Birleşmiş Milletler Nüfus Fonunun (UNFPA- Azerbaycan) düzenlediği “Kız Çocuklarının Teşviki ve Seçici Kürtajla Mücadelede Medyanın Rolü” projesi kapsamında yapılan yarışmanın galibi olan Azerbaycanlı gazeteci Raminə Eyvazqızı ödül olarak deneyim paylaşımında bulunmak için bianet’in konuğu oldu.
TIKLAYIN - Raminə Eyvazqızı'nın ödül kazanan haberi
Dört günlük ziyareti boyunca hem Azerbaycan hem de Türkiye’deki medyanın durumunu konuştuk, gidişatını tartıştık, deneyimlerimizi paylaştık.
Raminə Eyvazqızı’nın Gold News’te yayınlanan bianet deneyimlerini anlattığı yazının çevirisini paylaşıyoruz…
***
Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu’nun (UNFPA Azerbaycan) Azerbaycan’da doğanlar arasında cinsiyet eşitliğinin bozulması, seçici kürtaj ile mücadele ve kız çocuklarının eşitliğinin sağlanması konularında medyayı da içine alarak yürüttüğü çalışmalar üç yıldır devam ediyor.
Avrupa Birliği’nin mali desteği ve MediaLink MMC’nin organizasyonu ile bu yıl seçili konularda bir haber müsabakası düzenlendi. Makalemle bu yarışmanın galibi oldum ve Türkiye’de bir medya kuruluşunda yer alma şansını kazandım. Dört gün boyunca İstanbul’da merkezli bianet.org’un misafiri oldum.
Türkiyeli gazetecilerin çalışmalarını yakından izledim. İzlenimlerim oldukça ilgi uyandırıcı, farkındalık yaratması açısından da etkileyici ve şaşırtıcı oldu.
bianet’in Türkiye medyasındaki yeri
Elif Ünal ile bianet ofisinde.
Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu’ndaki (UNFPA Azerbaycan) uzmanlar staj programı için bianet.org medya kurumunu seçti.
bianet Türkiye’de hak haberciliği alanında faaliyet yürüten bir medya kuruluşu. Burada insanın milliyeti, ırkı, sosyal, ekonomik ve eğitim durumu ne olursa olsun herkesin sesini duyurmaya çalışıyor. Bunları yaparken hiçbir ticari amaç da gütmüyor, reklam bulundurmuyor, okuyucu çekmek için skandal haberler üretmiyor.
Bazen muhalif bazen ise nötr bir çizgide haberler üreten bianet Türkiye’de kadın haklarının korunmasında kimi zaman yasalara da etki eden kampanyalara öncülük etmiş.
bianet.org 1997 yılında BİA- Bağımsız İletişim Ağı olarak faaliyete başlıyor. İPS İletişim Vakfı’nın rehberliğinde ve İsveç’in SİDA adlı kurumunun desteği ile faaliyetlerine devam ediyor. Esas sloganı ise “haklar için habercilik, habercilik için özgürlük.”
Kurucularından Nadire Mater Türkiye’nin önemli gazetecilerinden, yazarlarından biri. İnsan haklarını ve özgürlüklerini savunan bir gazeteci olarak defalarca yüksek mertebede ödüller kazanmış, “Mehmedin Kitabı” isimli kitabı yüzünden ise hapis cezasının eşiğinden dönmüş. Kitap Güneydoğu’da olağanüstü hâl bölgesinde askerliklerini yapan askerlerin deneyimlerinden bahsediyor ve savaşın aslında görülmeyen yüzünü ortaya koyuyor.
Nadire Mater ile görüşmemiz oldukça ilgi çekici oldu. 1990’lı yıllarda Azerbaycan’a gelen Mater, Azerbaycan medyasını da takip ediyor. Kendisi sorularımı yanıtlamak için de bana oldukça zaman tanıdı.
Çok yönlü bir medya kurumu olarak bianet
bianet haber portalı birçok alanda yayın yapıyor. Haber sitesinde insan hakları, kadın hakları, çocuk hakları, hayvan hakları, ifade özgürlüğü, çevre, eğitim, LGBTİ+ ve ayrımcılık üzerine odaklanan haberler yer alıyor. Sitedeki bianet başlığı altında gündemdeki haberleri takip edebiliyorsunuz.
biamag bölümünde ise haftalık çıkan bir internet dergisi formatında düzenlenmiş. Her editörün bir haftalık düzenlemesini ve yayınlanmasını üstlendiği dergide röportajlar, mülakatlar ve araştırmalar yer alıyor. Çocuk bölümünde çocuklar ve çocuk haklarının korunması ile ilgili haberler yer alıyor.
Kürtçe bölümde haberler Türkiye’de bugüne kadar anadillerini kullanmak için mücadele veren Kürtlere yönelik olarak Kürtçe aktarılıyor. İki yıldır faaliyet gösteren bölümün editörlerinden Murat Bayram ile sohbet etme imkanım oldu. Deneyimli bir gazeteci olan Murat aynı zamanda atölyelerde Kürtçe dersleri veriyor.
LGBTİ haberciliği
bianet’in az önce de üstünde durduğum gibi haberlerine çeşitli cinsel yönelimlerdeki insanları da dahil ediyor. Türkiye’ye dair bu konulardaki haber örneklerini internet sitesinin LGBTİ bölümünde bulabilirsiniz. bianet LGBTİ ve Kadın Bölümü editörü deneyimli bir gazeteci olan Çiçek Tahaoğlu, bu konularda yazdığı makaleler ile oldukça ses getirmiş.
LGBTİ konusu Azerbaycan medyasında gözardı edilen bir konu. Bu konuya eşit haklar çerçevesinde yer vermeye önem gösteren bianet, Azerbaycan medyası için örnek alınabilir.
Çiçek’le konuşmamızda medyamızın ortak sorunlarına, özellikle kadınlara yönelik haberlerde profesyonellikten uzak noktalara, medyanın kadına yönelik şiddete karşı mücadelede oynadığı önemli role değindik.
Meslektaşımın dediğine göre 2015 yılından itibaren hem siyasetteki değişimler hem de okuyucularda sürekli olumsuz haberlerin okunmasının getirdiği bıkkınlık bakımından medyanın ve toplumsal hak savunuculuğunun durumu hiç iç açıcı değil.
Çiçek Tahaoğlu bianet’in yayınladığı yine bianet’in eski editörlerinden Elif Akgül ile birlikte yazdıkları Toplumsal Cinsiyet Odaklı Habercilik elkitabının önemini vurguladı. Elbette böyle yayınlar Azerbaycan medyası için de gerekli.
Ayrıca bana bianet’in 2012 yılında hayata geçirdikleri “Benim bedenim benim kararım” adlı kampanya hakkında bilgi verdi. Bu kampanya Türkiye’deki kürtaj yasağı girişimini ciddi biçimde etkilemiş.
Bugün, bianet’in sayfalarında kadın hakları yalnızca kadınlar tarafından konuşulmuyor. Bir süre önce sitede “52 erkek 52 hafta Erkek Şiddetini Yazıyor” isimli bir haftalık yazı dizisi başlatılmış. Erkekler de artık kadınların haklarının korunması için ayağa kalkmışlar. Kendi hemcinslerinin ve kendilerinin birçok konuda haksız olduklarını kabul ediyorlar. Bu değerlendirme yazıları bianet okuyucuları için de kimi zaman çelişkili bir hal alırken kimi zaman da ilgi çekici bir hal alıyor.
Medyanın gelişmesi kaygısı
Bianet medyanın ve gazeteciliğin gelişimi için faaliyette olduğu süre boyunca kitaplar hazırlamış. Profesyoneller tarafından hazırlanan bu kitapların asıl amacı haber yazarken insan haklarının dikkate alınması ve haberde profesyonelliğin sağlanması olarak belirtiliyor.
Resimde bu kitaplardan bazıları yer alıyor ancak geri kalanlarının elektronik versiyonunu bianet’in sayfasındaki bia kitaplığında görebilirsiniz.
bianet medya takip çalışmaları
Konuğu olduğum medya kurumunun faaliyetlerinden biri de profesyonel gazeteciler tarafından gerçekleştirilen medya izleme projelerinin olması. Bu hizmet medyaya yansıyan kadına yönelik şiddet gibi konularda mevcut aylık ya da yıllık raporları toplamak ve analiz etme amacını güdüyor. Medya taramasının sonuçlarını posterlerde görebilirsiniz.
Atölyeler ile ülkedeki gazetecilik gelişiyor
Çalışmalarına yeni başladıkları atölyeler yalnızca bianet için bir proje değil aynı zamanda ülkede gazeteciliğin gelişmesi için bir proje. Düzenlenen medya atölyelerinde genç gazeteciler gazetecilik ve medya hakkında bilgi ediniyor, böylece alanlarında daha profesyonelleşebiliyorlar.
bianet proje koordinatörü Evren Gönül ile yaptığımız görüşmede Türkiye’deki profesyonel medyanın durumunu ve medyanın mevcut sorunlarını konuştuk. Konuşmamız sırasında Evren Gönül aynı zamanda Türkiye’de kadın hakları konusunda medyada yaşanan değişimlerden de söz etti. Erkek şiddeti haberlerinde “töre cinayeti”, “namus cinayeti” gibi kelimelerle cinayetlerin meşrulaştırıldığını ancak bu pratiğin daha sonradan terk edildiğini belirtti. Günümüzde çok fazla tartışılan konular ile alakalı bir söyleşi gerçekleştirdik.
Mor Çatı Türkiye’nin ilk kadın sığınağı
Proje kapsamına uygun olarak bianet’in vasıtasıyla Türkiye’deki nüfuzlu kadın sığınaklarından birinin ofisinde misafir oldum. Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı şiddete maruz kalan kadınlarla dayanışmak, şiddete karşı mücadeleyi yaygınlaştırmak için kurulmuş ve Türkiye’nin bu konudaki en köklü kurumu.
Vakıfın ofisinde teşkilatın gönüllüsü Hale Çelebi ile ilgi çekici bir sohbet gerçekleştirdik. Sığınağın yeri güvenlik sebebiyle gizli tutuluyor. Biz de ofislerinde daha çok Türkiye’de kadın haklarının düzenlenmesiyle ilgili devlet ve devlet dışı organların misyonları üzerine bir konuşma gerçekleştirdik.
Mor Çatı Vakfı’nın kurulma fikri Türkiye’de 1980’li yıllarda ülkede kadınlara karşı uygulanan şiddete karşı gerçekleşen kitlesel hareketler ile şekillenmeye başlıyor. Ülkede yeni şekillenen feminist hareketin de bunda çok büyük bir etkisi olmuş. Örgütün adı da aynı zamanda feministlerin rengi olarak da bilinen mor renginden geliyor. Ve bu hareketlerin de etkisiyle vakıf 1990 yılında kuruluyor.
Türkiye’de kadın hakları savunuculuğunda Mor Çatı yıllardır aktif olan kadın örgütleriyle birlikte kurultaylar düzenliyor. Hatta gene böyle bir kurultayın sonucunda 2012 yılında Türkiye’de kadınların şiddetten korunması ve buna yönelik tedbirlerin alınmasıyla ilgili 6284 Sayılı Kanun yürürlüğe giriyor. Bu kanun içerik itibariyle bizde 2010 yılında kabul edilen aile içi şiddet ile mücadeleye dair kanuna benziyor. Ama bu kanun daha etraflıca hazırlanmış ve öngörülen tedbirler açısından daha kapsamlı.
6284 Sayılı Yasaya göre şiddet uygulandığı anda polis, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde (acil durumlarda) mahkeme veya mülki amir (Kaymakamlık-Valilik) kararı aramadan şiddete karşı tedbir almak durumunda. Ayrıca kanun kadınların şiddet görmeleri durumunda karşı tarafa uzaklaştırma kararı verilmesini öngörüyor. Ve şiddet yalnızca fiziksel (dayak, yaralamak) ile sınırlı tutulmuyor.
Bu kanun yürürlüğe girdikten sonra Türkiye’nin her yerinde Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri kuruluyor, kadınların şikayetlerine ve isteklerine bakmak için seferber ediliyorlar.
“Geride kim kaldı?”
Kadın sığınaklarına gelince, devlete ait 130 kadın sığınağından birinde kalabilmek için belli kurallar var. Devletin sunduğu bu şartlar öyle ki insan “geride kim kaldı?” sorusunu sormadan edemiyor.
Devlet sığınakları Mor Çatı’dan farklı olarak 60 yaş üstündeki kadınlara, 12 yaş ve üzerinde oğlu olan kadınlara, seks işçilerine ve LGBTİ kadınlara destek vermiyor. Mor Çatı ise bu kategorilerdeki kadınlara da destek sunuyor. Hali hazırda sığınaklarında 18 tane kadın var. Herhangi bir zorlukla karşılaşmış olan kadınlar burada bir yılı aşkın sürelerde kalabiliyorlar.
Hale Çelebi’nin dediğine göre Mor Çatı kadınlara yalnızca sığınak vermiyor aynı zamanda onlara haklarını savunmaları için hukuksal destek sağlıyor. Ve bir kadın yardım için müracaat ettiğinde ise kadının beyanı esas alınıyor. Vakfın sitesinde karşı cinsin şiddetine karşı mücadeleyle ilgili kadınlar için ilgi çekici tavsiyeler var. Kendisi de feminist bir oluşum olan kurumun aile içi şiddete ve 6284 sayılı kanuna yönelik ayrıntılı bir anlatımına siteden ulaşabilirsiniz.
bianet’te geçen dört günlük misafirlik süremde Türkiyeli meslektaşlarımla birlikte yeterince dertleşme imkanım oldu. Ve şunu bir kere daha anladım ki medya hangi ülkede olursa olsun özgür olması gerekiyor. Bu özgürlük de insan haklarını korumak, toplumu etkili mesajlar vermek, yeri geldiğinde ise eğitmek için hizmet etmek için kullanılmalı.
Son olarak belirtmek isterim ki bianet hakkındaki gözlem yazımın maksadı bu medya kurumunu tarif etmek değil. Bunlar yalnızca benim gözlemlerim ve izlenimlerim. bianet, mesleğini seven ve bunun için canla başla çalışan bir gazeteci için tüm fırsatları yaratan bir medya kuruluşu. Normal ve işleyen! (RE/HK)
Çeviren: Elif Ünal