Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, 20 Temmuz'da faaliyete geçecek istinaf mahkemelerinin Türkiye'de yargılamaların hızlanmasına katkıda bulunacağı gibi, kararların doğru olmasına da çok büyük katkı sağlayacağına söyledi.
Bozdağ şöyle konuştu:
"İstinaf yargılamasının faaliyete geçmesiyle ceza yargılamalarındaki davaların yüzde 91'i, hukuk yargılamalarındaki davaların yüzde 89'u ve idari yargılamadaki davaların yüzde 80'i yaklaşık istinaf mahkemelerinde kesinleşecektir. Bu, pek çok davanın kısa sürede sonuçlanması ve karara bağlanması sonucunu doğuracaktır. Yargılamaları bu açıdan hızlandıracaktır."
Bozdağ, yeni düzenleme kapsamında ikinci derece sevk mahkemelerinin yargılama sırasında olayı değerlendireceğini ve konunun daha sonra istinaf mahkemelerine geleceği belirterek “İstinaf, kararlarda gördüğü eksiklik varsa, eksikliği bizzat kendisi tamamlayacak” dedi.
İstinaf mahkemeleri Adalet Bakanlığı'nın hazırladığı Danıştay Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile TBMM Genel Kurulu'ndan geçti.
Tasarı hala Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın onayını bekliyor.
Tasarı ne getiriyor?
Tasarı Yargıtay'daki 46 olan daire sayısı 24'e, Danıştayda 17 olan daire sayısı 10'a, Yargıtay'ın 516 olan üye sayısı 200'e, Danıştay'ın 195 olan üye sayısı 90'a indiriyor. Demokrat Yargı Eş Başkanı ve İzmir Hakimi Dr. Orhan Gazi Ertekin konuyla ilgili bianet'e verdiği görüşte tasarının Gülen Cemaati'ne karşı yapıldığını ifade ederken, Türkiye'de yargının özellikle son 10 yıldır iktidar ilişkileriyle doğrudan alakalı olduğunu söylemişti.
Ertekin: Sınırlı kadro ve bilgi standardı olmadan olmaz
"İstinaf Mahkemeleri iş yükünü azaltacak" iddiasıTasarının gerekçesinde, bölge adliye ve idare mahkemelerinin 20 Temmuz tarihinde faaliyete geçeceğine dikkat çekilerek, ilk derece mahkemelerinin verdiği kararların adli yargıda yaklaşık yüzde 90'ının, idari yargıda ise yaklaşık yüzde 80'inin istinaf kanun yolunda kesinleşeceğinin tahmin edildiği belirtiliyor. Bunun sonucu olarak, Yargıtay ve Danıştay'ın iş yükünün de aynı oranda azalacağı ifade edilirken, "Bu nedenle Yargıtay ve Danıştay'ın daire ve üye sayılarını yeniden belirleme ihtiyacı doğmuştur" denildi. |
“Yargıtay ve Danıştay'ın son tasfiyesi 17-25 Aralık sonrası iktidar çalışmalarının artçı sarsıntılarından bir tanesini oluşturuyor” diyen Ertekin, bianet'e verdiği görüşünde istinaf mahkemeleriyle ilgili olarak da şunları ifade etmişti:
“İstinaf Mahkemeleri AİHM'in ve Avrupa Konseyi'nin adil yargılama şartlarından saydığı yargılama zeminidir. Bu mahkemelerde ikinci defa yargılama talep edersiniz. Dolayısıyla iki dereceli yargılamayı bir adil yargılama şartı olarak sayar.
“İstinaf Mahkemelerinin varlığı aslında önemli ölçüde Yargıtay'ı rahatlatır. Fakat İstinaf Mahkemeleri'nin ayakta durabilmesi için bir kaç tane temel şart lazım.
“Bunlardan bir tanesi geniş kadro. İkincisi hukuki bilgi standardı ve içtihat standardı gereklidir.
“Eğer bir hukuki bilgi ve içtihat standardı yoksa İstinaf Mahkemelerinin olağanüstü bir kaos içinde faaliyet göstermesine yol açarsınız. Birinci derece mahkemelerdeki kaosun daha geniş bir alana yayılmasını sağlarsınız.
“Şimdiye kadar ceza kanunları çıkmasaydı, İstinaf Mahkemeleri'nin yaklaşık 70-80 yıllık bir hukuki bilgi standardı üzerinden kendisini üç aşağı beş yukarı toparlayabileceğini bekleyebilirdik.
“Fakat son derece sınırlı bir kadroyla çalışıyor. Onun ötesinde hukuki bilgi standardı hemen hemen hiç yok. Mahkemelerin sınırları belli değil. Böyle bir alanda İstinaf Mahkemelerini inşa edebilmek son derece zor ve tehlikelidir.
“Öte yandan dünyada mahkemeler belli bir cemiyet kültürünün üstünde yükselir. Türkiye'de böyle bir cemiyet kültürü de yok. Yani yargı alanını ayakta tutabilecek, onun kültürel alanını, reflekslerini, faaliyetlerini belirleyebilecek cemiyet kültürü yoksa eğer, şu an olduğu gibi taşranın veya çok çeşitli politik hizip gruplarının rahatlıkla gelip darmadağın edip sonra çıktıkları bir sahaya dönüşebilir.
“İstinaf Mahkemeleri Yargıtay'ın işini azaltabilir ama Türkiye'deki hukuk açısından, yargının geleceği açısından daha olumlu olacağına dair ipuçlarını göremiyoruz.” (EA)
* İstinaf, Arapça kökenli bir sözcük olup yeniden başlamak, baştan başlamak anlamına gelmektedir. Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde ve Cumhuriyet’in ilk yıllarında görülen bidayet mahkemeleri ile temyiz mahkemeleri arasındaki mahkemeye ve bunlara başvuruyu sağlayan kanun yoluna istinaf deniliyordu. (Prof. Dr. Köksal Bayraktar - Mayıs 2016 guncelhukuk.com.tr)