Ayvalık Demokrasi Platformu, 6 Şubat’ta Maraş’ta meydana gelen ve en az 10 ili etkileyen depreme dair basına açıklama yaptı.
Cumhuriyet Alanında toplanan yurttaşların, depremde yaşamını yitirenler için bir dakikalık saygı duruşunda bulunmasının ardından, Ayvalık Demokrasi Platformunu adına Pınar Öney Bakırcı açıklamayı okudu.
"Hepimiz sistemin enkazı altında öldük"
Şunları söyledi:
“Sesler sözler günlerdir boğazımıza dizildi. Ne acıdır ki her gün ölülerimizin ardından yas tutar olduk. En acı vereni ise, bu coğrafyada fay kırıldı, sadece binalar değil sistem çöktü.
Ve hepimiz bu sistemin enkazı altında öldük. Her şeyin tek elden yürütüldüğü bir zihniyetin altında kaldık. İcazet almadan harekete geçemeyen liyakatsız yöneticiler; icazet almadan insan kurtaramayan AFAD; çadır kuramayan, halka bir tas sıcak çorba dağıtamayan Kızılay; başımıza gelen her kötü olayı kadere bağlayan, her söze "cumhurbaşkanımızın talimatıyla" diye başlayanlar, bizi sorumluya götürüyor zaten.
“Sorumlu insanların sorumsuzluğu yüzünden öldük. Yandaş müteahhitler, denetlemekten aciz denetim mekanizması, sekiz defa çıkardığınız imar barışları yüzünden öldük. Hem de kendi mezarlarımızın harcını ödeyerek öldük.
“İlk günden askeri sahaya sürmediğiniz için, iş makinelerine el koyup bölgeye sevk edemediğiniz için, yaptığınız yollar, hastaneler, havaalanları çöktüğü için öldük. Ve biz öldükçe siz bize hakaret ettiniz. Biz öldükçe tehditler savurdunuz. Ve biz öldükçe siz daha da zengin oldunuz.
“Artık yeter diyoruz! Artık yeter! Şimdi ölülerimizin hesabını verme zamanı. Biz kendi yaralarımızı sarıyoruz, inin bu halkın sırtından engel olmayın yeter
“Ayvalık Demokrasi platformu olarak depremde yitirdiğimiz yurttaşlarımızı anıyoruz. Ve depremden etkilenen bütün yurttaşlarımıza geçmiş olsun diyor, tüm halkımızı sorumluların hesap vermesi adına mücadele için dayanışmaya davet ediyoruz.”
Yurttaşlar serbest kürsüde konuştu
Daha sonra Platformdan Sinan Karademir’in Hatay’lı bir depremzedenin yazdığı, “çöken evlerimiz değil omuzlarımız/ Kırılan kolon değil elimiz ayağımız” dizeleriyle başlayan şiirini okumasının ardından, alanda bulunanlardan isteyenler kürsüye çıktı ve konuştu.
“İmar affına da çok öfkeliyim”
Bir yurttaş şöyle dedi:
“Bir inşaat mühendisi olarak da çok çok öfkeliyim. Çıkacak torba yasanın içinde bir imar affı var, ona da çok öfkeliyim. Hatalı ev yapanlar imar affı ile hükümet tarafından aklanmıştır. Müteahittlere de öfkeliyim. Ülkemizde hukuk okumayan avukat, savcı, yargıç olamaz. Okumayan öğretmen olamaz, doktor olamaz. Ama herkes müteahhit olabilir. Ben bu sisteme karşıyım, çok öfkeliyim.”
“Sebepler ve sorumlularla yüzleşmeliyiz”
Başka bir yurttaş şunları söyledi:
“Merhaba, içim çok acıyor, ilk başta onu söyleyeyim. Aziz Nesin’in dediği gibi, aynı kağıdın arka ve ön yüzleri gibiydik. Sonsuza dek beraber ama hiçbir zaman birbirlerini görmeyen; bu güne kadar böyleydik. Bugün milat olsun, birbirimizi görelim. Birbirimizin yüzüne bakalım ki, bu durumun sorumlularını ve sebepleriyle yüzleşelim. Bu yüzleşmeyi, o enkaz altında kalan her bir nefese, her bir hayata tek tek borçlu olduğumuzu düşünüyorum. “
"İskenderun’da depremi yaşamış biri olarak buradayım"
Başka biri de şunları anlattı:
“Burada yazdığı gibi acımız çok büyük, öfkemiz çok büyük. Ben İskenderun’da depremi yaşamış biri olarak buradayım. Hatırladığım şu; kızımın üzerine yattım, ellerini öptüm, yüzünü öptüm, bir daha onu göremeyeceğimi, bir daha sarılamayacağımı, öpemeyeceğimi düşündüm. Üstüne yattım, kolonlar üstüme devrilsin kızım belki kurtulur diye düşündüm. Yarım saat içerisinde ilk cenazemle karşılaştım. Morgda, morg bile değil, cesetlerin içinde yeğenime sarıldım, öptüm.
Ben şunu istiyorum, bunu yaşatan herkes, kim olursa olsun bunu yaşatan herkes bu acıyı yaşamadan gebermesin. Yaşadığımız her şeyi yaşasınlar, buna çanak tutan herkes.”
(Gİ/EMK)