Türk Tabipleri Birliği (TTB) kamuda çalışıp muayenehanesi olan doktorlar için "tuzu kuru" diyen Sağlık Bakanı Recep Akdağ'a "aynı şekilde çalışmıyor muydunuz" diye sorarak yanıt verdi.
TTB Anayasa Mahkemesi'nin "tam gün" yasasını kısmen iptal etmesinin ardından bugün düzenlediği toplantıda şöyle dedi:
"Sağlık Bakanı Dr. Recep Akdağ'ın, kamuda çalışıp muayenehanesi olan hekimler için ısrarla kullandığı 'tuzu kuru doktorlar' ifadesi ve geçtiğimiz gün bir televizyon kanalında söylediği 'Neden bir üniversite öğretim üyesi, bir anabilim dalı başkanı, hem anabilim dalı başkanı olacak hem de muayenehanem olacak, der? Bunun sebebi çok açık. O ana bilim dalı başkanlığını muayenehanesi için bir şekilde kullanıyor da ondan' sözleri için ise şimdilik sadece; kendisinin de politikaya girmeden önce Erzurum'da Atatürk Üniversitesi'nde öğretim üyesi iken aynı şekilde çalışıp çalışmadığını sormakla yetindiğimizi belirtiyoruz."
Bakan'ın Birlik'in "paralı sağlık hizmetini savunduğu" iddialarını, TTB şu sözlerle kınadı ve yanıtladı:
TTB her zaman ve açık sözlülükle herkese eşit, ücretsiz ve nitelikli sağlık hakkının ve hekimlerin emeklerinin karşılığını alabildikleri bir Tam Gün uygulamasının savunucusu olmuştur. Hazırladığı alternatif "Tam Gün Yasa Tasarısı"nı da hekimlerin ve kamuoyunun yanı sıra Sağlık Bakanlığı'nın da bilgisine sunmuştur.
TTB'nin karşı çıktığı, bir yandan sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesi-ticarileştirilmesi, bir yandan da hekim emeğinin ucuzlatılmasıdır.
Sağlık Bakanı'nın "Türk Tabipleri Birliği tarih önünde hesap verecektir" sözlerini ironi olarak kabul ediyoruz.
Tarih önünde hesap verecek olanlar, Avrupa Birliği Üçüncü Ulusal Programı'nda sağlık sektörünü özelleştirme kapsamına alanlardır.
Vatandaşlara her bir reçete için 15 TL "katılım payı" ödetenlerdir.
Özel hastanelere müracaat eden sigortalılara yüzde 70, yüzde 100 oranlarında "ilave ücret" ödetenlerdir.
Vatandaşların sağlık hizmeti alabilmek için yaptıkları cepten harcamaları, uyguladıkları politikalarla dört katına çıkaranlardır.
Bazı sağlık hizmetlerini "istisnai sağlık hizmeti" sınıfına sokarak yüzde 300'e kadar "katılım payı" alınmasını düzenleyenlerdir.
Vatandaşlardan, sadece ayaktan tedavilerde değil, hastaneye yatarak tedaviler için de "katılım payı" almayı öngörenlerdir.
"Kamu Hastane Birlikleri Yasa Tasarısı"yla, mevcut devlet hastanelerini şirket hastanelerine dönüştürerek özelleştirmeye hazırlananlardır.
Birinci basamak sağlık hizmetlerini özelleştirenlerdir.
"Kamu özel ortaklığı" adıyla 3 bin -5 bin yataklı hastane kampüsleriyle, adeta hasta fabrikaları için kentin en merkezi yerlerindeki arazileri uluslararası tekeller için rant alanları haline getirenlerdir.
Kendi üyesi olduğu da dahil muhalefet eden meslek örgütlerini kapatmayı akıllarından geçirenlerdir.
Sağlık Bakanlığı'nı "Taşeron Bakanlığı"na çevirenlerdir.
Hekimleri, sağlık çalışanlarını kötü çalışma ortamlarında, güvencesiz koşullarda, düşük ücretlerle çalışmaya zorlayanlardır. (TK)