Bağımsız Seçim İzleme Platformu bugün Cezayir Toplantı Salonu’nda düzenledikleri basın toplantısında 2014 yılındaki yerel seçim ve cumhurbaşkanı seçimine ilişkin gözlem raporlarını doğrultusunda seçim mevzuatı ve uygulamalara ilişkin tespit ettiği sorunları paylaştı.
Platform bileşenlerinin temsilcileri engelliler, kadınlar, anadili Türkçe olmayanlar, okuma yazma bilmeyenler ve yaşlıların oy kullanma sırasında karşılaştıkları fiziksel engellere dikkat çekti.
Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) şeffaf olmayışı ve yargı denetimi eksikliği vurguladıkları başka bir sorun oldu.
Platform’un talepleri arasında yüzde 10 seçim barajının kaldırılmasını ya da en azından düşürülmesi ve seçimleri bağımsız gözlemeleri için statü tanınması var.
Platform’un bağımsız gözlem yaptığı son üç seçimdeki tespit ve önerileri: Genel Olarak Seçim ve Siyasi Partiler Mevzuatının Demokratikleştirilmesi Bakımından Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni;* YSK kararlarının yargı denetimine açılması için gerekli yasal düzenlemeleri yapmaya, * Anayasa’nın 76 maddesi değiştirilerek seçilme yaşı 25’ten 18’e düşürmeye, Siyasi Partiler Kanunu’nu, dileyen herkesin siyasete katılımını olanaklı kılan, parti içi demokrasiye olanak sağlayan ve siyasi partilerin şeffaflaşmasını öngören bir anlayışla değiştirmeye, * 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun’un (STHVSKHK) 7. maddesini değiştirerek hükümlülere oy kullanma hakkı tanınması için yasal düzenleme yapmaya, * 298 sayılı STHVSKHK'nın 33. maddesini değiştirerek, seçmen kütüklerinin hazırlanmasında evsizler (sokakta yaşamak zorunda bırakılanlar), kadın konuk evleri, yaşlı ve engelli bakım evlerinde kalanların kütüklere kaydı için düzenleme yapmaya, * Zihinsel engelli bireylerin vasisinin bulunup bulunmadığına bakılmaksızın, ayırt etme yetilerinin bilimsel olarak tespit edilmesi ve seçmen kütüklerine kayıtlarının buna göre yapılması için yasal düzenleme yapmaya, * 298 sayılı STHVSKHK'nın 52. maddesinde seçime katılan siyasi parti ve adaylar arasında eşitsizlik yaratan hükümleri yeniden düzenlemeye, * 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu’nun 26. maddesinde değişiklik yaparak oy pusulalarının siyasi partiler ile bağımsız adaylar arasında eşitliği sağlayacak şekilde yeniden düzenlemesini sağlamaya, * 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu’nun 33. maddesini değiştirerek %10 seçim barajını düşürmeye, * 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu’nun siyasi partilere devlet yardımını düzenleyen maddesini, siyasal partilerin aldıkları oy oranına göre devlet yardımından faydalanmasını sağlayacak şekilde değiştirmeye, * Dezavantajlı grupların seçme ve seçilme hakkını etkin olarak kullanmalarını teşvik edici politika ve yasal düzenlemeler yapmaya, * Oy kullanma süresini en az üç gün olacak şekilde yasal düzenleme yapmaya, * Seçimlerin bağımsız gözleme açılması için yasal düzenleme yapmaya, * Seçim tarihlerini mevsimlik işçi göçü ve eğitim dönemi dikkate alınarak belirlemeye, *Siyasipartilerin ve adayların radio ve televizyon reklamlarında Türkiye’de konuşulan dillerden istediğiyle reklam yapmalarını sağlayacakyasal düzenlemeyapmaya, * Tüm seçim ve siyasi partiler mevzuatı uluslararası standartlara uygun hale getirilmeye ve ifade/örgütlenme özgürlüğü ile ilgili yasal düzenlemelerde seçme ve seçilme hakkının etkin olarak kullanılmasını sağlayıcı düzenlemeler yapmaya, Yüksek Seçim Kurulu’nu*Evlerinden çıkamayan engelli ve yaşlı seçmenler için gezici sandık kurulu oluşturmaya, * Görme engellilerin oylarını kendi başlarına kullanabilmeleri için her sandık için Brail alfabesi ile basılmış şablon oy pusulası hazırlamaya, * Belediyelere ait engelli hizmet araçlarının seçim günü il seçim kurulları emrine alınması ve il seçim kurulları tarafından engelli ve yaşlı seçmenlerin oy verme yerlerine taşınması için kullanılmasını sağlamaya, * Türkçe bilmeyen, okuma yazma bilmeyen ve görme engelli seçmenlerin oylarını kendi tercih edecekleri yakınları ile kullanmasını sağlamaya, * Seçmen eğitim materyallerinin Türkçe bilmeyen, okuma yazma bilmeyen, işitme engelli veya görme engelli seçmenlerin bilgilendirilmesini sağlayacak şekilde hazırlamaya ve bu konuda ilgili sivil toplum örgütlerinden görüş almaya, * Seçim sürecinde sivil toplum örgütlerine bağımsız gözlem yetkisi vermeye, * Seçmen tercihinin açıkça ortaya çıkacağı kadar az sayıda seçmenin bulunduğu yerlere sandık kurarak oy verme gizliliğini ihlal etmemeye, bu durumdaki sandıkları en yakın oy verme yerindeki sandıklarla birleştirmeye, * Sandık kurulu başkan ve üyelerine ayrımcılık konusunda eğitim vermeye, * Trans bireylerin oy verirken yaşadıkları kimlik rengi ile ilgili sorun konusunda sandık kurullarını bilgilendirmeye, * Kadın Sığınmaevleri, huzurevleri, yaşlı ve engelli bakım evlerinde bulunan seçmenlerin oy kullanmaların sağlanması için gerekli önlemleri almaya, YSKherseçimsonrasındaoykullan(a)mayanseçmenlereilişkinbiranalizçalışmasıyapmaya ve sonuçlarını kamuoyu ile paylaşmaya, *YSK Sandık Kurulu üyelerine insan hakları eğitimi vermeye ve trans bireylerin oyverirken yaşadıkları kimlik rengi ile ilgili sorun konusunda sandık kurullarını bilgilendirmeye, * Seçmen kütüklerini yurttaşların yaş, engellilik, okuma yazma ve Türkçe bilme bilgilerini içerecek şekilde yeniden düzenlenmeye, bu seçmenlerin oy verme yerleri bu bilgilere göre belirlemeye davet ediyoruz. |
Kronikleşen sorunlar
Eşit Haklar İçin İzleme Derneği’nden Çiğdem Sever 2011 genel seçimlerinden itibaren üç seçimdir gerçekleştirdikleri bağımsız gözlemlerde karşılaştıkları ortak sorunları anlattı.
Türkiye’de seçimlerde hem yapısal hem de uygulamaya ilişkin sorunlar olduğunu ve seçim barajı bunların başında geldiğini söyleyen Sever Anayasa Mahkemesi’nin ihlal kararı vermesine engel olmadığını ancak barajın kaldırılması ile ilgili öncelikli çağrılarının Meclis’e olduğunu söyledi.
Seçimlerde karşılaştıkları kronik sorunlar arasında ise YSK’ın şeffaf olmayışı, yargı denetimi eksikliği, dezavantajlı kişilerin, sığınma evlerindeki kadınların, okuma yazma ya da Türkçe bilmeyenlerin, zihinsel engellilerin, yaşlı seçmenlerin ve cezaevindeki seçmenlerin seçim kampanyalarına erişimde ve oy kullanmada yaşadıkları problemleri sıraladı.
“Yaşlı seçmenlerin bulunduğu 297 bakımevinden 37’sinde sandık kuruldu. Cezaevlerinde de gizli oy ilkesi zedelendiği için seçmenler oy kullanamıyor. Buralar için gezici sandık talebimiz var.”
Sever, sandık kurullarının oluşumu ve seçmen kütüklerine ilişkin başvurularına rağmen YSK’dan bilgi alamadıklarını anlattı.
“Seçimleri kapıdan izlemek zorunda kaldık. Bir çok arkadaşımız polisle sorunlar yaşadı. Türkiye AGIT’e gözlem statüsü tanımasına rağmen ulusal gözlemcilere bunu tanımıyor. Önümüzdeki seçimlerde de bağımsız gözlemi gerçekleştireceğiz, ve statü için YSK’ya başvuracağız.”
Engellilerin karşılaştığı sorunlar
Özürlüler Vakfı’ndan Esra Berberoğlu engelli ve yaşlı bireylerin seçimlerde yaşadıkları sorunların oldukça yaygın olduğunu söyledi.
Engelli seçmenlerin karşılaştıkları sorunların kayıtlarında başladığı belirten Berberoğlu, 2011 seçimleri öncesi engellilerin uygun mekanlarda oy kullanabileceği yönündeki duyurunun da pratikte çok mümkün olmadığını söyledi.
“Seçim sürecinde oy pusulaları görme engellilere uygun değil. Fiziksel engellilerin kucakta taşındığını ya da gizli oy haklarını ihlal edecek şekilde oy kullandırıldığı görüldü. Bina içi yönlendirmelerde de sorunlar var.”
Türkiye Spina Bifida Derneği Başkanı avukat Nurdan Anlı 2011 seçimlerinde tekerlekli sandalye kullanan bir müvekkiline üçüncü kattaki sandıkta yer gösterilmesi üzerine açtıkları davayı kazandıklarını anlattı.
Kadınlara yönelik ihlaller
Adana Kadın Dayanışma Merkezi ve Sığınma Derneği’nden Münire Dağ, Türkiye’nin yasal zorunluluklara rağmen kadınların oy kullanmada eşitlik hakkında yoksun olduğunu anlattı.
“Okuryazar olmayan ya da anadili Türkçe olmayan kadınlar kampanyalardan haberdar olamıyor. Eşleri ve çocukları onların adına oy kullanıyor. Adrese dayalı seçmenlik nedeniyle sığınma evlerindeki kadınlar oy kullanamıyor.
“Kadınların seçilme oranları düşük. Partilerde oy toplamaya yarayan çalışkan neferler olarak görülüyorlar. Sandık başkanlarının yüzde 21’i kadın iken Antep, Hatay ve Urfa’da hiçbir kadın sandık başkanı olamadı.”
Zorunlu göçten doğan sorunlar
Akdeniz Göç-Der’den Ahmet Gegez zorunlu göç mağduru insanların seçmen haklarındaki sorunlara dikkat çekti.
Yüzde 10 seçim barajı nedeniyle Kürtlerin temsiliyetlerini yansıtamadığını belirten Yegez temsiliyette adalet sağlanmadan demokrasiden bahsedilemeyeceğini söyledi. (BK)
* 12 Haziran 2011 genel seçimlerine ilişkin rapora buradan, 30 Mart 2014 seçimlerine ilişkin gözlem raporuna buradan ve 10 Ağustos 2014 cumhurbaşkanlığı seçimine dair rapora buradan ulaşabilirsiniz.