"Her şey için Suriye'yi suçlamak istiyorlar, ama başkanımızın açığını yakalayamıyorlar. Beşar El Esad Birleşmiş Milletler'in 1559 sayılı kararının gereklerini yerine getirecek, birliklerimizi Lübnan'dan çekecek, ama bunun Bush'a yeteceğini sanmam. Bütün bölgeye hükmetmek istiyorlar" diyor esnaf Adnan Bab. Başkanıyla gurur duyduğunu söylüyor; Yaser Arafat'ın ölümünden sonra, genç Esad'ın Ortadoğu'da Amerikan kampı dışında kalan, İran'la ABD'nin birlik olan tek Arap yönetici olduğunu söylüyor.
"Biz ikimiz kavga etsek, gelip sorunu çözen polis olur, komşumuz değil. Dünya polisinin adı BM olmalı, ABD değil" diyor Muhammed El-Laham, Suriye sokaklarındaki kızgınlığı yansıtan başka bir tüccar.
Şam'ın görünümü, son başkan Hafız El-Esad'ın Haziran 2000'deki ölümünden sonra değişmiş durumda. Eskiden bütün şehir onun resimleriyle kaplıyken, şimdi geriye çok azı kalmış durumda; oğlu, yeni başkan Beşar El Esad da bunları değiştirmemiş. Beşar El Esad, tipik, Ortadoğulu bir tarzla, iktidarı miras olarak devraldı -Suriye bir cumhuriyet, ama iktidar böyle yürüyor, monarşilerde olduğu gibi.
Birçok kişi genç Esad'dan memnun, işler yavaş yavaş değişiyor.
"Devletin medya tekeli sona erdi, herkes daha önceleri yasak olan Arap uydu kanallarını izliyor. Her gün yeni İnternet kafeler açılıyor, hatta Şam'da birkaç bankamatik bile var" diyor Dr. Irmeli Perho, Ortadoğu Fin Enstitüsü'nün yöneticisi. Son üç yıldır Şam'da yaşıyor, değişimi görmüş durumda.
"İnsanlar daha açıklar, aralarında siyasi konuları bile açıkça tartışıyorlar, yabancılarla da tartışıyorlar. Bundan birkaç yıl önce pek rastlanmadık bir şey. Ama dış tehditler baş gösterdiğinde, gelişmenin durma tehlikesi var."
Birçok kişi bu görüşe katılıyor. Şair Adel Mahmud, 2000 yılında daha çok ifade özgürlüğü ve siyasi hak talep eden 99 yazar, şair ve aydından biriydi. Şimdi, bekleyebileceğini söylüyor.
"Demokrasinin yokluğundan kaygı duyuyoruz, daha çok demokrasi, insan hakları ve ifade özgürlüğü istiyoruz. Ama şu an bekleyebiliriz, zira bütün ülke tehdit altında. Görünüşe göre, ABD siyasetlerini üretenler çok kolay hata yapabiliyor ve Ortadoğu'yu anlamıyor" diyor Adel Mahmud. Yaygın olduğu görülen görüşü o da paylaşıyor: ABD'nin "yeni Ortadoğu'yu" inşasında, sırada Suriye var.
"Bölgedeki jeopolitik sistem değişecek, devletlerin yapısı da, geleceğin gerçeği bu. Tehlikeli olan, Arap sokaklarında da görüldüğü ve anlaşıldığı gibi, bu değişimi İsrail'in yararına olacak şekilde zorlamak. ABD'nin yaklaşımı,geride çokça aşağılanma ve kızgınlık bırakıyor. Bay Bush, yeni terörist eylemlere daha çok Cihat'çının katılmasını başardı. Şimdi karşımızda yeni ve patlamaya hazır bir aşırılıkçı pan-Arapçılar ve köktenci pan-İslamcılar karılımı var. Bu karışım patlamaya fazlasıyla hazır" diye uyarıyor Dr. Samir El Taki, Şam'daki Stratejik Çalışmalar Merkezi'nin yönetim kurulu üyesi.
Burada kimse, Suriye ABD ilişkilerinin neden tatsızlaştığını gerçekten anlamış görünmüyor. Son başkan Hafız El Esad, koyu bir Baas partisi kuşağındandı, ama Londra'da eğitim görmüş olan oğlu daha yumuşak bir tavrı benimsemiş durumda.
"Babanın gölgesi uzun. Yeni başkanın etrafı, çokça gücü ve nüfuzu olan, aynı zamanda korumaları gereken çıkarları da olan 'eski nöbetçilerle' çevrilmiş durumda" diyor Dr.Irmeli Perho.
Suriye askeri açıdan zayıf; Lübnan'dan çekilme talepleriyse, yaygın bir şekilde, başka bir şeyin kılıfı olarak görülüyor.
"Kabaca söylersek, Suriye ordusu sıfırdır. Silahlarını Sovyetler Birliği'nden alırlardı, şimdiyse Rusya'dan satın almak zorundalar, Suriye'nin de parası yok. Ordunun askeri çok, ama eğitimleri zayıf, silahları eski. Suriye kimseye tehdit değil" diyor Dr. Perho.
"Suriye birçok işgal yaşadı, İngiliz, Türk işgalleri. Ama ABD'nin Irak'taki tecrübelerinden ders alması gerekirdi. Bütün bölgeyi vuramazlar. Suriye tek başına, bütün Arap rejimlerinin ABD'yle iyi ilişkileri var. Birçok şeyin yok edilebileceğini, ama ülke ve toprak sevgisinin yok edilemeyeceğini biliyorlar" diyor şair Adel Mahmud. (LR/TK)
* Leena Reikko, Finlandiya Radyo Televizyonu, Ortadoğu serbest muhabiri. Reikko'nun bianet için yazdığı yazısını, Tolga Korkut Türkçeleştirdi.