Babacan: 100 binadan birinde kurtarma çalışması var
Deprem bölgesi Hatay’da incelemelerde bulunan DEVA Genel Başkanı Babacan, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a seslenerek “Tehdit diliyle böyle bir felaket yönetilmez,” dedi.
Maraş merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremlerden en çok etkilenen kentlerden biri olan Hatay'a giden Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan, büyük bir insanlık dramı ile karşı karşıya olunduğunu ve Hatay'ın neredeyse haritadan silindiğini söyledi.
Babacan'ın dün (8 Şubat) Hatay'a yaptığı ziyarette öne çıkan tespitler ve açıklamalar şöyle:
Kurtaramama faaliyeti
"Büyük bir insanlık dramıyla, büyük bir felaketle karşı karşıyayız. Adeta bir şehrin neredeyse haritadan silinmesine yakın bir tablo gördük. Şehrin bir noktasından bir başka noktasına ulaşmak, binaların cadde ve yollara doğru yıkılmasından dolayı çok zor. Vatandaşlarımız birbiriyle görüşemiyor. Telefon altyapısı, şebeke önemli ölçüde çökmüş durumda. Acilen mobil baz istasyonlarının sayısını hızla artırıp iletişimin önünü açmak gerekiyor. En önemli sorun ulaşım ve iletişim.
"Büyük bir yıkım söz konusu. Televizyon ya da telefon ekranlarında gördüğünüz her bir kurtarma faaliyetinin karşısında ekranlarda görmediğiniz en az 100 tane kurtarmama, kurtaramama faaliyeti söz konusu. Yani bir faaliyet yok. Enkazlar var. 10-15 katlı binalar yıkılmış. Aileler binaların etrafında yardım bekliyor; ama hareket yok. Yıkılan 100 binanın belki 1 tanesinde kurtarma faaliyeti var. Diğerlerinde hiçbir faaliyet yok. İnsanlar çaresiz bir şekilde bekliyor.
Rakamlar yükselecek
"Sadece Antakya'da değil, aynı zamanda Adıyaman'da, Kahramanmaraş'ta, Malatya'da çok ağır bir şekilde hissedilen, Adana, Osmaniye, Gaziantep, Kilis, Şanlıurfa, Diyarbakır gibi illerimizde de belli ölçülerde hissedilen bu büyük deprem karşısında kamunun afet yönetme kapasitesi çok çok zayıf. Felaketin büyüklüğü karşısında kamunun uygulamaları, yaptıkları çok çok zayıf. Gerçekten görmeyince anlatmak çok zor. Televizyonlarda, telefon ekranlarında gördüğünüzden kat kat ötesi ağır bir tabloyla şu anda Antakya karşı karşıya.
"En temel ihtiyaçlar... Su, problem. Gıda, problem. Hijyen malzemeleri. Mesela bebek diyoruz ama yaşlılar için hijyen malzemeleri de önemli ihtiyaç. Battaniye, giyim kuşam çok çok önemli ihtiyaç. Evet, kamu kuruluşları evet bir çaba içerisinde ama büyük ihtiyaç ve vatandaşlarımızın büyük bir yardım çabası karşısında kamunun bunu koordine etme kapasitesi maalesef yetmiyor. Bunu da yerinde görüyoruz.
"Sözle anlatılması zor, gözle görmeyince de anlaşılması zor olan bu felakette ben milletimize tekrar başsağlığı diliyorum. Ulaşılan cenazelerden eğer kimliği henüz teyit edilmediyse hayatını kaybedenlerin sayısına henüz yansıtılmıyor. Üzülerek söylüyorum ki rakamlar yükselecek, acı her gün büyüyecek.
Nefret dili
"10 ilde OHAL ilan edildi. Bunun sadece kamunun işlerini daha pratik yapması için, bürokratik engelleri aşması için bu OHAL yetkilerinin kullanılması lazım. Devletin OHAL yetkilerini böyle bir dönemde asla ve asla temel hak ve özgürlükleri kısıtlamak için veya ifade, haberleşme özgürlüğünü kısıtlamak için kullanmaması lazım.
"Sayın Cumhurbaşkanı'na da seslenmek istiyorum. Dün ve bugün kullandığı öfke ve nefret dili bugünlere yakışan bir dil değil. Bugünlerde ülke olarak metanetli olmamız gereken bir dönemde öfke ve nefret dili kullanamazsınız. İnsanları şununla bununla tehdit edemezsiniz. Bu ülkenin yönetim sorumluluğunu üstlenenler, sağduyuyla, aklı selimle yönetmek zorunda. Öfkeyle, nefretle, dışlayıcı bir dille, hele hele tehdit diliyle böyle bir felaket yönetilmez. Duygu kontrolü, öfke kontrolü böyle dönemde devleti yönetenlerin sahip olması gereken en önemli meziyetlerden bir tanesidir."
Cumhuriyet Halk Partisi’nin Cumhurbaşkanı adayı ve görevden alınan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik operasyon sonrası, ülke genelinde protestolar başladı.
Bu protestoların ardından binlerce kişi gözaltına alınırken, yüzlerce kişi tutuklandı. Polis müdahalelerinin sertliği, hem görüntülere hem de ifade tutanaklarına yansıdı.
Gözaltı ve tutuklamalara tepki gösteren isimlerden biri oyuncu Beren Saat’ti.
Saat, paylaşımı şöyle:
"Kapılarda ağlayan anneleri gördükçe içim parçalanıyor; Türkiye’nin en iyi üniversitelerinin öğrencilerinin aileleri onlar. Eğer ülkemiz gelecekte ilerleyecekse, bu gençler sayesinde olacak. Lütfen canlarını yakmayın, taleplerini dinleyin, serbest kalsınlar."
İletişim Başkanı Fahrettin Altun, CHP Genel Başkanı’nın bugünkü açık hava toplantısında medya kuruluşlarına yönelik sözlerine dair X'te paylaşım yaptı.
Altun, açıklamasında CHP liderinin sözlerinin partisinin “ideolojik saplantılarını yansıttığını ve siyasal acziyetini gözler önüne serdiğini” belirtti.
CHP’nin, Batılı medya kuruluşları karşısında ilgi arayışı içinde olduğunu savunan Altun, buna karşın “binlerce emekçinin alın teriyle faaliyet gösteren yerli ve millî medya kuruluşlarına karşı kin güttüğünü” ifade etti.
*CHP’nin bugün (29 Mart 2025 Cumartesi) Maltepe’de düzenlediği “Ekrem İmamoğlu’na özgürlük” mitingini NTV, Habertürk gibi kurumlar yayınlamadı. Daha önce de CHP’nin benzer mitingi ve halk buluşmalarını yayınlamamışlardı.
Altun, CHP liderinin “ideolojik kumpanyasına katılmayan her medya kuruluşunu ve yerli firmayı hedef aldığına”dikkat çekerek, bu tutumun toplumu kutuplaştırmaya yönelik bir girişim olduğunu vurguladı. Açıklamasında “Bu çabanın aziz milletimiz nazarında bir hükmü yoktur” diyen Altun, siyaset kurumunun birleştirici olması gerektiğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sık sık vurguladığı “siyaset ayrıştırma değil, birleştirme sanatıdır” sözünü hatırlatan Altun, Ramazan Bayramı arifesinde toplumun huzur ve birlik içinde olması gerektiğinin altını çizdi.
CHP'nin Boykot Çağrısı: Medya ve Markalara Tepki
İstanbul Maltepe’de düzenlenen destek mitinginde CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınması ve ardından tutuklanması sürecinde, ana akım medya kuruluşlarının ve bazı markaların tutumunu sert bir dille eleştirdi. Özel, bu süreçte eylemlerini görmezden gelen medya organlarına ve belirli firmalara yönelik boykot çağrısını genişletti.
Özel ve CHP yönetimi, 24 Mart’ta boykot edilecek markaların listesini paylaşmış, ardından 25 Mart’ta boykotyap.comadlı bir internet sitesi üzerinden bu listeyi duyurmuştu. Ancak siteye mahkeme kararıyla erişim engeli getirildi. Bugünkü mitingde konuşan Özel, boykot listesinin genişletildiğini ve yeni markaların eklendiğini açıkladı.
Özel, şu sözlerle medya ve reklamverenlere çağrıda bulundu:
"TRT’yi bir daha asla açmıyoruz. CNN Türk, TGRT, A Haber, Beyaz TV, Demirören ve Turkuvaz Medya’yı asla ve asla açmıyoruz. Bir sözüm de reklam verenlere: Eğer biz TRT, CNN Türk, A Haber, Beyaz TV, Türkiye, Akşam ve Yeni Şafak’ta reklamınızı görürsek o ürünü almayacağız."
Espressolab yetkililerinin kendisine ulaştığını belirten Özel, marka yetkililerinin kendileriyle görüşmek istediklerini ifade ederek şunları söyledi:
"Vakıf üniversitelerinde küçük kafeleri ele geçirip pahalıya satanlar var. Boykot deyince gençler bu ismi bağırdı. Yetkililer bize ulaşmaya çalıştı. Dedikleri şu: 'Görüşelim, ne yapmamız gerekiyorsa anlaşalım.' Eğer üniversite kampüslerinde gençlerin gönlünü yaparsa, oradan çekilirse, Espressolab’leri öğrencilere kantin olarak bırakırsa, öğrenciler de 'biz bunları affettik' derse, o zaman yanıma gelirsin dedim."
Medyaya yönelik boykot listesine yeni eklemeler yapan Özel, şu açıklamalarda bulundu:
"Habertürk ve NTV yayında yoktu. Habertürk yayına geçti ama NTV hâlâ yayın yapmıyor. Bu dakikadan itibaren, NTV düzelip de boykot listemizden çıkana kadar NTV’yi izlemiyoruz. NTV’nin yanında Star TV, Doğuş Grubu, Kral FM… Günaydın Restoran’a gidilmiyor, Nusret’in kapısından geçilmiyor. Ayrıca, Doğuş Grubu'nun sattığı arabaları da almayacağız. Volkswagen, Almanya’da sendikanın güçlü olduğu bir firma. Ama bundan sonra bu bayilik NTV’de durdukça, NTV bize böyle davrandıkça Doğuş Grubu’nun sattığı arabaları almayacağız."