"Mevsimlik işçilerin sosyal haklarını kim sağlayacak? Kopan kollarını kim yerine getirecek? Neden yasalar buna uyarlanmıyor? Çiftçinin ürettiği her ürünün brütünden yüzde biri Bağ-Kur'a kesilir. O zaman neden Bağ-Kur'un sağlık hizmetlerinden faydalanmıyorlar?"
Çiftçi Sendikaları Konfederasyonlaşma Platform Sözcüsü Abdullah Aysu her ikisi de bir kolunu yitiren iki kardeş mevsimlik işçi çocuk için böyle konuştu.
Madem Bağ-Kur'a çiftçilerin ürettiği üründen yüzde biri gidiyor, öyleyse Bağ-Kur bu çocukların kollarına protez yaptırsın. Onun parası yetmezse yollarda denetim yapmayan ve kamyonetin tıka basa dolu gitmesine izin veren Karayolları, Şanlıurfa İl Emniyet Müdürlüğü, Şanlıurfa Valiliği, Karayolları da yardım etsin.
3 Ağustos'ta Şanlıurfa'dan Ordu'ya fındık toplamak için giderken Tokat'ta geçirdikleri kazada sol kollarını yitiren 16 yaşındaki Nurgül Karatepe'yle 14 yaşındaki kardeşi Mehmet Fatih Karatepe'nin bulunduğu minibüs Tokat’ta devrilmiş, Mehmet Fatih’in kolu Tokat’ta, Nurgül’ünki ise Sivas’ta Cumhuriyet Üniversitesi (C.Ü) Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi'nde kesilmişti.
Hürriyet'in haberine göre şimdi iki kardeş de C.Ü Ortopedi Servisi'nde tedavi görüyor. Onlara de kaza geçiren araçta bulunan ve hafif yaralanan ablaları Meryem Karatepe'yle (22) ile ağabeyleri Kasım Karatepe (23) refakat ediyor.
Ablaları "Kardeşlerim kazayı hatırladıkça ağlıyor. Kollarına çok üzülüyorlar" dedi.
"Trafik, Karayolları, Valilik, savaş; hepsi sorumlu"
Aysu "Evlerinden koparıdıkları andan Ordu'daki çalışma alanına gidene kadar yolculuğun her aşamasında tüm yetkilier kusur işlememiştir. Trafik, valilik, karayolları, hükümet, hepsi bu olayda sorumlu. Çoğu Güneydoğu'dan gelen bu insanlar oradaki çatışma ortamı ve Kürt sorununa çözüm bulunamaması nedeniyle kendi topraklarında karınlarını doyuramıyor" dedi.
Mevsimlik işçilerin sigortaları olmadığını belirten Aysu "Gayri insani bir şekilde insanların bir yerden bir yere nakledilmesi doğru değil. Bu insanlar kendi topraklarında doyabilir. Düşük yoğunlukla süregelen bu savaş onları yerlerinden yurtlarından barınaklarından uzaklaştırıyor. Sözünü ettiğim şeyler evrensel insan haklarıdır" diye konuştu.
"Bu düşük yoğunluklu savaşı isterlerse durdurabilirler durdurmalıdırlar. Oradaki Et-Balık, Süt Endüstrisi Kurumu (SEK ) gibi kurumlar, yem sanayii yeniden oluşturmaları, tahrip edilen meraların ıslah edilmesi insanları bildikleri hayvancılığa yeniden yönlendirmeleri gerekiyor."
Aysu devletin tarım işçilerinin sendikal örgütlülüğe gitmelerini zorunlu kılması gerektiğini, kayıt dışı süren çalışmayı kayıt içine alınması gerektiğini söyledi ve "bir gün bile çalışıyor olsalar da sigorta altına alınmalaı zorunlu hale getirilmeli.
Devlet kusur işliyor, örgütlemiyor, bu insanların kayıt dışı çalışmalarına göz yumuyor." (NZ)