Nimet Çubukcu, kadın derneği yöneticileri hakkında suç duyurusunda bulunduğunda milletvekiliydi. Çubukçu, 2 Haziran'da Güldal Akşit 'in yerine Kadın Aile ve Çocuktan Sorumlu Devlet bakanı olunca davalı olduğu kadın dernekleri yöneticileri bu duruma tepki gösterdi.
En son TESEV 'in düzenlediği "Kadınların Kamu Hayatına Katılımının Güçlendirilmesi ve GODKA Bölgesinde Demokratikleşme" konulu uluslararası sempozyumda bazı kadın derneği yöneticileriyle oturumlarda karşı karşıya gelen Çubukçu, "dava" konusunun açılacağı ayaküstü sohbetleri ve akşam yemeklerine katılmadı.
Olay nasıl gelişti?
Kadınlara "Madde-i mahsusa tayini suretiyle hakaret" gerekçesiyle kamu davası açan Bakan Çubukçu'yla, çeşitli sivil toplum kuruluşlarında, kadın derneklerinde görevli dört kadını karşı karşıya getiren olay, yeni TCK'deki kadınla ilgili maddelerdi.
Kadınlar Mayıs'ta Meclis'te kabul edilen "Anayasa değişikliği" paketindeki "kadın-erkek eşitliği"yle ilgili 10. maddeye "pozitif ayrımcılığın" eklenmesi için kampanya başlatmıştı.
Kampanya çerçevesinde milletvekillerine fakslar gönderildi; o sırada milletvekili olan Nimet Çubukçu kendisine faks çeken kadın örgütleri temsilcileri hakkında suç duyurusunda bulundu.
Kopenhag Kriterleri doğrultusunda Anayasanın 10. maddesinde yapılan değişiklikte pozitif ayrımcılığın kabul edilmediğini belirten kadın dernekleri, çektikleri fakslarda "kadın ve erkek eşit haklara sahiptir, devlet kadınların ve erkeklerin eşitliğini yaşama geçirmekle yükümlüdür" diyerek "Sizi, bu çağdışı ayrımcı tutumunuzdan dolayı kınıyoruz" demişti.
Bakan gazetecilerle konuştu
Hürriyet Gazetesi'nden Gila Benmayor bir toplantıda karşılaştığı Bakan Çubukçu'ya kadın dernekleriyle ilgili davasını anımsatınca Çubukçu "Kotayla ilgili düşüncesinin değişmediğini, bunun sadece siyasi parti tüzükleriyle desteklenebileceği" yanıtını verdi.
Bakan Çubukçu, yine başka bir Hürriyet yazarı Şükrü Küçükşahin'e de düşüncesini değiştirmediğini söyledi.
"Cinsiyet ayrımcılığına da, ayrıcalıklara da karşıyım. Örneğin kota konusu; bence bu ayrıcalık. Ayrıcalık isteyerek, ayrıcalık yaratarak olmaz".
Aynı yazıda Çubukçu, kendisine kadın dernekleriyle mahkemelik olduğu anımsatıp, "Davanızdan vazgeçecek misiniz?" şeklinde bir soru yönelten Küçükşahin'e "Davayı ben açmadım ki. Ben bir suç duyurusunda bulundum, savcı kamu davası açtı. Ayrıca tazminat davası açmadığıma dikkat ediniz" diye cevap verdi.
Buna karşılık Bağa, Bilgütay, Kuraner ve Amado'nun avukatı Şenal Saruhan "Dava kişiseldir, şahsidir. Bakan Çubukçu suç duyurusunda bulunmasa savcı neden dava açsın? Ortada suç yok ki. Eğer bir suç olsaydı, diğer milletvekillerinin de savcıya başvurması gerekirdi" diye cevap verdi.(AD)