Cumhuriyet öncesi 1913-1914 yıllarına dair verilere göre, Anadolu'da 2596 azınlık okulu bulunuyordu. Bunların 1245’i Rum, 1084’ü Ermeni ve 131’i Musevi okuluydu.
Bugün 16 Ermeni, altı Rum, bir Musevi ve bir de Süryani okulu olmak üzere sadece 24 azınlık okulu bulunuyor.
Bu okulların 23’ü İstanbul’da. Biri ise Gökçeada’da 2013 yılında eğitime başlayan Rum okulu. Süryani Anaokulu Özel Mor Efrem ise 2014’te açıldı. Bu okulla birlikte Süryaniler anadillerinde eğitime 86 yıl sonra kavuşmuş oldu.
86 yıl sonra |
Mardin’deki son Süryani okulu 1928’te kapandı. Süryaniler 1950’lerde okul açmak istedi ama izin alamadı. 2013’te okul açmak isteyen Süryanilere MEB azınlık olmadıkları gerekçesiyle izin vermedi. Bunun üzerine açılan davada Ankara 13. İdare Mahkemesi, Lozan Antlaşması’na göre tüm gayrimüslimlerin azınlık olduğuna ve okul açabileceğine hükmetti. MEB kararı temyize götürmeyerek ilk Süryani okulu için yolu açtı. |
Son iki yılda iki yeni okulun açılmasıyla azınlık okullarında en azından sayı ve Süryanilerin anadilde eğitim haklarını kazanması açısından kazanımlar olsa da 2015-2016 eğitim yılında yine soy kodu uygulaması ve azınlık okullarının “özel okul” statüsünde kabul edilmeleri sürüyor.
Soy kodu uygulaması
Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü’nün 28 Haziran 2015 günü yayınladığı genelge, azınlık okullarına öğrenci kaydı yalnız kendi azınlığına mensup Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının çocuklarının velisi/vasisi tarafından bir form doldurulması ve bu formun okul müdürü tarafından “uygun” bulunması şartını getirdi.
Azınlık okulları 5580 Sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nun 5. maddesinin C fıkrasında “Bu okullarda yalnız kendi azınlığına mensup Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının çocukları okuyabilir” deniyor. Bu durumda bir azınlık mensubunun o azınlık cemaatine üye olduğunu gösterir belge getirmesi isteniyor. Bu da vaftiz belgesi oluyor. Müslümanlaştırılmış azınlıklar bu durumda okula kayıt yaptıramıyor.
Sorun sürüyor
Soy kodu uygulaması okul yönetimlerine bırakılmasına rağmen, bu konuda Ermeni okullarında yaşanan son örnek meselenin sürdüğünü gösteriyor.
Agos’ta yayınlanan Uygar Gültekin’in haberine göre, Fatih İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü (MEB) Kumkapı Bezciyan Ermeni İlkokulu’ndaki biri ikinci biri dördüncü sınıfa başlayacak iki kardeşin kaydının ‘soy durumu’ gerekçesiyle 2014 -15 eğitim yılının ilk sömestri biterken silinmesini istedi.
MEB’in okula gönderdiği yazıda, yapılan soy durumu araştırması sonucunda çocukların Ermeni ya da Süryani olmadıkları söylendi. “Soy durumunun Süryani ya da Ermeni olduğuna ilişkin herhangi bir nüfus kayıt örneğine rastlanmamıştır. Kâhta İlçe Nüfus Müdürlüğü’nün ilgi yazısında bildirildiği üzere Ermeni olmadığından asıl kaydının yapılması Müdürlüğümüzce uygun görülmemiştir.”
Yazıda, ailenin dininin İslam iken Hıristiyan olarak değiştirildiği de belirtildi.
Çocuklarının yıllardır Ermeni okulunda okuduğunu söyleyen aile ise konuyu mahkemeye taşımaya karar verdi.
Çocukların babası hem kendisinin hem de çocuklarının Ermeni kilisesinde vaftiz olduğunu anlattı.
“Biz Ermeni’yiz. Ben Ermeni kültürüyle büyüyemedim ama çocuklarımın Ermenice bilmesini ve Ermeni kültürüyle büyümesini istiyorum. Kimliğimizi inkâr edecek değiliz. Çocuklarımın Ermeni okulunda okuması için elimden geleni yapacağım.”
2013'te ortaya çıktı
2013’te, Ermeni okuluna kayıt yaptıran bir öğrencinin kaydının silinmesinin istendiği bir yazıda, azınlıkların soy durumlarının kodlandığı ortaya çıkmıştı.
Aileye iletilen resmi yazıda Ermenilerin ‘soy kodunun 2’ olduğu, ancak ailenin soy kodunun ‘2’ olmadığı belirtilmişti. Aile uygulamayı mahkemeye taşımış ve mahkeme Türkiye Ermenileri Patrikliği’nin verdiği vaftiz belgesinin kayıt için yeterli olduğunu belirterek, çocuğun okula kaydının yapılmasına karar vermişti. Bu mahkeme kararına rağmen vaftiz belgesi istenme uygulaması sürüyor.
Destek alamayan öğrenciler
MEB'in azınlık okullarında eğitim gören öğrencilere verdiği destek bu yıl da sürüyor. Ancak geçen yıl yaşanan sorunlar bu yıl da giderilmiş değil.
MEB yardım almak için başvuran öğrenciler içinden destek verilecekleri bu ay içinde açıkladı. Fakat MEB kayıt sistemi olan MEBSİS’te bazı öğrencilerin yardım alamayacak oluşları “il kontenjanı dışında kaldıkları” gerekçesiyle açıklandı.
Benzer durum geçen yıl da yaşanmış, sorun sonradan, bu durumdaki öğrencilerin azınlık okullarının kontenjan uygulamasından muaf tutulmasıyla aşılmıştı. (YY)
Azınlık okulları |
5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu azınlık okullarını şöyle tanımlıyor: Rum, Ermeni ve Musevî azınlıklar tarafından kurulmuş, Lozan Antlaşması ile güvence altına alınmış ve kendi azınlığına mensup Türkiye Cumhuriyeti uyruklu öğrencilerin devam ettiği okul öncesi eğitim, ilköğretim ve ortaöğretim özel okulları. |
Özel öğretim kurumlarıyla ilgili mevzuata buradan ulaşabilirsiniz.
Azınlık okullarına yönelik uygulamaların kısa tarihçesi |
• 1968- MEB, Rum okullarına gönderdiği bir yazıyla, Rum okullarına kayıt yaptırma şartı olarak, öğrencinin babasının Rum olması gerektiğini bildirdi. • 1968- Azınlık okullarında okuyan öğrencilerin Türkçe okutulan derslerden başarılı sayılabilmeleri için, sınıf geçme ve sınav notlarının en az 5 olması gerektiği kararlaştırıldı. Diğer okullarda olduğu gibi, bu derslerden, ortalamadan yararlanmak suretiyle ve öğretmen kurulu kararıyla geçilmesi artık mümkün olmayacaktı. • 1968- Rum okullarında okuyacak öğrencilerin okula kaydedilmeden önce, Milli Eğitim Müdürlüğü bünyesinde müfettişlerden oluşturulan bir heyete başvurarak onay alması koşulu getirildi. • 1968- Azınlık okullarına kaydolacak öğrencilerin, ikametgahlarına en yakın okula kayıt olmaları ve daha uzak semtteki okullara kayıt yaptıramayacakları bildirildi. • 1969- Azınlık okullarında okuyan Süryani öğrencilerin azınlık okullarıyla ilişkilerinin kesilmesi ve devlet okullarına nakledilmeleri istendi. • 1970- Rum okullarında okuyan farklı mezhebe veya azınlığa mensup çocuklar ile babaları aynı azınlıktan olmayan çocukların kayıtlarının silinerek, babalarının mensubu olduğu azınlık okullarına veya devlet okullarına nakledilmeleri istendi. • 1970- Rum okullarında işe başlayacak olan T.C. vatandaşı Rum öğretmenlerin, öncelikle Türkçe sınavından geçirilmeleri şartı getirildi. • 1970- Ruhban olan öğretmenlerin okullara öğretmen olarak tayin edilmesi yasaklandı. Bu yıla kadar, Ruhban Okulu mezunu olanların, Rum okullarında din dersi öğretmenliği yapmaları mümkündü. • 1970- Rum ilkokulundan mezun olan öğrencilerin, Rum ortaokuluna devam edebilmeleri için Türkçe ve diğer derslerden yeterlilik sınavına girmeleri koşulu getirildi. • 1971- MEB, bir genelge yayınlayarak, azınlık okullarında, yalnızca, babası azınlık mensubu olan çocukların okuyabileceğini bildirdi. • 1971- Azınlık okullarında düzenlenecek olan müsamere, tiyatro vb. etkinlikler için bir ay öncesinden izin istenmesi, Türkçe çevirilerinin MEB'e gönderilmesi; folklor, halk oyunları vb gösteriler hakkında bilgi verilmesi; bunlara eş zamanlı olarak Türkçe temsil, şiir, şarkı ve folklor gösterilerine de yer verilmesi şartı getirildi. • 1971- Azınlık okullarında görev yapan öğretmenlerin haftalık ders saati toplamının 27 saati geçemeyeceğine ilişkin yasal zorunluluk getirildi. • 1973- Yıl içinde öğretmen açığı yaşanacak derslere, yalnızca kontenjan öğretmenlerinin tayin edilebileceği kararı alındı. • 1974- Azınlık diliyle yapılan dersler için hazırlanan soru tutanaklarının ve cevap anahtarlarının Türkçe çevirilerinin yapılması ve her dersin sınavının bitiminde sınav evraklarına eklenmesi istendi. • 1974- Rum okullarında Rumca ders saati, Türkçe ders saatleri ile eşitlendi. • 1980- Ermenistan ile Türkiye arasında sorunlar yaşandığı için, Ermeni okullarındaki haritalarından Ermenistan’ın silinmesi istendi. • 1985- Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği’ne, azınlık okullarında sadece azınlık mensuplarının okuyabileceği ibaresi eklendi. • 2007- Öğrenci kısıtlaması, Özel Öğretim Kuruları Kanunu’na eklendi. (Kaynak: Agos) |