydanı bu dönüşüme karşı. Bu karara karşı da itiraz edeceğiz."
Okmeydanı 20 yıldır direniyor
Okmeydanı uzun yıllardır yıkım tehdidi altında yaşıyor. Mahalleli daha önce de 1997'de Recep Tayyip Erdoğan belediye başkanıyken hazırlanan imar planını mahkemede iptal ettirmişti.
Beyoğlu Belediye Meclisi’nde 2 Haziran 2014'te 6306 sayılı afet yasası kapsamında mahalle riskli alan ilan edilmişti. Ancak karar Bakanlığa iletilmemişti. Şimdi Bakanlık tarafından karar alınarak 6 mahalle riskli alan ilan edilmiş oldu.
Şubat 2015'te de Okmeydanı 1/5000 ölçekli nazım imar planı İstanbul 6. İdare Mahkemesi tarafından oy birliğiyle iptal edilmişti.
Okmeydanı halkı, İBB’nin hazırladığı 1/1000 ve 1/5000’lik imar planlarına, halka sorulmadan hazırlandığı ve öncekilerden bir farkı bulunmadığı için itiraz etmişti.
Okmeydanı'na bağlı Fetihtepe, Kaptanpaşa, Keçecipiri, Piripaşa ve Piyalepaşa mahallesinde 5 bin 500 bina yani 24 bin bağımsız birim yer alıyor. Yaklaşık 100 bin kişinin yaşadığı tahmin ediliyor. (NV)
Mahalle nasıl oluştu?Okmeydanı'na 1950'lerde mahallenin anlatımına göre "tarla ve dutluk" olan alana Türkiye'nin her yerinden ekonomik sebeplerle göç başlamış. Mahalleli belediyenin gözü önünde tarlaları satın alıp "kaçak" ev yaptırmış. Yaşanmayacak haldeki mahallelere yavaş yavaş yol, su elektrik her türlü alt yapı hizmeti verilmiş, vergiler de alınmaya başlamış. Her seçim öncesinde siyasetçiler "Bana oy verin, tapuları vereceğiz" diye söz vermiş. 1983'te ise dosyalar hazırlanmış, Ziraat Bankası'na 2 bin lira ödenip sonradan tapuya dönüşecek tapu tahsis belgeleri alınmış. Aradan 30 yıl geçmesine rağmen mahalleli tapusunu alamadı. Bu arada mahalleye göç hiç bitmedi; özellikle 1990 sonrasında doğu ve güneydoğu bölgesinden birçok kişi "zorunlu göç"le hala mahalleye yerleşmeye devam ediyor. Mahalle konfeksiyon atölyeleri, marketi, kuaförü dükkanlarıyla bir sistem kurmuş. Çoğu asgari ücret ya da emekli maaşı ile geçiniyor. |