Uluslararası Azınlık Grubu'nun "Bir eşitlik arayışı: Türkiye'de azınlıklar" adlı raporunda "Azınlık dillerinin siyasal yaşamda ve kamu hizmetlerinde kullanılmasının hala yasak olduğu, ders kitaplarında azınlıklar hakkındaki kalıp yargıların yeniden üretildiği" belirtiliyor.
Diğer bazı saptamalar şöyle.
"Azınlıklar kendi dillerinden uzaklaştırılıyor"
"Lozan Antlaşması dışında bırakılan azınlıkların okullarda ve medyada kendi dillerini kullanmaları ve dini haklarından tam olarak yararlanmaları yasaklanmıştır. Diğerleri de azınlık dil, kültür ve dinlerini ortadan kaldırmayı amaçlayan politikalara maruz kalıyorlar. Genel olarak, eğitimde ve siyasette yalnızca Türk dili hoşgörüyle karşılanıyor.
"Azınlık dillerinin siyasal yaşamda ve kamu hizmetlerinde kullanılması hala yasak. Ders kitapları azınlıklar hakkındaki kalıp yargıları yeniden üretiyor, bunlar aleyhine başvurabilecekleri bir yargı yolu mevcut değil."
Yüzde 10 barajından azınlık partileri de olumsuz etkileniyor
"Azınlıklar Türk toplumu içerisinde dezavantajlı bir konumdadırlar. Yüzde 10’luk seçim barajı azınlık partilerinin
meclise girmesini engellemektedir.
"Nisan 2006’da, nüfus cüzdanlarında din hanesinin doldurulması zorunluluğu kaldırıldı. Ancak devlet vatandaşlarından dinlerini ilan etmelerini istemeye devam ediyor. Dolayısıyla, bu haneyi boş bırakan gayrimüslimler, dini inançlarını dile getirdiklerinde olduğu kadar savunmasız bir konumdalar."
1934'ten bu yana azınlıklarla ilgili gelişen bazı olaylar
1934: Trakya’daki Musevilere yönelik toplu saldırılar oldu.
1949: Türk olmayan köylerin isimlerinin devlet tarafından Türkçe isimlerle değiştirilmesine izin veren yasa kabul edildi.
1955: İstanbul’daki gayrimüslimlere yönelik toplu saldırılar oldu.
1982: Temel hak ve özgürlükleri sınırlayan yeni anayasa yürürlüğe girer. Zorunlu din eğitimi (Sünni İslam) getirildi.
1991: Kürt milletvekili Leyla Zana TBMM’de kendi dilinde konuşur; tutuklanır ve diğer üç milletvekili ile birlikte 15 yıl
hapis cezasına çarptırılır.
1992: 20bin Türk askeri PKK’ye karşı yürütülen operasyonda Irak’ta Kürtlerin bulunduğu güvenli alanlara girer.
1994: Anayasa Mahkemesi Kürt yanlısı Demokrasi Partisi’ni (DEP) kapatır.
2003: TBMM ifade özgürlüğü ve Kürtçe dil hakları üzerindeki sınırlamaları gevşeten yasalar çıkarttı. Kürtler
çocuklarına Kürtçe isim koyma konusunda halen büyük oranda engelleniyor. Anayasa Mahkemesi Halkın Demokrasi Partisi’ni (HADEP) kapattı.
2004: İlk özel Kürtçe dil kursu açıldı, devlet televizyonunda ilk Kürtçe program yayımlandı.
2005: İstanbul’daki Roman bölgelerinin kamulaştırılması kararı çıkartıldı. Romanlar, adil olmayan muamelelere tabi tutuldu.
27 Nisan 2007: Genelkurmay Başkanı, bir basın açıklamasında "'Ne mutlu Türküm diyene!’ anlayışına karşı çıkan herkes
Türkiye Cumhuriyeti’nin düşmanıdır ve öyle kalacaktır” dedi.
2007: Sur Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş, çokdilli belediye hizmeti sunduğu için Danıştay tarafından
görevden alındı ve belediye meclisi feshedildi. (NZ)