Nükleer santral ihalesinin başlamasının Resmi Gazetede duyurulmasıyla adres kesinleşti. Mersin, Akkuyu. İhalede teklifler için son tarih 24 Eylül.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler nükleer santrali "dev bir ekonomik yatırım" olarak görüyor, "Maliyeti tamamıyla özel sektöre yıkacağız" diyor. Artan petrol ve doğal gaz fiyatları ile küresel ısınmanın etkilerine karşı dünyanın nükleer enerjiye yöneldiğini iddia edip Türkiye’nin nükleer teknolojisine sahip olmak zorunda olduğunu savunuyor.
Güler bir açıklama daha yapıyor: "Akkuyu’da nükleer santrale karşı bir tepki yok, olursa da halkla ilişkiler çalışmaları ile yaklaşacağız."
bianet Mersin Nükleer Karşıtı Platform sözcüsü Kamer Gülbeyaz'a sordu. Gülbeyaz, "Bakan yalan söylüyor. Ondan başka nükleer santral isteyen yok" dedi.
"O halde ÇED raporu yeniden hazırlansın"
Aralarında meslek odaları, emek örgütlerinin de bulunduğu 45 kurumdan oluşan platform adına Gülbeyaz'ın verdiği bilgiye göre platform 10 gün önce devlet bakanı Mersin milletvekili Kürşat Tüzmen'le görüşüp Akkuyu'da santral istemediklerine dair bakana topladıkları imzaları verdiler.
Gerek Akkuyu gerek Ankara'da da eylem yapan platform son gelişmeden sonra tekrar meclise gitmeye kararlı.
Gülbeyaz Mersin'de ya da Türkiye'de santral kurulmasına karşı olduklarını şöyle anlatıyor:
"Gelişmiş ülkeler nükleer santralden vazgeçerken dışa bağımlı nükleer santralle geri dönüşümü olmayan atığı oraya bırakamazsınız. Santralin ömrü 40-50 yıl. Atığıyla atığıyla denizi toprağı kirletiyorsunuz. 'Nükleer santralsiz karanlıkta kalacağız' masallarıyla uyuttular. Halbuki rüzgar, güneş gibi yenilenebilir, doğal kaynaklar açısından zengin bir ülkeyiz. Niye o yönde yatırım yapılmıyor? Pahalı, kirli ve riskli yatırıma değer mi?"
Aynı zamanda Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Mersin Şube Başkanı Gülbeyaz Mersinlilerin neden nükleer santral istemedikleriniyse şöyle aktarıyor:
- Akdeniz'in suyu sıcak olması nedeniyle reaktörü verimli soğutamaz. Teknik olarak yanlış.
- 32 yıl önce alınan yer lisansı güncelliğini yitirdi. Çok şey değişti. O zamanlar Mersin'in böylesi turistik potansiyeli ve kıyı şeridinde tarım, seracılık faaliyetleri yoktu.
- Mersin, Adana işsizlikle öne çıkan şehirler. Santrali istihdam vaadiyle kabul ettirmeye çalışıyorlar. Ancak kalifiye elemanı dışarıdan getirmek zorundalar. Yani yöreden 4-5 kişi çaycı vs. olarak ancak çalışır.
- 2002'de yapılan referandumla köylünün yüzde 84'ü santral istemediğini açıkladı. Çünkü uyandılar. Santral rutin çalışsa bile radyasyon emisyonu olur. Bu da tarım, turfanda meyve sebze yetiştiren köylünün zarar göreceği anlamına gelir.
Gülbeyaz ekliyor: "32 yıl önce lisans için rapora imza atan Prof. Dr. Tolga Yarman bugün nükleer santral istemiyor. Yarman'ın imzasının geri çekilmesi ve Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporunun yeniden hazırlanması için hukuki başvuruda bulunmaya hazırlanıyor. İddia ediyoruz ki yeniden hazırlandığında rapor olumlu olmayacaktır." (EZÖ/GG)