MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yaklaşık beş aydan sonra ilk kez Meclis grup toplantısına katıldı.
Sağlık sorunları nedeniyle en sonra 28 Ocak'ta grup toplantısına katılan Bahçeli, "Malumu olduğunuz zorunlu hallerden dolayı grup toplantılarımıza bir süreliğine ara vermiştik. Hamd olsun bugün yeniden bir aradayız" dedi.
"Kanlı oyunlara karşı hazırlıklı olmalıyız"
Konuşmasında İsrail'in İran'a saldırısına, bölgedeki gelişmelere ve süreç tartışmalarına yer veren Bahçeli, özetle şunları söyledi:
"Biz Türkiye'yiz, kapılarımızı örtüp perdeleri indiremeyiz. Türkiye Yüzyılı'nı ihya etmenin çabasındayız. Terörsüz Türkiye'ye ulaşmanın azim ve kararlılığındayız.
Etrafımızdaki kanlı oyunlara karşı hazırlıklı olmalıyız. Tehlikenin önemsizi olmaz olamaz. Tehdidin büyüğü küçüğü olmaz, olamaz. Hep bir hesap, plan devrededir. Tedbiri elden bırakmamalıyız. Uyumanın sonucu esarettir.
"Siyasetimizi boş hayaller üzerinde yapmıyoruz"
Hedefimiz dönemin şartlarında benzerlerini ecdadımızın başardığı tarihi nizamın çağdaş bir yansımasıdır. Çünkü büyük Atatürk'ün tanımladığı gibi Diyarbakırlı, Vanlı, Erzurumlu, Trabzonlu, İstanbullu, Trakyalı ve Makedonyalı hep bir ırkın evlatları, hep aynı cevherin damarlarıdır.
Yeter ki bu cevher işleyecek ve ilerletecek siyaset ustalığına, akıl ve ahlak olgunluğuna ulaşılabilsin. Biz siyasetimizi boş hayaller üzerinde yapmıyoruz. Biz siyasetimizi yalnızca vekamıza yönelik arayan düğmelerine basmak olarak yorumlamıyoruz. Sebepleri sorgulamadan sonuçları eleştirmenin bir anlamı olmadığına inanıyoruz.
"Tehdidin küçüğü, büyüğü, olmaz"
Sebepler sabit kaldıkça sonuçların da aynı olacağını biliyoruz. Bu kesintisiz döngünün sürekli şikayet edilen sonuçlardan başka bir akıbet oluşturmayacağını yaşayarak biliyoruz. Bize göre siyaset iftihar ettiğimiz Türk milletine hizmet için lütfedilen tarihi bir fırsatın tanımıdır. Bu fırsatı kullanmaya aday diğer aktörlerle girişilen hizmet yarışında öne çıkma becerisidir.
Unutmayınız, tehdidin küçüğü, büyüğü, tehlikenin önemlisi, önemsiz olmaz, olamaz. Bugün hafife alınan bir alarm, küçümsenen bir provokasyon yarınlarda korkunç badireleri doğuracaktır. Şayet vatanımızda Türk milleti ve Türkiye Cumhuriyeti halinde bağımsız, bağlantısız, bir ve bütün olarak yaşamanın sonuna kadar şeref yeminini tutacaksak etrafımızdaki her sarsıntıya, her saldırganlığa, her kanlı oyuna karşı proaktif şekilde hazırlıklı ve dirayetle hareket etmek durumundayız.
"Bize bir şey olmaz diyemeyiz"
Bize bir şey olmaz diyemeyiz. ‘Abartmaya gerek yok. Kim saldıracakmış? Bırakın bu masalları’ diyen müflis, müşrik ve münafık zihniyetlere itibar edemeyiz. Ancak yeni bir dünya savaşı ile ilgili tahmin ve kanaatlerin yoğunlaşmasından dolayı çok boyutlu krizlere seferberlik ruhuyla odaklanmanın ertelenemez bir mecburiyet olduğunu düşünüyorum. Tahran'a, Bağdat'a, Şam'a, el cümle diğer komşu ülke başkentlerine atılan bombaların Ankara'ya etkisi olamayacağını iddia etmek için ya cahil ya da görevli bir işbirlikçi olmak kafidir.
İsrail İran'a saldırarak Gazze soykırımını perdelemek istemiş. Terörsüz Türkiye'nin tekerine çomak sokmaya tertip etmiş, korku uyandırarak komşu coğrafyaların siyonist emperyalist kurguya göre yeni baştan tanzimini ve tasnifini planlamıştır.
"Allah muhafaza 3. Dünya savaşı çıkarsa..."
Coğrafyaların bombalanarak silkelenmesi, altının üstüne getirilmesi, barışçıl diyalogları köstekleyecek, huzur ve istikrar özlemini köreltecek, vekalet savaşlarını kızıştıracak, sonu gelmeyen çalkantılar dönemi başlatılacaktır.
Allah muhafaza 3. Dünya Savaşı'nın çıkması halinde ise insanlık ve dünya medeniyeti kendi kendini yiyip bitiren yok yakıp yok eden canavar bir organizmanın durumuna düşecektir.
İsrail, tüm eşikler aşılmış sözün hükmü hepten aşınmıştır. Otokontrolünü kaybeden sözde bir devlet şiddetin bütün düğmelerine gözü kapalı şekilde basmaktadır.
İsrail ve sırtını dayadığı ülkeler terörizmin ana sponsorudur. Bunu yok saymak demek köleliğe razı olmak, küfre diz çökmek, zillete yaka iliklemek demektir."
(RT)









