Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Siyaset ve Liderlik Okulu Sertifika Töreni’nde yaptığı konuşmada, Barış ve Demokratik Toplum Süreci ile İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'nden Abdullah Öcalan'ın gönderdiği mesajlara dair konuştu.
Öcalan’ın son mesajlarını “makul ve olumlu” diye nitelendiren Bahçeli, sürecin kararlılıkla ilerlediğini belirterek, “Barış kuşunun ikinci kanadı inşallah takılacak ve uçuşunu herkes görecektir” dedi.
“Milli birlik ve kardeşliği hedefliyoruz”
Süreç boyunca ortaya çıkan provokatif çıkışlara rağmen çalışmalarını istikrarlı şekilde sürdürdüklerini söyleyen Bahçeli, asıl hedeflerinin “milli birlik ve kardeşlik ruhunu güçlendirmek” olduğunu ifade etti.
Türkiye’nin hem küresel hem de bölgesel tehditlerle karşı karşıya olduğuna işaret eden Bahçeli, “Göz kamaştıran gelişmelerin eşiğindeyiz. Dedikodu anaforuna kapılmadan, cesaret ve hamiyetle ilerliyoruz. ‘Terörsüz Türkiye’ hedefi için tek yürek olmaktan başka seçenek yoktur” dedi.
“Öcalan’ın mesajları makul ve muteber”
Bahçeli, komisyonun Abdullah Öcalan ile yaptığı görüşmeye de değinerek, Öcalan’ın mesajlarının sürece katkı sunduğunu vurguladı:
“PKK’nin kurucu önderliğinin mesajları makul, müspet ve muteberdir. Bu mesajların hilafına yapılan maksatlı açıklamaların bir değeri yoktur. Ülkemiz akıl, adalet ve ahlâk temelli bir barış mimarisini inşa etmektedir.”
Bu süreci sabote etmeye yönelik girişimlerin ağır bir sorumluluk doğuracağını belirten Bahçeli, “Buna yeltenenler iki cihanda da vebal altında kalır” dedi.
“Tarihi bir fırsatı kaçırmamalıyız”
Bahçeli, daha önce dile getirdiği “Barış tek kanatlı kuş değildir” sözünü anımsatarak, sürecin tamamlanması yönünde umutlu olduğunu belirtti:
“Barış kuşunun ikinci kanadı inşallah takılacak ve uçuşunu herkes görecektir. İşbirliğinden ve dayanışmadan yanayız. Bu tarihi fırsatı heba edemeyiz. Ütopik, ölçüsüz sözlere sırtımızı dönüyor; Kürt kardeşlerimizi muhabbetle kucaklıyoruz.”
“Kalıcı birlik örmeye çalışıyoruz”
Türkiye’nin geleceğine dair karamsar tablo çizenlerin tarihin karanlık sayfalarında kaybolacağını söyleyen Bahçeli, toplumsal dayanışmanın önemine vurgu yaptı:
“Parçalanmak istenen kardeşlik hukukundan güçlü ve kalıcı bir birlik örmeye çalışıyoruz. Çağımız dijital devrimle ahlâkın sesinin bastırıldığı bir çağdır. Bizim müşterek ahlâkımız hürmet, hizmet ve merhameti esas alır. Bu ahlâkın etrafında toplanmanın vakti gelmedi mi?”
"PKK'nın kurucu önderliğinin söylediği gibi zihinsel anlamda da silahların terk edilmesi gerekmiyor mu?"
Bahçeli, PKK’nin silahlı mücadeleyi sonlandırma yönündeki açıklamalarını hatırlatarak sözlerini şöyle tamamladı:
"Kürt kardeşlerimizin alayını hasretle, muhabbetle, hürmetle kucaklıyoruz. Unutmayınız ki, Türkiye'nin geleceğini karanlık görenler, tarihimizin zifiri karanlık köşelerinde unutulup gideceklerdir. Parçalanmak istenen kardeşlik hukukumuzun ince ipliklerinden bir anlam, kalıcı bir birlik ve karşılıklı ahlaki sorumluluk örmenin gayesindeyiz. Bugünkü çağımız, makine gıcırtısıyla, dijital devrimin ahlak sedasını susturduğu çağdır. Bizim müşterek ahlakımız, hürmet, hizmet ve merhamet ilkelerini kendinde birleştiren aşk, akıl ve adalet ahlakıdır. Bu ahlakın etrafında toplanmanın vakti gelmedi mi? Bu ahlakın potasında hep beraber erimenin vakti gelmedi mi? PKK'nın kurucu önderliğinin söylediği gibi, yalnızca filli silahların değil, zihinsel anlamda da silahların terk edilmesi gerekmiyor mu?"
"Ahlaki kriz"
Ayrıca Bahçeli elediyelerle ilgili yolsuzluk iddialarına değindi, şöyle devam etti:
"Belediyeleri kasıp kavuran rüşvet, irtikap ve yolsuzluk iddiaları yaygın ve yoğun bir ahlak krizi değil midir? Yüzyılın yolsuzluğu olarak tanımladığımız İstanbul Büyükşehir Belediyesi soygunu, her tarafa sıçramış gayrimeşru ve gayri hukuki ilişkiler manzumesi milli hafızaya mıh gibi yerleşen, bıçak gibi saplanan bir ahlak krizi değil midir? Buna karşı adaletin devreye girmesine bühtanla saldırmak, yargı mensuplarımızı itibarsızlaştırmaya kalkışmak hem adalet hem de ahlak krizi değil midir? Yeni nesil çetelerin etrafa korku salması, çocuk yaştaki tetikçilerin sahaya sürülmesi, uyuşturucu kullanım yaşının inanılmaz şekilde düşmesi, ailelerin dağılıp umutların sönmesi bir ahlak krizi değil midir? Büyükçekmece Adliyesi emanetindeki altın ve gümüşleri çalıp yurt dışına kaçmak, her düzey ve derecede emanete ihanet etmek bir ahlak krizi değil midir?"

BARIŞ VE DEMOKRATİK TOPLUM KONFERANSI
Abdullah Öcalan: Demokratik toplum sosyalizmi temelinde kurtuluşa yürüme zamanı
Öcalan ne demişti?
"Kürtler olarak 52 yıllık PKK mücadelesiyle varlık ve onur savaşımını tamamladık ve artık demokratik cumhuriyetin ve demokratik toplumun yeniden inşa edileceği bir döneme girdik. PKK, Kürt halkının ulusal varlığını güvenceye kavuşturarak, tarihsel misyonunu doldurmuş, aynı zamanda ulus-devlet sosyalizminin tıkanıklığını da açığa çıkarmıştır. 20. yüzyıl sosyalizmi negatif devrim hamlesi olarak ortaya çıktı ama yerine yenisini koyamadı. 1990’lara gelindiğinde çoğu kesimin sosyalizmden kaçtığı bir dönemde 'Sosyalizmde ısrar insan olmakta ısrardır' diyerek, tüm yaşamımı bu umudu yeniden kurmaya adadım. Büyük bedellere rağmen yürütülen mücadele bugün teorik ve pratik eleştirilerle yoğrulmuş bir mirasa dönüşmüştür. Bu mirası doğru sahiplenmek, sosyalizmi bir anı olmaktan çıkarıp halkın nabzında canlı bir toplumsal güç haline getirmeyi gerektirir."
(EMK)



