Fettullah Demirtaş'ın bir resminden detay.
İnsan Hakları Derneği İzmir Şubesi ile Karabağlar Belediyesi’nin işbirliğiyle açılan “Bak yeryüzü ne kadar geniş, ne kadar dar” adlı sergi İzmir’de, Çalıkuşu Kongre ve Sergi Salonu’nda ziyarete açıldı.
Sergide F tipi cezaevlerinde yatan yedi siyasi hükümlünün yaptığı, çoğu yağlıboya çalışması tablolar yer alıyor.
20 yıldır tutuklu bulunan Ahmet Özgen, Mehmet Kartal, Mehmet Yaşan, dört yıldır tutuklu olan Abdülkadir Dilsiz, altı yıldır tutuklu olan Selçuk Esin, 19 yıldır tutuklu olan Fethullah Demirtaş Kırıklar Buca 2 No’lu F Tipi Cezaevi’nde, 19 yıldır tutuklu bulunan A. Seyithan Özer ise Hacılar Kırıkkale F Tipi Cezaevi’nde resim çalışmalarını sürdürüyor.
İHD cezaevi komisyonundan Asya Kaya serginin açılışında yaptığı konuşmada “Onlar dört duvar arasından, içinde olmak istedikleri dünyayı sunuyorlar. Ve bizlerle buluşmak adına bu serginin açılmasını talep ettiler” dedi.
Açılışa katılanlardan Elif Özer, oğlu A. Seyithan Özer’in yaptığı resimlerden birini göstererek cezaeviyle evleri arasındaki mesafeyi vurguluyordu.
”Nusaybin’in Dallıağaç Köyü. Bizim köyümüz. Bu da bizim evimiz. Üç çocuğum köyde oldu, sonra Diyarbakır, sonra İzmir’e geldim.
“Oğlumu ziyarete bayramdan bayrama gidiyorum, çok uzaktır.
“Oğlum 19 yaşında cezaevine girdi, 39 yaşında şu an. Üzülüyorum. Gece gündüz haberlerde kulaklarımız, kim ne dedi, kim ne yaptı, nasıl oldu, nasıl olacak… Bir çözüm olacak diye bekliyoruz.
“Yalnız benim değil, herkesin çocuğuna. Herkes ana babasına kavuşsun. Biz umutluyuz. Herkes elinde ne varsa yapar inşallah.”
Katılımcılar
İsmini Arkadaş Zekai Özger’in Sevdadır şiirinden alan sergide resimleri yer alan hükümlüler resimle kurdukları ilişkiyi şöyle anlattı.
Ahmet Özgen'in bir resminden detay.
Ahmet Özgen: Başlangıçta öğrenmek için merak saldım, öğrendikten sonra cezaevini donuk, monoton yaşamını ve daraltılmış sınırların tutsaklığını aşmanın bir yolunu keşfettim. Tuvale açılacak bir pencereyle özgürlüğü yaşamaya çalışıyorum.
Mehmet Kartal: Zindanların kederinden, sorunlarından uzaklaşabilmek için sanatın iyi bir ufuk olduğunu gördüm. Şimdiki hayatların ağır sorunları karşısında doğaya yönelen ferahlatıcı manzaralar çizmeyi seviyorum.
Mehmet Yaşan: Resim tutkusu çocukluktan gelen bir tutkuydu. Adeta derinden uykuya dalmış bir duyguydu. Siverek de meşhur bir deli vardı, yağlı boya resimleri yapardı, ilgiyle seyrederdim.
Siyasi-ekonomik nedenlerle resim yapamadım. F Tipi cezaevlerine girişle birlikte bir iki arkadaşımın teşvikiyle cesaret alıp başladım.
Abdulkadir Dilsiz: Resme ilgim çocukluktan gelmektedir. Suluboya dersleri aldım, soyut resimlere meraklıyım. Karakalem üzerine kendimi geliştirdim. Bazı karakalem resimlerim Fransa’da kartpostal olarak satılıyor.
Redon şehrinde kişisel sergim yapıldı. Resim yeteneklerim işletmenin bir yolu oldu.
Selçuk Esin: Cezaevindeyken geçmişte özgür alanların doruklarında doğayla iç içe yaşadığım yıllar yüreğimde daha da büyüdü. Yüreğimde oluşan doğa hasreti özlemle bütünleşip tuvallere yansıdı. Aslında özlem ve hasretimi tuvallere yansıtmaya çabalıyorum.
Zamanla her çizimde kendimi zindan duvarlarının dışında buldum. Yüreğimde tasarladığım, hasretini çektiğim aynı zamanda tuvale işlediğim doğanın içinde kendimi hissetmeye başladım.
Fethullah Demirtaş: Düzene sokuldukça güzelliği ve büyüsü kaybolan bir dünya var karşımızda. Müdahale edilmeyen hiçbir varlık kalmadı. Güzelliği yitirilmekte olan hayatı hak ettiği gibi görmek, geri istemek, layığıyla yaşamak için bulunduğumuz her noktadan inşacı olabiliriz.
Şöyle de söylenebilir, yangın çoğaldıkça gözyaşını çoğaltır, gözyaşı da yangını… Su, ateş gibi zıtlar bir arada iken dünyada gerçek sevginin anlamı bilinir. Resimle aşkı, sevgiyi ve güzellikleri hatırlatmak istiyoruz. Bunun için kendimi hala amatör görüyorum.
A. Seyithan Özer: Resme olan ilgim çocukken başladı, ancak bir yeteneğim olduğunu cezaevinde geçirdiğim zaman içinde keşfettim.
İçine doğduğum ve büyüdüğüm kültürün enstrümanlarını ve figürlerini; yaşadıklarımı ve özgürlüğümden mahrum edilmenin getirdiği hasret duygumu tuvale yansıtmaya çalışıyorum. Bu yansıtma çabamın, verimliliğimi yoğunlaştırdığını ve resim ile olan bağımı güçlendirdiğini düşünüyorum.
Bulunduğum cezaevlerinde tretman bağlamında yapılan/açılan tüm karma sergilere katıldım.
2010 yılında İzmir Mezopotamya Kültür Merkezi'nde ilk kişisel sergim düzenlendi. Aynı yıl içinde Bingöl İnsan Hakları Derneği Şubesi’nin düzenlediği resim yarışmasında, 2009 yılında Van iline bağlı Şenlik köyünde koyun otlatırken askeri mühimmata basarak (14 yaşındayken) ölen Ceylan Önkol anısına yaptığım “Ceylan’ın Gözleri” isimli resimle birincilik ödülü aldım.
2012 Şubat’ında, İzmir Konak Belediyesi Selahattin Akçiçek Kültür Merkezi’nde 12 gün süreli ikinci kişisel sergimi açtım. (Gİ/YY)
* Sergi 22 Mart’a kadar açık kalacak.
* Manşet resmi Seyithan Özer'in bir resminden detay.
* Yer: Çalıkuşu Kongre ve Sergi Salonu- Karabağlar Belediyesi Hizmet Binası Çalıkuşu Mah. 3209 Sok. No:47/A Karabağlar.
İletişim: Karabağlar Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü (232) 414 7654- 414 7764