Suriye'deki bağımsız medya kuruluşları Beşar Esad rejiminin 8 Aralık’ta devrilmesiyle başlayan tarihsel değişim sürecinde, basın özgürlüğünün ülkenin geleceğinin temel taşı kabul edilmesine yönelik ortak bir çağrı yayımladı
Enab Baladi, Arta, El-Cumhuriye ve Rozana gruplarınca yayımlanan bildiri, gazetecilerin onlarca yıl süren Esad dönemindeki acımasız baskılar altında ortaya koydukları olağanüstü fedakarlıkları anımsatarak Esad sonrası Suriye'de ifade özgürlüğünü teminat altına almak için yapısal reformlara duyulan acil ihtiyacı vurguluyor.
Esad yönetiminde hakikatin bedeli
Esad rejiminin, elli yılı aşkın egemenliği altında yürüttüğü, muhalifleri bastırmaya ve gazetecileri susturmaya yönelik amansız kampanya boyunca haberciler hapis, zorla kaybedilme, işkence ve sürgünle, aileleri de yıldırma ve şantajla karşı karşıya kalmışlardı.
Sınır Tanımayan Gazeteciler'in (RSF) verdiği sayılara göre Suriye’deki çatışmalar sırasında 283 gazeteci öldürülmüş ve bu cinayeterin 161’inin doğrudan doğruya Esad güçlerince gerçekleştirildiği saptanmıştı. Bu döndemde sayısız insan zulme ve bedensel bütünlüklerine yönelik saldırılara uğramış veya sürgüne çıkmak zorunda bırakılmışlardı.
2011'de başlayan ve ezilen atılım
Suriye'de 2011 başkaldırısını izleyen dönemde bağımsız medya sektörünün sesi güçlendi. Gazeteciler, rejimin karşılarına diktiği sessizlik duvarını aşmak için cesaretle çaba gösterdiler, barışçıl protestoları, sivil inisiyatifleri, savaş suçlarını ve insan hakları ihlallerini belgelediler. Çalışmalarıyla, süre giden trajedinin arka planını aydınlattılar, şiddet ve dezenformasyon altında itibarsızlaştırılmaya çalışılırlarken dahi faillerin sorumluluklarını ortaya koymaktan geri durmadılar.
Suriye medyası için yeni bir fasıl
Esad rejiminin devrilmesinin Suriye için önemli bir dönüm noktası oluşturduğu gerçeğine dikkat çeken bağımsız medya kuruluşları ortak bildirilerinde bu geçiş sürecinin basın özgürlüğünü ve hesap verebilirliği güvence altına alması gerektiğini ısrarla vurguluyorlar: "Rejimin devrilmesi yalnızca korku ve baskı dönemini sona erdirmekle kalmamalı, aynı zamanda adalet, demokrasi ve özgürlükle tanımlanan yeni bir faslı başlatmalıdır."
Medyanın beş temel talebi
Ortak bildiriyi yayımlayan medya kuruluşları basın özgürlüğünü korumak ve özendirmek açısından beş temel talebi vurguluyor:
▶ Adalet ve hesap verebilirlik. İşkence, zorla kaybetme ve yargısız infazlar da dahil gazetecilere karşı işlenen tüm suçların failleri kovuşturulmalı, gözaltındaki gazeteciler derhal serbest bırakılmalı ve basına yönelik suçlarda cezasızlığa sona verilmelidir.
▶ Sansüre son. Enformasyon Bakanlığı kapatılmalı ve medyaya yönelik her türlü sansür kaldırılmalıdır. Bunun yerine, yerel ve uluslararası uzmanlarca denetlenen bağımsız bir düzenleyici kurul oluşturulmalı ve medya özgürlüğü siyasal müdahale olmaksızın sağlanmalıdır.
▶ Basın özgürlüğünün yasayla korunması. 2022 tarihli Siber Suç Yasası ve 2012 tarihli Terörle Mücadele Yasası gibi baskıcı yasalar yürürlükten kaldırılmalıdır. Yeni mevzuat, gazetecileri kovuşturmadan kurtarmak, bilgiye erişimi sağlamak ve kaynakları ifşa zorlamasından korumak üzere uluslararası insan hakları standartlarıyla uyumlu kılınmalıdır.
▶ Anayasal güvenceler. Basın özgürlüğü, Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi ilkelerini yansıtacak şekilde Suriye anayasasında açıkça yer almalıdır.
▶ Özgür ve çeşitlilik içeren bir medya görünümü. Devlet, Suriye'de farklı dilsel ve kültürel bağlamlarda yayın yapanlar da dahil, tüm medya kuruluşlarının özgürce faaliyet göstermesi için fırsat eşitliği sağlayarak bilgi üzerindeki tekelinden vazgeçmelidir.
Geçiş döneminin acil öncelikleri
Ortak bildiride ayrıca Suriye'de geçiş dönemi otoritelerinin atmaları gereken acil adımlar da ana hatlarıyla belirtildi. Bunların başında medya sansürünün yasaklanması, gazetecilerin tacizden korunması ve kamuya açık bilgiye erişim eşitliğinin güvence altına alınması geliyor. Bildiride, gazetecilerin doğrudan şiddeti teşvik etmedikçe, gazetecilik çalışmalarından ötürü hapis cezasına çarptırılmaması ve donanımları, kaynakları ve malzemelerinin yasal işlemler sırasında kötüye kullanılmasından korunması gerektiği vurgulanıyor.
Çalışma alanlarında sıklıkla cinsiyete dayalı taciz ve şiddetle karşılaşan kadın gazetecilerin güvenlik ve onurunun korunmasına da özel vurgu yapıldı.
Suriye'nin demokratik geleceğine bakış
Bağımsız medya kuruluşları açıklamalarının sonuç bölümünde Suriye'nin geleceğine yönelik bakışlarını da güçlü ifadelerle özetliyor: "Basın özgürlüğü sadece demokrasinin temel taşı değil, aynı zamanda onun atan kalbidir. Basın özgürlüğü olmadıkça istibdat, yeniden kök salacağı elverişli zemini bulacaktır."
Bağımsız medya kuruluşları, onlarca yıl süren otoritelik sayfasını kapatırken bugünün ve geleceğin yetki sahiplerini bu tarihsel ana ulaşmak için açık ve hesap sorabilen bir basın ilkesine bağlanmaya çağırıyor: "Bu, gerçeğin korunduğu, seslerin duyulduğu ve gazetecilerin iktidardan hesap sormakta serbest olduğu özgür ve demokratik bir Suriye'nin doğuşu olsun."
(AEK)