Fotoğraf: AA
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, 13. Büyükelçiler Konferansı’nda yaptığı konuşmada, yargıda çoğunlukla adil kararlar verildiğini, en fazla beş davanın “eleştirilebilir olduğunu” söyledi:
“Türkiye'yi eleştirenler, 7 milyon 621 bin 783 davadan kaç tane davayı gündeme getiriyorlar. 'Adalet yok.' diye bağıranların gündeme getirdikleri dava sayısı 1, 2, 3, 4, 5... 'Say.' dediğinizde beşten fazlasını sayan çıkmıyor. O beş tanesini de bilmiyorlar. Dosyayı, delilleri bilmiyorlar, sadece taraftarlıklarına göre dosyayı görmeden, delilleri görmeden taraftarlarının yaptıklarına inanarak, o dosyada görev yapan hakim ve savcıları mahkum eden yaklaşımlar ortaya koyuyorlar.
“Bir ülke düşünün, 8 milyona yakın her yıl mahkemelerinde davalar görüşülüyor, karara bağlanıyor ama tartışılan dava sayısı 1, 2, 3... Bunlara baktığınızda bunlar da terörle ilgili, irtibatlı olan davalarla alakalı. Biz hüküm verirken, 8 milyon dosyadan iki tane dosya tartışılıyor, eleştiriliyor, şöyle, böyle deniyor diye 8 milyon dosyada verilmiş hakkaniyete, adalete uygun bütün bu kararları veren hakimleri göz ardı mı edeceğiz?
“Bu ülkenin yargısını iki tane dosya üzerinden yargılayıp, bu ülkenin adalet anlayışını iki siyasal taraftarlığa göre yargılama yapan sosyal medya veya siyasetçilere göre değerlendirip, dosyayı, delili bilmeden Türkiye'nin adalet sistemini, yargısını, yargı görevini yapanları mahkum etmek adil midir? Adil değildir.”
“Görmezden, duymazdan gelin demiyoruz”
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) Osman Kavala hakkındaki uygulanmayan kararına yönelik de şu değerlendirmede bulundu:
“Türkiye, AİHM kararlarına, bu kararlara uymayı taahhüt eden ülkeler içerisinde oran itibarıyla en yüksek oranda uyan ülkedir. AİHM kararlarına uymayı taahhüt eden ülkelerin toplamının uyma oranı yüzde 80,14, Türkiye'nin uyma oranı 87,90'dır, yaklaşık yüzde 88.
“Biz bugüne kadar AİHM'in kararlarına uyduk ve uyguladık. Osman Kavala hakkında AİHM'in verdiği hak ihlali kararını da Türk mahkemesi uygulamış ve uymuştur. Başka bir suç nedeniyle, yargılama nedeniyle tutuklamış ve yargılaması devam etmiş, şimdi hükümözlüdür.
“AİHM, uyguladığı sözleşmeye uymuş olsaydı, bu şekli bir denetimdir, çünkü karar var, uymuş mu, uymuş, bitti. Siz niyet okuyarak, muvazaa yaptınız diyerek başka bir kararı, önceki kararı yok sayan bir karar olarak değerlendiremezsiniz.
“O karar, başka bir ihlal iddiası başvurusuna konu olabilir. Önüne geldiğinde de mahkeme bunu değerlendirip, karara bağlayabilir. Uygulanmış bir karara, uygulanmamış diyemez. Bizim Avrupa Konseyi ve AB kurumlarından beklediğimiz, Türkiye'ye karşı adil ve tarafsız olmalarıdır. Biz, bize karşı biraz görmezden, duymazdan gelin demiyoruz. Bize karşı adil olun diyoruz.
“AİHM de maalesef jet hızıyla karar verdi”
“Osman Kavala konusunda Türkiye, kararı uyguladığı halde Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesine müracaat edildiğinde, Bakanlar Komitesi yıllar yılı bekleyen dosyaları görmezden geldi, hemen toplandılar, karar aldılar.
“AİHM'e görüş sordular. AİHM de buna maalesef jet hızıyla karar verdi. Bizim istediğimiz, eğer bir ihlal varsa elbette Türkiye, uyacaktır ve uygulayacaktır ama başkalarına yaptığınız muameleyi Türkiye'ye yapmanızdır. Türkiye'ye karşı adil ve tarafsız olmalarıdır. Bize karşı adil ve tarafsız bir yaklaşım ortaya koymadıklarını açıklıkla ifade etmek isterim.”
Avrupa Konseyi ihlal süreci
AİHM 10 Aralık 2019'da Kavala'ya ilişkin olarak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 18. maddesinin ihlal edildiğine hükmetti.
TIKLAYIN - Avrupa Konseyi'nin Osman Kavala kararının ayrıntıları
TIKLAYIN - Avrupa Konseyinden Osman Kavala kararı
Dosya, üye devletlerin kararlara uymasını denetleyen Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin, mahkemenin 10 Aralık 2019 kararının uygulanmamasıyla ilgili ihlal prosedürü başlatmasının ardından Büyük Daire'ye taşındı.
Büyük Daire, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin "kararların bağlayıcılığı"nın düzenlendiği 46/1 maddesine dayanarak, Türkiye'nin AİHM kararına uymamasıyla ilgili 11 Temmuz’da kararını açıkladı.
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin 2 Şubat 2022 tarihinde başlattığı ihlal prosedürü kapsamında açıklanan kararda, Türkiye’nin, AİHM kararlarına ilişkin yükümlülüklerini yerine getirmediği sonucu yer aldı. AİHM, bu konuyu içeren Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin (AİHS) 46/1. maddesini ihlal ettiği hükmüne vardı. Karar, 1'e karşı 16 oyla alındı. Tek karşı oy, mahkemenin tek Türkiyeli yargıcı Saadet Yüksel’den geldi. Yüksel karara yazdığı şerhte, çoğunluğun görüşüne katılmadığını ifade etti.
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, bu ihlal kararına karşı nasıl bir yaptırım kararı alacağını görüşecek.
Yaptırım ihtimalleri arasında, Türkiye'nin Konsey üyeliğinden çıkarılması veya oy hakkının askıya alınması da bulunuyor.
Kararın tamamına buradan ulaşabilirsiniz. [İngilizce]
(AS)