İkinci gün sanki bu inanç sınaması işi için başka bir strateji geliştirilmişti. Avrasya maratonu nedeniyle Taksim çevresinden köprüye doğru uzanan yolların neredeyse tümü kapatılmıştı. Dolapdere'ye ulaşmak için ya uzunca bir yolu yürümek ya da olası açık yolları cengaver bir taksici eşliğinde tek tek denemek gerekiyordu. Beş dakikalık yolu stresli bir kırk dakikaya dönüştüren "foruma varış maratonuna" rağmen, salona girdiğimde katılımcı sayısında hatırı sayılır bir düşüş yaşanmadığını görmek güzeldi. Burada belirtmek gerek sanırım, cumartesi günü tıklım tıklım cümbüş yeriydi forum alanı; ana salon dışına taşan alternatif buluşmalar, başka bir medyayı kendi dillerinde alabildiğine estetik ve çarpıcı tartışan fotoğraflar, belgeseller, açılmış dergi standlarıyla...
Bana Bağımsız Medya Forumu'nun oldukça kıymetli bir organizasyon olduğunu düşündüren en önemli özelliklerinden biri, yerelden uluslararasına, yaygın medyadan alternatif medyaya, akademisyenlerden profesyonellere, öğrencilere, izleyici, dinleyici, okur olarak "medya takipçilerine" kadar çok geniş bir kesimi bir araya getirebilmesi, onlara söz verebilmesi oldu.
Bu bir aradalığı sağlama başarısı sayesinde forum, katılımcılara, beraber yeni bir şeyler inşa etmenin ilk aşamasında elzem olan deneyim paylaşımını hakkıyla gerçekleştirebilmenin çatısını sağladı; çok daha zengin tartışmalara kapı araladı.
Herkes kendi baktığı yerden gördüğünü bir daha tarttı. Tüm katılımcılar açısından, kendi dünyalarına, dertlerine, uğraşlarına daha geniş ya da deneyimin beslediği daha somut bir çerçeveden bir daha bakmayı sağlayacak bir fırsat olarak da yaşandı belki de bu forum.
Konuşmacıların ardından soru cevap bölümüne çok kısa, sembolik bir yer ayrılması, çoğu zaman bu bölüme izleyicilerin de pek rağbet göstermemesi, panellerde, forumlarda çok sık rastlanan bir durumdur. Bunun aksine Bağımsız Medya Forumu'nda "bir başka medya" şiarının hakkını verircesine, soru cevap bölümlerine ayrılan süre oldukça geniş tutulmuştu. Konuşmacıların sürelerini aşmamalarına özen gösterilip bu bölümden kesinti yapılmayarak, bir başka iletişimi mümkün kılacak konuşmacı-dinleyici hiyerarşisi de bir ölçüde kırılmış oluyordu bana kalırsa. Ama dinleyicilerden gelen yoğun katılım, konuyu deşen ısrarlı sorular olmasaydı, yine bu kadar anlamlı bir sonuç, hep birlikte ve içtenlikle sorunu sahiplendiğimizi gösteren bir enerji salona hakim olamazdı sanırım.
İletişim eğitimi konulu paneli, konuşmacılarından olmam dolayısıyla hazırlanış sürecinden itibaren daha yakından takip edebildim. Bu panel hazırlanırken öncelikle iletişim eğitiminin birincil muhatapları olan öğrencilerin ve mezunların işin içinde olması için çaba gösterildi. Bu konuyla ilgili çalışmalar yapmış, hazırlıklı, deneyimli "hocalardan" daha çok, bu eğitimi yaşayan, bu eğitimin ve piyasanın açmazlarına bire bir maruz kalan öğrencilerin tecrübelerine, fikirlerine yer verilmesi amaçlandı. Bu çabayı ben kendi adıma, daha katılımcı, inisiyatif almaya teşvik eden, herkesin ihtiyaçlarını gözeten, otoriterlik karşıtı bir duruşun içselleştirilmesi olarak okuyorum. Ve bu forum gibi deneyimlerde paylaşılarak güçlendiğine de inanıyorum. En azından akademinin ve sektörün mevcut otoriter, kısıtlayıcı yapısında, kendi eğitimleri, gelecekleri üzerine kendilerini yeterince söz sahibi hissedemeyen pek çok öğrenciye fikir, umut, şevk vermiş olabilir.
Bu açıdan bakıldığında, bu panel sonrası öğrencilerin bir buluşma organize edip kendi sorunlarına ve çözüm yollarına odaklanan bir çalışma yapmış olmaları, dahası bu buluşmadan, buradaki örgütlülüğü genişletme ve sürdürme kararı alarak çıkmış olmaları önemli bir adım olsa gerek.
Bu panelin en temel eksikliklerinden biri olarak üç büyük şehir dışındaki iletişim öğrencileriyle bire bir temasa geçilememiş olmasını görmüştük. Ama bu eksiklik, öğrenci buluşmasına farklı illerden öğrencilerin katılımıyla bir ölçüde giderildi. Kurulan bu bağlar sayesinde, eminim bir sonraki organizasyonda bu eksiklik daha az yaşanacaktır.
Yaşama, yaşatmaya dair bir amaç uğruna bir araya gelmiş insanların ürettiği ortak enerjiye inanmanın haklılığını gösteriyor bana her şeyden önce bu tür buluşmalar.
Tüm içeriğinin ötesinde, belki sadece tam da bu nedenden, bence bu forumda alternatif bir iş yapıldı. Yaşadığımız hayata, yaşadığımız medya ortamına alternatif üretmek adına sağlam, içten, güzel bir adım atıldı. Umuyorum ki bundan sonra gözümüzü diktiğimiz çok daha geniş çapta bir buluşma olacak.
Emeği geçen herkesin aklına, fikrine, yüreğine sağlık... (AGS/TK)