Komite Türkiye'den kadınlara yönelik ayrımcılığın sona erdirilmesi için "ciddi adımlar atmasını" ve "kadının siyasetteki etkinliğinin artırılmasını" istedi.
Devletin "bilgi kıtlığına" eleştiri
Türkiye'de kadınların eğitim ve sağlık hizmetlerinden yeterince yararlanamadığına, siyaset ve iş yaşamında etkin olamadığına dikkat çeken Komite, devletin bu alanlarda tedbir almasını; kadına yönelik şiddetin önlenmesi için toplumu bilinçlendirme kampanyaları hazırlanmasını; kadın sığınmaevlerinin sayısının artırılmasını istedi.
Komite, sığınma hakkı arayan kadınların durumu hakkında devlet mekanizmasındaki bilgi kıtlığını da eleştirdi.
Anayasa'nın, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) ve Medeni Kanun'un bazı maddelerinin kadına yönelik ayrımcılık içerdiğini vurgulayan Komite, "kadına karşı ayrımcılık" ifadesinin Anayasada net bir biçimde tanımlanmasını talep etti.
"Medya pozitif kadın imajı çizmeye yüreklendirilmeli"
Komite, medyanın kadın - erkek eşitliğini öne çıkaracak, kadınla erkeğin gerek kamusal gerek özel hayatlarındaki yükümlülüklerine vurgu yapacak, "pozitif bir kadın" imajı çizmesi için yüreklendirilmesi gerektiğini savundu.
Türkiye'de kadın-erkek eşitsizliğine yol açan etkenleri "ataerkil yapı, kültürel stereotipler ve gelenekler" olarak sıralayan Komite kararlarında, bunların "erken yaşta evliliklere, zorla evlendirmelere ve çokeşliliğe" yol açtığı da belirtildi. Komite, devletin bu konularda kadın örgütleriyle işbirliği yapması gerektiğini vurguladı.
"Yasalarda ayrımcılık sürüyor"
Komite kararlarında, şu noktalar öne çıktı:
* Devlet, kadına yönelik ayrımcılık konusunda toplumu bilinçlendirme çalışmaları yapmalı; özellikle hakimler ve savcılara yönelik eğitim çalışmaları gerçekleştirilmeli.
* TCK'da bekaret testlerinin veya genital testlerin kadınların rızası olmadan yapılamayacağı belirtilmeli. Bu tür testlerde, kadının rızası ön şart olmalı.
* TCK'da "namus" yerine "töre" iadesinin kullanılması ceza indirimine yol açabilir. Hem namus hem de töre cinayetlerine en ağır ceza verilmeli; töre ve namus cinayetleri, "nitelikli insan öldürme" suçu kapsamında değerlendirilmeli.
* TCK'da 15-18 yaş arası gençlerin kendi rızalarıyla girdikleri cinsel ilişkilere getirilen yasaklar özellikle kız çocuklarını olumsuz etkiler. Bu yasaklar kaldırılmalı.
* Medeni Kanun'da "edinilmiş malların ortak paylaşımını" düzenleyen Mal Rejimi, geriye doğru uygulanmalı. Yasanın bugünkü halinin yarattığı olumsuz sonuçları devlet takip etmeli.
* Aile içi şiddet sürüyor. Şiddet gören kadınlar, yasalarda yer alan korunma mekanizmalarından habersiz. Devlet, kadına karşı şiddet konusunda eylem planlarını hayata geçirmeli. "Ailenin Korunması Yasası"nın uygulanıp uygulanmadığı izlenmeli.
* Türkiye'de kadın sığınaklarının sayısı yetersiz. Belediyeler Yasası ile sığınakların yerel yönetimlere devri, kadınlar açısından yeni tehlikeler içeriyor. Devlet yeni sığınaklar açmalı, yerel yönetimlerin yeni sığınaklar açmak için mali kaynağa ve insan kaynağına sahip olup olmadığını kontrol etmeli. Ayrıca, sığınakların işletilmesi ve denetlenmesi konularında sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliğine gitmeli.
"Kota uygulanmalı"
* Devlet, kadının toplumsal ve siyasal hayata katılımını artırmak; parlamentoda, belediyelerde, kamu kurum - kuruluşlarında ve Dışişleri Bakanlığı'nda daha fazla sayıda kadının yer almasını sağlamak için "geçici özel önlemler" almalı. Kota uygulanmalı.
* Devlet, kadınların okur yazarlık oranının ve eğitime katılımının artırılması için geçici özel önlemler uygulamalı. Eğitim alanında kadınların ve kızların önündeki bölgesel, etnik, kentsel ve kırsal farklılıkları giderici önlemler alınmalı.
* Kadınların ancak geleneksel rollerine uygun eğitim alabilmesi, istihdam fırsatlarından yararlanabilmelerini engelliyor. Devlet, özellikle, mesleki ve teknik eğitim alanlarında kızların ve kadınların sayısının artırılmasını sağlamalı.
* Anadili Türkçe olmayan kadınlar, eğitim hayatlarında ayrımcılıkla karşılaşabiliyor. Devlet, bu kadınların eğitim alanında karşılaştıkları sorunların çözümü için politika üretmeli. Ayrıca, başörtüsü yasağı nedeniyle okullarından ayrılmak zorunda kalan kadınların sayısı tespit edilmeli.
"Çalışma hayatında kadına yönelik ayrımcılık önlenmeli"
* Bundan sonra komiteye sunulacak hükümet raporlarında, devletin ekonomik planlamasında toplumsal cinsiyete verilen değere ilişkin bilgiler yer almalı.
* Türkiye'de kadının işgücüne katılımı çok düşük. Kadınlar, kamu ve özel kesimde daha düşük ücretlerle çalışmak zorunda bırakılıyor. Taşrada kadın, tarım işçisi olarak karşılıksız emek sarf ediyor. Kadınlar kayıt dışı işlerde düşük ücretlerle çalışıyor, sosyal güvenlik haklarından yoksun bırakılıyor.
* Kadınların bu alanda karşılaştığı ayrımcılığın önlenmesi için "geçici özel önlemler" alınmalı. Devlet, kadınların çalışma yaşamına girmesini engelleyen geleneksel rollerin ve sosyal kısıtlamaların kaldırılması için bilinçlendirme çalışmaları yapmalı. Çocuklara yönelik, okul öncesi eğitim hizmetleri yaygınlaştırılmalı.
* Devlet kadın sağlığına kaynak ayırmalı. Özellikle üreme sağlığı ve bebek ölümleri konusunda önlemler alıp bilgilendirme çalışmaları yapmalı. Kırsal kesimde yaşayan kadınlar başta olmak üzere, tüm kadınların sağlık hizmetlerine ulaşması sağlanmalı. (BB)
* CEDAW Komitesi'nin Türkiye hakkındaki raporunda yer alan ifadeleri, Onur Ant Türkçeleştirdi.