Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, A.P.'yi kocasının barışma teklifini kabul etmediği için öldürmesini "münferit bir olay" olarak nitelendirdi; "Yasalarımızda eksik yok ama uygulama sabahtan akşama olmuyor" dedi.
"Bu tür olayların olmaması için her türlü mücadeleyi sürdürüyoruz. Ama yine de münferit vakalar olabiliyor. Olayları sadece kanuni düzenlemeler veya onların getirdiği yaptırımlarla düzeltemiyorsunuz."
"Sistem kadını korumada sınıfta kaldı"
Ankara Aile Mahkemesi Hakimi Eray Karınca'ya göre ise A.P.'nin öldürülmesi, "kadınların Türkiye'de değişmeyen kaderi."
Karınca, "Sistem kadını korumada sınıfta kaldı. İki maddelik 4320 sayılı yasayla cinayetler önlenemez. Yasa çok önemli ve devrim niteliğinde olsa da önemli eksikliklere sahip" diyor.
Karınca, kadınlara en çok ailelerindeki erkeklerin şiddet uyguladığını, şiddete maruz kalan kadınların yüzde 94'ünün kamu kurumlarına başvurmadığını hatırlatıyor:
"Başvuranlar da sonuç alamıyor. Yasal düzenlemeler, kadını aile içi şiddetten korumak yerine koruyormuş izlenimi veriyor."
Karınca'ya göre, kadına yönelik şiddetin önlenebilmesi için Ceza Kanunu'nda ve Ceza Usul Kanunu'nda bu tür suçların tekrarlayabileceği ve telafisi olmayacağı öngörüsüyle düzenlemeler yapılmalı.
"4320 Sayılı Ailenin Korunmasına Dair Yasa çok önemli ve devrim niteliğinde olmakla birlikte önemli eksikleri var. Çocuk ve kadınlara yönelik şiddetle töre ve namus cinayetlerinin önlenmesi için alınacak tedbirlere ilişkin, 2006/7 sayılı Başbakanlık genelgesi kararlı bir devlet politikası olarak sürdürülmeli."
Doğan: Kadın cinayetlerini önlemek hâkimlerin elinde
5 Temmuz 2010'da boşanmış bir kadını eski eşine karşı koruyan bir karar veren İstanbul 1. Aile Mahkemesi Hâkimi İzzet Doğan kadın cinayetlerinin önlenmesinde devletin sorumluluğuna dikkat çekiyor.
Boşanan kadınların eski eşlerine karşı savunmasız kaldığını hatırlatan Doğan, eşinden boşandığı halde koruma talep eden E.D. ile ilgili kararında uluslararası sözleşmeleri ve 4320 sayılı kanunun hakim yorumuna da açık olan bir bölümünü dayanak aldığını vurguluyor.
Eski eşin evine koruma
Birçok kadın boşandıktan sonra evinden atılıyor. Yürürlükteki Medeni Kanun, boşanmış kadınların ev ve eşyaların miras payına mahsuben kadına tahsis edilmesini engelliyor. 4320 sayılı kanundan faydalanabilecekler arasında da boşanmış kadınlar yok. Boşanmış kadınlar koruma istediğinde mahkemelerde yetki sorunu oluşuyor. Kadınların çoğu evden atılmış olduğundan ikametlerinin olduğu evde oturmuyor. Oysa Yargıtay aile konutunun olduğu bölge için koruma veriyor.
Ankara'da A.P.'yi sokak ortasında bıçaklayarak öldüren eski eşi geçtiğimiz hafta tutuklandı. A.P.'nin can güvenliği bulunmadığı için savcılığa suç duyurusunda bulunduğu ve iki kez koruma istediği ancak savcılığın İ.Y.'yi gözaltına almadığı, mahkemeninse koruma talebini "aralarında evlilik bağı kalmadığı" gerekçesiyle reddettiği ortaya çıktı.(BB)
* Bu haberi Vatan ve Cumhuriyet gazetelerinden derledik.