Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik bugün Meclis’te yaptığı konuşmada Türkiye’nin yasalarının Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) 176 numaralı "Madenlerde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesi"nden ileri olduğunu söyledi.
Çelik’in konuşması özetle şöyle:
* Diyorlar ki, yasa var ama ILO’da olan bazı şeyler lazım. Çıkardığımız yasa ILO’nun ilerisinde olan bir yasadır. Maden iş güvenliğiyle çıkardığımız yasa AB ile tam uyumludur. Maden iş sağlığı güvenliği ile ilgili sözleşmeler 12 Avrupa ülkesi toplam 28 ülke tarafından onaylanmış. Birileri onayladı da Türkiye takip ediyor durumu yok.
* 2010 yılından itibaren madenlerle ilgili yeni bir teftişi hayata geçirdik. 160 maden ocağı var, her yıl iki kez programlı teftiş ediliyor. Ayrıca ihbar üzerine yaptığımız teftişler var.
Bu bahse ocakla ilgili sekiz kez programlı teftiş yapmışız sekiz kez ihbarlı teftiş yapmışız. Bulunan noksanlar giderilmiş.
* Teftişi yapan kim? Maden mühendisi ve iş teftişte olan arkadaşlar. Teftiş anlık bir hadise. Sensörlerden teknik görüntülerden, gereken olmazsa olmazlar değerlendiriliyor.
Eksik var mı bunlar belirleniyor. Ama ocak canlı bir organizma bir saat sonra bir gün sonda ve bir ay sonra neyin olacağını bilemiyorsunuz. Bunun için yasa iş yerinde iş güvenliği uzmanı ve iş hekimi bulundurma zorunluluğunu getiriyor. Maden mühendisi olmak zorunda.
* 160 yıllık Zonguldak’ta maden ocaklarımız var. 300 kilometrelik alanlar. Bu sistemde yapısal sorunlar tabii ki var. Üç kıtanın arasında getirdiği rezerv ve çalışma koşulları açısından ciddi sıkıntılarımızı var.
* Burada bu araştırma önergesi çok önem arz ediyor. Önemli tespitler ortaya çıkacak. Bu olayda kimse suçlu ortaya çıkacak endişeniz olmasın.
ILO sözleşmelerini imzalamak AB kriteri
İstanbul Politikalar Merkezi'nden Prof. Dr. Cengiz Aktar 19 Mayıs'ta bianet'e verdiği demeçte Türkiye'nin AB üyesi olması yönünde açılması gereken 19. Fasılın kriterlerinden birinin tüm ILO sözleşmeleri dahil olmak üzere bütün uluslararası iş hukuku sözleşmelerini imzalamak olduğunu aktarmıştı.
Türkiye ise 19 yıldır ILO’nın 176 numaralı Madenlerde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesi’ni imzalamıyor.
Sözleşme şunları beraberinde getiriyor:
* Sözleşmeyle işverenler kazaları önlemek için her türlü önlemi alma, işçileri bilgilendirme ve eğitme yükümlülüğü altında.
* İşverenler riski kaynağında bertaraf etmek, güvenli çalışma sistemleri tasarlamak, kaza riskleriyle ilgili işçileri bilgilendirmek ve kaza olduğunda gerekli tıbbi yardıma ulaşmalarını sağlamak zorunda.
* İşverenler sözleşmeyle kaza sonrasındaki sağlık ve kurtarma etkinliklerinin kalitesinden de sorumlu hala getiriliyor.
* Sözleşme, hükümetlereyse teknik kılavuzların hazırlanması, denetimlerin düzenlenmesi, denetimlere ilişkin gerekli yasal düzenlemelerin sağlaması ve kazaların etkili soruşturulması gibi yükümlülükler getiriyor.
* İşçilerin ve temsilcilerininse kazaları, riskli durumları bildirmek, güvenlik ve sağlıklarına ilişkin koşullara dair bilgi edinmek, güvenlik ve sağlık önlemlerinin karar süreçlerine katılmak gibi hakları ve yükümlülükleri var.
Çerkezoğlu: Türkiye sorumluluktan kaçıyor
14 Mayıs’ta bianet’e konuşan DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu Türkiye’nin ILO 176’yı imzalamayarak sorumluluktan kaçtığını söylemişti. Çerkezoğlu “Hükümet de iç hukuk ve yönetmeliklerle idare etmeye çalışıyor. Çünkü sözleşmeyi imzalarda kanun çıkarmak, denetleme ve yaptırım uygulamak zorunda. O da bu zorunluluktan kaçıyor” demişti.
Soma madeninde 301 işçinin öldüğü iş cinayetinin ardından Change.org’da Türkiye’nin ILO 176’yı imzalaması için kampanya başlatıldı. Kampanyaya şu ana kadar 217 bin 137 kişi destek verdi. (EA)
Fotoğraf: Murat Kaynak, AA